KEMAL ÇAĞLAYAN / ERSAN ARSLAN
Sivas olaylarının 20. Yıldönümü dolayısıyla Sivas’ta anma programı düzenlendi.
2 Temmuz 1993’te Sivas’ta meydana gelen ve Madımak Oteli’nin yakılması ile 37 kişinin hayatını kaybettiği Sivas olaylarının 20. Yıldönümü anma programı yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. Anma programında çevre illerden gelen çevik kuvvet polisleri ile birlikte toplam 2 bin 500 polis görev yaptı.
Bilim ve Kültür Merkezi’ne dönüştürülen eski Madımak Oteli binasına ilk ziyareti, Sivas Valisi Zübeyir Kemelek, Belediye Başkanı Doğan Ürgüp ve bazı protokol üyeleri gerçekleştirdi. Vali Kemelek, Başkan Ürgüp ve diğer protokol üyeleri, bina içerisinde olayda hayatını kaybedenlerin isimlerinin yer aldığı bölüme karanfil bıraktı. Vali Kemelek, ‘Yaşanan olayların 20. Yılında üzüntümüz devam ediyor‘ dedi.
Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Kemelek, 20 yıl önce yaşanan elim olayda birçok vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Acıları paylaşmak, bundan sonra Sivas'ın kardeşlik, barış ve huzur ortamına katkıda bulunmak için bu ziyareti gerçekleştirdiklerini ifade eden Kemelek, 'Sivas halkı, bu olaydan çok üzüntü duymakta. Bizler de Sivas'ın yöneticileri olarak her zaman Sivas halkının yanında olmaya devam ediyoruz' diye konuştu.
Sivas olaylarında yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Kemelek, 'Böyle bir acıyı Sivas bir daha görmesin istiyoruz' dedi.
Anma programına, Sivas Emniyet Müdürü Selçuk Kızılay ve İl Müftüsü Yusuf Şahin'in aralarında bulunduğu protokol üyeleri katıldı.
Daha sonra Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp 114 STK ile birlikte tekrar Madımak Oteli’ne gelerek karanfil bıraktı. Burada STK’lar adına bir açıklama yapan Başkan Ürgüp, ‘Sivas’ın katliam sözcüğü ile anılmasını istemiyoruz’ dedi.
Sivas’ta 114 sivil toplum kuruluşu 2 Temmuz ile ilgili bir araya gelip deklerasyon yayınladı
KARANLIK ODAKLARI VE ŞAHISLARI LANETLİYORUZ
114 STK temsilcisi tarafından hazırlanan deklerasyonu okuyan Belediye Başkanı Doğan Ürgüp ‘Sivaslılar olarak 2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen olayda hayatını kaybeden kardeşlerimizin acısını samimi olarak yüreklerimizde yaşamakta ve paylaşmaktayız.
Bu tarihte meydana gelen elim olay kesinlikle Sivaslıların inisiyatifiyle meydana gelmemiştir.Gelinen süreçte her 2 Temmuz’da Sivas’ın ve Sivaslıların ‘ katliam’ kelimesi ile birlikte anılması, Sivas’ta ve Sivas dışında yaşayan tüm hemşerilerimizi mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun derinden üzmektedir.
Bu nedenle Sivaslılar olarak konuyla ilgili görüş sarf eden kişi ve kuruluşların, haber yapan gazete ve televizyonların ‘Sivas’ ve ‘Katliam’ kelimelerini yan yana kullanmasını arzu etmiyoruz.
2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen müessif olayda hayatını kaybeden kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor ve saygıyla anıyoruz. Bu olayı planlayan ve gerçekleştiren karanlık odaklar ile şahısları da lanetliyoruz.’
SİVASLI ‘KATLİAM ‘ SÖZÜYLE ANILMAK İSTEMİYOR
Sivas’ın ‘Katliam ‘ sözüyle anılmak istendiğinin vurgulandığı deklarasyonda şu görüşlere yer verildi
‘2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen müessif olayların 20.anma yıldönümünde hayatını kaybeden kardeşlerimizi saygıyla anıyor ve kendilerine Allah’tan rahmet diliyoruz.
20 yıl önce şehrimizde tezgâhlanan insanlık dışı olaylarda halkımızın ayrıştırılması hedef alınmış ve en güzel örneğini yaşattığımız birlik ve beraberlik kültürünün temellerine nifak tohumları atılmak suretiyle kardeşliğimiz yok edilmek istenmiştir.
2 Temmuz 1993 tarihinin hemen akabinde yaşanan Başbağlar olayıyla verilmek istenen mesaj bu düşünceleri doğrular nitelikte olup her iki hadisenin de aynı karanlık odaklar tarafından planlandığı ve uygulandığı aşikârdır. Bu olaylarda Sünni, Alevi ve Gayrimüslim kardeşlerimiz hayatlarını kaybetmiştir. Yani bu karanlık olayları planlayan ve uygulayan odaklar için Alevi, Sünni, Gayrimüslim, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun her kesim hedef olmuştur.
Şehrimizde yaşanan bu elim olayın gerçekleştiği 1993 yılı Türkiye’de faili meçhul cinayetler ve olaylar ile şüpheli ölümlerin sıkça yaşandığı bir yıl olup bahsi geçen yılda yaşanan olaylar hala aydınlatılamamış ve şüpheler de giderilmemiştir.
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta meydana gelen olay Türkiye’de tüm kesimlerin üzerinde ittifak ettiği şekliyle karanlık bir takım odakların planlı provokasyonlarıyla meydana gelmiştir. Bu olayla ilgili yaşanan yargı süreci olayın gerçek faillerini ortaya çıkaramamıştır.
Bu vesile ile 1993 yılına bir kez daha dikkatleri çekmekte yarar olacağı kanaatindeyiz.
Sivaslıların nefretle kınadığı bu provakatif olayın gerçek faillerinin ortaya çıkarılmasını geçtiğimiz yıl devletimizin yetkili makamlarından Sivaslılar olarak istemiştik.
Bu bağlamda gerçek faillerin ortaya çıkarılabilmesi için;
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olan ve son yıllarda önemli araştırmalara imza atan, Devlet Denetleme Kurulu’nun bu konuyu incelemesini ve inceleme sonucunda ortaya çıkacak bulguları rapor etmesini, Sivas’ta faaliyet gösterin 114 sivil toplum kuruluşunu temsilen 18 kişilik bir heyet ile 12.11.2012 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ü bizzat makamında ziyaret ederek talep etmiştik. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki hassasiyetlerine bizzat şahit olduk. Bu talebimizin ardından kısa bir süre sonra Sayın Cumhurbaşkanımız Devlet Denetleme Kurulunu bu konularla ilgili görevlendirmişler ve şu anda Devlet Denetleme Kurulu çalışmalarına devam etmektedir.
Sivaslılar olarak 2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen olayda hayatını kaybeden kardeşlerimizin acısını samimi olarak yüreklerimizde yaşamakta ve paylaşmaktayız.
Bu tarihte meydana gelen elim olay kesinlikle Sivaslıların inisiyatifiyle meydana gelmemiştir.
Buna rağmen gelinen süreçte her 2 Temmuz’da Sivas’ın ve Sivaslıların katliam kelimesi ile birlikte anılması, Sivas’ta ve Sivas dışında yaşayan tüm hemşerilerimizi mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun derinden üzmektedir.Bu nedenle Sivaslılar olarak konuyla ilgili görüş sarf eden kişi ve kuruluşların, haber yapan gazete ve televizyonların ‘Sivas’ ve ‘Katliam’ kelimelerini yan yana kullanmasını arzu etmiyoruz.
2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen müessif olayda hayatını kaybeden kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor ve saygıyla anıyoruz. Bu olayı planlayan ve gerçekleştiren karanlık odaklar ile şahısları da lanetliyoruz.
Anadolu’nun köklü kültüründen, Allah, Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisine dayalı inançlarımızdan kaynaklanan ve bin yıldan fazla bir zamandır birlikte kardeşçe yaşama kültürünün en güzel örneğini gösteren Sivas şehri bundan sonra da birlik ve beraberliğini bozacak her türlü girişime asla müsaade etmeyecektir. Birlik ve kardeşliğin devamı için Sivas halkı olarak her türlü çabanın içerisinde olacağımızı beyan eder ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.
TÖREN DÜZENLENDİ
Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te çıkan olaylarda yaşamını hayatını kaybedenler anısına eski Madımak Oteli önünde tören düzenlendi.
Olaylarda yaşamını yitirenlerin aileleri ve yakınları ile bazı milletvekilleri, sanatçılar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin aralarında bulunduğu grup, Ethembey Parkı'nda toplandı. Grup, buradan sloganlar atarak Mevlana Caddesi güzergahından eski Madımak Oteli'nin bulunduğu sokağın girişine kadar yürüdü.
BARİKAT KALDIRILDI
Yürüyüş sırasında Mevlana Caddesinde polis barikatıyla karşılaşan grupta yer alan bazı kişiler, polislerin üzerine çok sayıda karanfil attı. Olaylarda yaşamını yitirenlerin aileleri ile milletvekilleri ve anma programını tertip komitesi üyelerinin polis barikatından Bilim Kültür Merkezi'ne geçişine izin verildi. Sivas olaylarında ölenlerin isimlerinin okunduğu anma programında, aileler, merkezin önüne karanfil bıraktı.
Olaylarda hayatını kaybeden sanatçı Hasret Gültekin'in eşi Yeter Gültekin, eski Madımak Oteli binası 'utanç müzesi'ne dönüştürülene kadar Bilim ve Kültür Merkezi'ne girmeyeceklerini söyledi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, kalabalığa hitaben yaptığı konuşmada, olaylarda hayatını kaybedenleri andı.
'Madımak müze olmadan Alevi açılımı olmaz. Alevi açılımının başlangıç noktası, Madımak'ın müze olmasıdır' diyen Bülbül, demokrasiye inanan Aleviler olarak hükümetle, devletle her zaman görüşmeye hazır olduklarını dile getirdi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise sadece insanca, özgürce yaşamak istediklerini vurgulayarak, Sivas olayları davasının zaman aşımına uğramasının hesabını soracaklarını söyledi.
Yürüyüşe CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, İstanbul Milletvekilleri Şafak Pavey ve Müslüm Sarı, Erzincan Milletvekili Muharrem Işık, İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız ve parti meclis üyeleri, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk ile BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’de katıldı.
Anma programı için kentte geniş güvenlik önlemleri alındı. Sivas ve çevre illerden çok sayıda polisin görev yaptığı anma etkinlikleri süresince polis helikopteri tedbir amacıyla kent merkezi üzerinde uçuş yaptı.
Eski Madımak Oteli binasının bulunduğu sokak ile yürüyüşün yapıldığı güzergahlar, araç trafiğine kapatıldı. Güzergahtaki çöp konteynerleri ve park halindeki araçlar güvenlik amacıyla kaldırıldı. Bilim ve Kültür Merkezi'nde dedektör köpekle arama yapıldı.Anma programı konuşmaların ardından olaysız bir şekilde sona erdi.
