Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tuncay Dilci, Gazetemize yaptığı açıklamada Pazar günü Yüksek Öğretime Geçiş Sınavına girecek öğrencilere uyarılarda bulundu.
CÜ Öğretim Üyesi Dilci, YGS'nin getirdiği kaygıların ve bunun doğurabileceği sonuçların her adayda görülebileceğini belirterek önemli olan öğrencinin bilinçli davranarak bunları atlatması olduğunu kaydetti. Sınavda başarısız olma ya da sınav süresinin yetersiz olması gibi kaygıların adaylarda terleme, titreme, kalp ritminin değişmesi, kas yorgunlukları ve uyuşma gibi fiziksel sorunlar doğuracağını söyleyen Dilci öğrencinin bunu kolaylıkla atlatmasının kendi elinde olduğunu bildirerek 'Öğrencilere nefes alma egzersizi öneriyorum; burnumuzdan ciğerimiz şişecek şekilde altı kez nefes almalarını öneriyorum. Bu egzersiz sizi daha çok uyanık tutar. Alnımızı kaşıdığımızda dikkatimiz daha üst seviyeye çıkacaktır. Gözlerimiz sıkıca kapattığımız zamanda oradaki kan akışını hızlandırmış olacağız. Ağzımızı iyice açıp dilimizle damağımızı itmek dil becerimize dayalı kas gelişimine katkı sağlayacaktır. Baş egzersizleri yapmalıyız. Ellerimizin titrediğini hissettiğimizde ellerimiz iyice sıkmak gereklidir' tavsiyelerinde bulundu.
Sınav kaygısını azaltmak için öğrencilere önerilerde bulunan Dilci, 'Zamanlarını planlamayı özellikle tavsiye ediyorum. Sınav anında ne kadarlık soruya ne kadar süre ayırmaları gerektiğini bilmelilerdir. Süreyi aştıklarında o soruya soru işareti koyup geçmeliler, vakit kalırsa tekrar dönmeliler. Sınav öncesinde heyecana bağlı hareket bozuklukları ortaya çıkabilir. Sınav öncesinde sportif aktivitelerle enerjilerini streslerini atmalarını öneririm. Pozitif düşünmeliler, o gün hafızalarında tartışma yaratacak konulardan kaçınmalılar' dedi.
Sınav öncesinde beslenmenin de oldukça önemli olduğunun altını çizen Dilci, bedene önem verilmesini, sakinleştirici ilaçların gelişigüzel kullanılmamasını ve yeterli uyku alınmasını istedi.
Öğrencilerin sınavı bir başarı ya da kişilik değerlendirmesi olarak görmemesini de isteyen Dilci, '(Sınavı kazanmak zorunda mıyım?) sorusunu kendilerine sormalarını öneriyorum. Bu sorduğum soruların alternatif cevapları vardır. (Kazanmasam hapı yutarım, annem bana ne der, babam ne der ailemin beklentileri benden nelerdir?) Bunları söylemek yerine gerçekle ilişkili olan soruları yöneltmeleri lazım kendilerine ve bu düşünce doğrultusunda hareket etmeleri lazım. (Sınav sonucu benim iyi ya da kötü olduğumu gösteren bir şey değil. Sadece o anki akademik bir şey diye düşünmeliler.) Orada değerlendirilmesi yanlıştır. (Sınavı kazanmazsam her şeyin sonu olur) diye düşünmemelilerdir. Herkesin bir B planı vardır' ifadelerine yer verdi.
Açıklamasının sonunda velilere de seslenen Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tuncay Dilci, velilerden bu süreçte öğrencilere yardımcı olmalarını isteyerek şunları kaydetti:
'Velilerimiz hiç bir şekilde beklentilerini öğrencilere belli etmemeliler. Öğrenciyi kendi haline bırakmak daha iyi olacaktır. Öğrenciden gücünün üstünde performans beklemekleri de doğru değil, bu anlamda velileri uyarıyorum. Velilerimiz öğrencilerin başarılı olması için uygun ortamı hazırlamaları gerekli. Karşılıklı bir psikolojik sözleşme içinde olmaları gereklidir. Öğrencilere güvendiklerini hissettirmeleri lazım.'
