MUSTAFA IŞIK
KAŞİD Genel Başkanı Âdem Kuru, TÜDEMSAŞ'ta bir işçinin hayatını kaybettiği iş kazası ile ilgili yasal girişimde bulunacaklarını söyledi. Kuru, 'Biz dernek olarak, federasyon olarak bu konuyu takip ediyoruz. Gerekli yasal işlemleri biz aileleri ile beraber kendimiz de yapacağız' dedi.
Fabrika girişinde şirket işçileri ve bazı sendikaların başkanları ile birlikte açıklama yapan Kuru, kurumun iş güvenliği ile ilgili gerekli tedbirleri almadığını savundu. TÜDEMSAŞ Genel Müdürü ve iş güvenliği uzmanının da istifa etmesi gerektiğini söyleyen Kuru; 'Burada öncelikli yapılması gereken iş güvenliği uzmanının işinden istifa etmesidir. Sayın Genel Müdürün tedbirsizliklere meydan bıraktığı için işinden istifa edip hakkaniyetli bir insanın oraya gelmesidir' dedi.
'İŞÇİ KARDEŞLERİMİZ
HER GÜN RİSK ALTINDA'
KAŞİD Genel Başkanı Âdem Kuru, fabrikadaki çalışma koşullarını eleştirerek, taşeron firma işçilerinin ciddi riskler altında çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
Kuru, şu şekilde konuştu: 'TÜDEMSAŞ'ta alt işverene bağlı arkadaşlarımız istirahat halindeyken bir iş kazası sonucunda Kaddafi Gülmez isimli arkadaşımız hayatını kaybetti. Mesai saatinin başlamasıyla işçilerimizin işe başlangıcı ve neticesinde mesainin içerisindeki dinlenme saati esnasında firma sahibinin veya yetkililerinin, işin devam etmesi konusunda baskısı sonucunda saat 09:05'te bir arkadaşımızı tam dinlenme saati sırasında, yani dinlenme alanını, dinlenme saatini bırakıp da işe doğru ilerlerken, halatların kopması, esnemesi, gevşemesi ve yahut da bilinmeyen bir sebepten dolayı yaklaşık 22 tonluk vagonun arkadaşımızın üstüne düşmesi sonucu hayatını kaybetmiştir. Buradaki yaklaşık 70 tane çalışan işçi arkadaşımız her gün aynı risk altında çalışarak işlerini devam ettirmekte. TÜDEMSAŞ'a bağlı çalışan arkadaşlarımız gerek vagonda gerekse diğer birimlerdeki veya ülkemizin tüm kamu kurumlarında çalışan işçilerimiz iş garantisi olmadan her gün iş kazalarıyla karşı karşıya kalacak konumda çalışmaktadır. Hayatını kaybeden arkadaşımızı toprağa verirken, babasının, ailesinin, çocuklarının durumunu düşündük. Hiçbir yetkilinin, hiçbir idarecinin, hiçbir şirket sahibinin gelip de bu konuda hatayı kabul edecek veya da bir açıklama yapacak pozisyonu olmadı.
'ACİZ BİR KURUM'
TÜDEMSAŞ'ın, uluslar arası rekabet gücü yakalayan, Türkiye'nin büyük bir kurumu olduğunu ancak, asgari ücretle çalıştırdığı işçisinin iş güvenliğini sağlayamayacak kadar aciz bir kurum olduğunu savunan Kuru, 'İş güvenliği uzmanının burada işi ne?' dedi.
Kamuda çalışan şirket işçilerinin mutlaka kadro alması gerektiğini belirten Kuru, 'Bizler yıllardır serzeniş içerisindeyiz, diyoruz ki iş garantimiz yok. Diyoruz ki kadro almamız lazım. İş garantisi olmadan çalışmalar uygun değil, bugün bu tabloyu görüyorsunuz. Arkadaşımızın başına gelen olay mesai arkadaşlarının serzenişi, çocuklarının durumu, bu yaşta 3 çocukla beraber, yetim kalan bir eşin durumu, anne-babanın durumu bunlar insanlık dışı muameledir. İnsana yakışmayacak çalışma şartlarıdır. Bu kurum Türkiye'ye, Dünya'ya hizmet eden bir kurum. Uluslar arası rekabet gücü yakalayan bir kurum. Ama ne hikmetse asgari ücretli çalıştırdığı işçilerini iş güvenliğini alamayacak kadar aciz bir kurumdur. Kurumun içerisinde iş güvenliği uzmanı var. Belki 3-5 milyar maaş alıyor, arkadaşlarımız asgari ücretle çalışıyor. Ben soruyorum iş güvenliği uzmanının buradaki görevi ne? Halatı kontrol etmek, vagona bakmak, raylara bakmak bütün sitemi teknik şartnamelerine göre incelemek bu insanın görevi değil midir? İdarecilerin, 'ben bu işi alt işverene verdim, sorumluluk kabul etmiyorum. Bundan sonrası isin işiniz' diyerek bu işin içerisinden sıyrılabilecek durumda mıdır?
Bizler insanca yaşamak, insana insanca değer verilmesini istiyoruz. Kaddafi arkadaşımızın durumu Türkiye'de olmuş ilk iş kazası değil, ilk defa tedbirsizliklerle yapılan iş kazası değil. Ülkenin dört bir yanında asgari ücretle çalışan asgari ücretle rızkını temin eden arkadaşlarımızın iş kazası sonucu hayatını kaybettiği ortadadır.
Biz diyoruz ki, güvencesiz çalışmayla iş kazalarının olduğu ortamdaki çalışmalarla biz mesaimizi tamamlamak istemiyoruz. Devlete diyoruz, Sayın Başbakan'a diyoruz. Bizler kadrolu olmalıyız, bizler güvence altında olmalıyız. Bizler kamunun işini yapıyorsak kamunun çalışanı olmalıyız ki haklardan faydalanabilelim.
Bakın, TÜDEMSAŞ'ın girişindeki tabelada iş sağlığıyla alakalı bir madde var ve bu madde bu alanın içerisine girer girmez en başa konulmuşsa, bunun takibi de buradaki idarecilerin görevidir. Genel müdürünün de iş sağlığı uzmanının da, diğer birim amirlerinin de Kurumun her tarafındaki ağır sanayi olan bu bölgedeki her çalışanını denetlemesi, her aletini denetlemesi lazım.
Bizler çalışma bakanına diyoruz ki Sayın bakanım yıllardır bir maddeyi çıkarmadınız, siz bu maddeyi çıkarmadıkça bizler her gün bu davada taşeron işçiler olarak şehit mi vereceğiz? Annelerin, babaların, evlatların gözü yaşlı mı olacak? Kaddafi arkadaşımızın 8 saat mesaisi olsa bu arkadaşımızın yıllık izni olsa, sendika hakkı olsa, kendisi öldükten, çocuklarının gözü yaşlı, hanımının gözü yaşlı olduktan sonra bir faydası var mıdır? Bu arkadaşımız kurum çalışanı olsaydı, kadrosu olsaydı bugün bütün sosyal haklarıyla beraber, ailesine de çocuklarına da güvenilir bir gelecek bırakabilecekti. Çalışma bakanımızın yapması gereken, çıkartacağı taslak içerisinde iş garantisi ve kadronun olmasıdır' şeklinde konuştu.
'GENEL MÜDÜR
İSTİFA ETMELİDİR'
TÜDEMSAŞ ve taşeron firmanın üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini, dernek olarak bu konunun takipçisi olacaklarını belirten KAŞİD Genel Başkanı Âdem Kuru, hayatını kaybeden işçi Kaddafi Gülmez'in ailesini de yalnız bırakmayacaklarını söyledi.
TÜDEMSAŞ Genel Müdürü ve kurumun iş güvenliği uzmanının istifa etmesi gerektiğini savunan Kuru, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:
'Bu idarecilerimiz, firmanın sahipleri bu konuda gereken bütün işleri yapacak. Biz dernek olarak, federasyon olarak bu konuyu takip ediyoruz. Gerekli yasal işlemleri biz aileleri ile beraber kendimiz de yapacağız. Gerek kurum hakkında, gerek alt işveren hakkında gerekli çalışmaları ortaya çıkartmak mecburiyetindeyiz.
Bugün Kaddafi kardeşimizin hayatını kaybetmesi diğer işçiler için de, güvencesiz çalışmayı ortadan kaldırmaya sebep olur inşallah. Burada inanıyorum ki, 'uluslar arası rekabet gücümüz var' diyen bu kurum bundan sonra gerekli tedbirleri alacaktır. Bir vincin kaldırma kapasitesi, örneğin 10 ton ise, sen ona 20 tonluk bir yükü yüklersen eğer kazalar kaçınılmazdır. Burada öncelikli yapılması gereken iş güvenliği uzmanının işinden istifa etmesidir. Sayın Genel Müdürün tedbirsizliklere meydan bıraktığı için işinden istifa edip hakkaniyetli bir insanın oraya gelmesidir. Bizler bu mücadelede mesai arkadaşlarımızla beraber davanın takipçisi olacağız ve bundan sonra ne Sivas'ta, ne de ülkemizin bir başka yerinde bu tür kazalarla gözü yaşlı insanlar görmek istemiyoruz. İnsanca yaşamaktan, insana insan olduğu için değer verilmesini istiyoruz. Bizler emeğimiz, ekmeğimiz, geleceğimiz için mücadele ediyoruz.
Bütün arkadaşlarımın duygularını paylaşıyoruz, üzüntüsünü paylaşıyoruz. İnşallah elimizden geldiği kadar, Kaddafi arkadaşımızın ailesi ve çocuklarının geleceği için elimizden gelen mücadeleyi yapacağız. Bugün buradaki açıklamamız inşallah hem TÜDEMSAŞ'ta hem de Türkiye'nin dört bir yanındaki insanlara örnek ve emsal teşkil edecektir.'
