Dün, can çekişen Türkçemizle ilgili yürek parçalayan tespitler yaptı.
Bugün de, yüz üstü yere kapaklanan ailemiz için uyarılarda bulundu.
Gerçi artık alıştık.
Her sene şubat aylarında günün anlam ve önemine münasip kaleme alınmış beylik sözler işte.
Ve maalesef en yüksek makam tarafından tespit adına dillendirilen her şey doğruydu ve yüreklerimizi bir daha bir daha yaktı.
Doğruydu lakin geçen seneden bugüne nasıl ki çözüm adına bir adım atılmadı, derde çare bulunmadıysa yine öyle olacak.
Ve
Türkçemiz, kendisine tuzak kuranların elinde, yine nazenin bir güvercin gibi çırpına çırpına can verirken;
Ailemiz de, Uluslararası kabadayıların korumasındaki İstanbul sözleşmesi karşısında; çaresizce boyun büküp, 6284 şiddetinde depremlerle sarsıla sarsıla parça parça olacak...