Sivas Şehit Aileleri ve Gazileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Hızal, ‘HDP’nin Kürt milliyetçisi olarak böyle bir tablonun altında siyaset yapması ile ilgili bir sıkıntımız yok. Ama kendileri şuanda Kandil ve Abdullah Öcalan ile hareket ettikleri için baraj sorununu aşarak TBMM’ye girmeleri gerçekten şehit ailelerimizin, gazilerimizin vicdanını sızlatmıştır. Bunlara hiçbir zaman biz güvenmedik ve bundan sonraki süreçte de bu kişilerin bu ülkenin birliği bütünlüğü için ve gerek ekonomik gerekse sosyal anlamda ülkeye bir şeyler kazandıracaklarını şahsım ve üyelerim adına düşünmüyorum.’ Dedi.
ERSAN ARSLAN
Sivas Şehit Aileleri ve Gazileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Hızal, 7 Haziran seçimlerinin ardından HDP’nin güçlü bir şekilde meclise girmesinin şehit aileleri ve gazileri rahatsız ettiğini söyledi. Gelecek adına endişeli olduklarını belirten Hızal, 90’lı yıllarda dağda ele geçirilen örgütsel dokümanlarda terör örgütünün hedefinin gelecekte siyasallaşmak olduğunu gördüklerini, örgütün 2000’li yıllarla birlikte bunu hayata geçirdiğini söyledi. Son yıllarda dillendirilen ‘Abdullah Öcalan serbest mi kalacak?’ ifadelerine de tepki gösteren Hızal, HDP’nin bunu istediğini ancak, böyle bir şeye ihtimal vermediklerini söyledi.
Birçok ilçe ve köyde, Kürt vatandaşların baskı altında oy kullandığını da savunan Hızal, şu ifadeleri kullandı:
‘7 Haziran seçimlerinde millet olarak herkes sandıkta reyini kullandı ve bu aşamada milletimiz, kafasından geçen siyasi parti ile ilgili düşüncesini sandığa yansıttı. Biz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak HDP’nin Güneydoğu’da ve batıda almış oldukları oy oranlarına baktığımız zaman kendi açımızdan sıkıntıları görüyoruz. HDP’nin Kürt milliyetçisi olarak böyle bir tablonun altında siyaset yapması ile ilgili bir sıkıntımız yok ama kendileri şuanda Kandil ve Abdullah Öcalan ile hareket ettikleri için baraj sorununu aşarak TBMM’ye girmeleri gerçekten şehit ailelerimizin, gazilerimizin vicdanını sızlatmıştır. Bunlara hiçbir zaman biz güvenmedik ve bundan sonraki süreçte de bu kişilerin bu ülkenin birliği bütünlüğü için ve gerek ekonomik gerekse sosyal anlamda ülkeye bir şeyler kazandıracaklarını şahsım ve üyelerim adına düşünmüyorum. Çünkü bu ülkeyi hep parçalamaktan, bölmekten yana, bu ülkenin gerekli olan kaynaklarını yok etmekten yana tavır aldılar. Diğer taraftan da bizim Kürt kardeşlerimizin de zorla, zorbalıkla, kendi gönüllerinden geçen rey haklarını yansıtamadıkları ilçelerimiz, köylerimiz olmuştur. Bir baskı unsuru da söz konusu burada... Devletimizin yetkilileri belki bunları gördüler, belki görmediler ama gerekli tedbirleri alamadılar. Güneydoğu olarak baktığımız zaman oradaki süreç belki farklı olabilir diye düşünüyorum. İnşallah ülkemiz, milletimiz açısından Türkiye Cumhuriyeti devletinin daha iyi duruma gelmesi için şuandaki siyasilerimizin bunu çok iyi değerlendirmeleri gerekiyor. AK Parti, MHP, CHP olarak söylüyorum; bu partilerin aklıselim davranıp ülkenin iyi bir seviyeye ulaşması için millete dönüp milletin vermiş olduğu o reyleri ülkenin yönetiminde kullanacaklarını düşünüyorum. İnşallah ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olacak bir hükümetin kurulması bizim arzumuzdur.’
‘MİLLET, CEZASINI VERİR’
Öcalan’ın serbest bırakılıp bırakılmayacağı yönündeki tartışmalara da değinen Hızal, bu girişimde bulunanların cezasını milletin vereceğini söyledi. Hızal; ‘40 bin tane vatandaşımızın canına kast eden kişinin salıverilmesi halinde hangi siyasi parti olursa olsun millet gereken cezasını verir. HDP zaten istiyor bunu. Öcalan’ın dışarıya salınması gibi bir aşamanın olmasını mümkün görmüyoruz. Böyle söylentiler var tabi. Bunu kimler yapıyor bilemiyoruz ama biz kesinlikle böyle bir şeyin olmasından yana hiçbir zaman olmadık, olmamız mümkün değil. HDP’nin dışındaki partilerden böyle bir şeyi zaten beklemiyoruz.
Ama bunlar kurulacak hükümetler içerisinde sürekli gündeme getirilecek. Açıklamalarında zaten yıllardır bunu ifade ediyorlar. Abdullah Öcalan’ın siyasi aşamada salıverilmesi yönünde ideal ve beklentileri var.’
‘BU SONUÇTAN İYİ BİR
DERS ÇIKARMALILAR’
Seçim sonuçlarından tüm siyasi partilerin iyi bir ders çıkarması gerektiğini belirten Hızal, ülkede Türk-Kürt, Alevi-Sünni sorunu olmadığını ancak, ülkenin etnikleştirilmeye çalışıldığını söyledi.
Bugünkü siyasi anlayışın aynı şekilde devam etmesi halinde HDP’nin gelecekte daha da güçlenebileceğine dikkat çeken Hızal, ‘Gelecek açısından önemli bir durum söz konusu. Geçmişte yüzde 5’ler, 7’lerle gelen HDP’ye bakıyorsunuz, bu dönem içerisinde yüzde 12-13 ile geliyor. Bir 5 yıl sonrasında eğer bu şekilde siyaset devam ederse belki ileriki aşamalarda bu rakamlar çok çok yukarıya çıkar ve bizim tasvip etmediğimiz, düşünmediğimiz bir ortam doğabilir. Bu konuda yetkililerin iyi görmesi, iyi analiz yapması lazım… Biz burada vatandaş olarak bazı şeyleri görüyorsak, bu ülkeyi idare edenlerin ‘biz besledik büyüttük karşımıza çıktılar’ cümlesini kullanmaması lazım. Bu tedbirleri zamanında alacaktınız, bunların o zihniyetlerini, düşüncelerini iyi okuyacaktınız. Bu ülkede hiçbir zaman Kürt sorunu olmadı. Bu ülkede Alevi-Sünni sorunu olmadı. Ama biz etnikleştirmeye başladık. Birbirimizden kız aldık, kız verdik. Hiçbir zaman birbirimizle bir sıkıntımız olmadı. Ama etnik bir kimliğe büründürürseniz bu ülkeyi böler ve parçalarsınız. Halkımız sandıkta gereken mesajı vermiştir. Yetkililerin bundan iyi ders çıkarmaları gerekiyor. Gerek hükümet olarak, gerek muhalefet olarak herkes şapkasını önüne koyacak nerede hata yaptığını değerlendirecek.’ Dedi.
‘ÖRGÜTÜN HEDEFİ
SİYASALLAŞMAKTI’
Terör örgütünün asıl hedefinin siyasallaşmak olduğunu, terörün en yoğun olduğu 90’lı yıllarda ele geçirdikleri dökümanlarda bu planlamaları açık bir şekilde gördüklerini belirten Hızal, bugün gelinen noktanın bu planın ürünü olduğunu söyledi.
Hızal; ‘Geçmiş döneme baktığımız zaman terörle mücadelenin en yoğun olduğu 90’lı yıllarda dağdaki mücadelenin sonunda bir birlikteliğin oluşması ve bunun siyasal ortama dönüşmesi noktasında dokümanlar buluyorduk bizler. 2000’li yıllara geldiğimiz zaman bu süreç başladı. Bakın bugün HDP yüzde 12-13 ile mecliste görev alacak. Yaklaşık 30 yıl bir mücadele vermişsiniz. 30 yılın sonunda bu ülkede neler planlanıyor, bu ülkeyi ne sıkıntılar bekliyor? O dönemden bugüne kadar yetkililerimizin bunları çok iyi görmesi gerekiyordu. Analarımız ağlamıyor, gazilerimiz olmuyor, şehitleriz gelmiyor, ülkede bir barış, huzur var. Tamam, bizim bu konuda bir sıkıntımız yok ama siz PKK’yı yeniden güçlü hale getiriyorsanız, dağdaki insanları merkeze indiriyorsanız ve o insanlar rahat bir şekilde hareket ediyorsa, o insanların siyasette her türlü önünü açıyorsanız orada bir sıkıntı var demektir.’
‘DAĞDA YAPAMADIKLARINI
SİYASETTE YAPACAKLAR’
Teröristlerin şehit, gazi olarak nitelendirildiği bir sürecin yaşandığına da dikkat çeken Hızal, bu yapının ileride daha da güçlenmesi halinde kendi konumlarının (şehit-gazi) ne olacağını merak ettiklerini de söyledi.
Örgütün dağda yapamadığını siyasette yapacağını da savunan Hızal, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:
‘Biz belki savaşı dağda yapmıyoruz. Onlar da dağda yapamadıklarını ileriki dönemlerde inanın siyasette yapacaklar. Bunu iyi görmeleri gerekiyor. Binlerce şehit verdik, binlerce gazimiz var. Bu sürecin sonunda siyasi aktörler neler yapacaklar? İleriki aşamalarda bu kişilerin düşünceleri biz gazilere karşı nasıl olacak? İnanın bunlara kadar biz düşünüyoruz. Ama bunların zamanı var. Bu cümlelerin söylenmesi bile bizim için çok incitici. Şuan kendileri dağdaki teröristlere şehit, yaralılara gazi diyorsa acaba ileride güçlü bir şekilde gelirlerse biz hangi duruma düşeceğiz?’
