Orhan Gencebay, Gülşen Bubikoğlu, Yılmaz Köksal, Hayati Hamzaoğlu ve Sezen Aksu gibi birçok sanatçıların da şoförlüğünü yapan Güray, yeni otobüs şoförlerine uyarılarda bulunarak , ‘Yavaş gidin dikkatli gidin. Yollar hiç bitmez. Ömür biter yol bitmez. Bizler taş taşımıyoruz, insan taşıyoruz. Direksiyona oturduğunuzda siz 50 kişinin öğretmenisiniz’ dedi.
SERCAN ÇETİNEL / ÖZEL HABER
Sivas’ın ilk otobüs şoförlerinden olan ve Türkiye genelinde birçok sanatçıya şoförlük yapan Sivas’ın medar-ı iftiharlarından olan Osman Güray bugüne kadar yaşadığı tecrübeleri ve deneyimlerini gazetemizle paylaştı.
1653 Sivas doğumlu olan kaptan Güray, otobüs şoförlüğüne ilk olarak muavinlikten başladığını ifade etti. Zamanla direksiyon koltuğuna oturarak Orhan Gencebay, Gülşen Bubikoğlu, Yılmaz Köksal, Hayati Hamzaoğlu ve Sezen Aksu gibi birçok sanatçıların bile şoförlüğü yapan Güray, günümüzdeki şoförlere de uyarılarda bulundu.
1964 yılında minibüslerde muavinliğe başladığını ifade eden Güray, ‘Eskiden Köşk Oteli’nin olduğu yer duraktı. 1968’de de Magirüs denilen araçlar Türkiye’de ilk defa çıktı. İlk onunla muavinliğe başladım. O zamanlar Sivas’ta sadece turizm firması olarak 2 firma vardı. Ben bunların birinde çalışmaya başladım. Çok gezmeye başladık o zamanlar. Mardin, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır hep o taraflara yaklaşık 12 yıl boyunca çalıştık. Zamanla firmalar çoğaldı.
İşe ilk başladığım zamanlar ağır vasıta ehliyetini alıyordun, otobüs kullanamıyordun. Yani 38 kişilik otobüs kullanıyordun, 43 kişilik otobüsleri kullanamıyordun. Şimdi de mesela yaş olayı çıkartıldı… O yıllardan bugüne kadar çok şükür ne bir kaza ne bir bela başıma gelmedi ve görmedim. Böylede devam ediyorum. Bir turizm firmasından emekli oldum ve şimdi başka bir firmada yine otobüs şoförlüğüne devam ediyorum’ dedi.
Sivas’ta kendisi gibi yıllarca şoförlük yapmış ve hala yapmaya devam eden sadece 1 kişinin olduğunu söyleyen Güray, şoförlerin çoğu tecrübesiz dedi.
Güray, ‘Emin Akkaya diye bir arkadaşım var. Sivas’ta ben dahil olmak üzere eski şoförlerden 2 kişi kaldık. Geriye kalan en fazla 5 senelik, 3 senelik, 1 senelik, 6 aylık gibi şoförler var. Halk otobüsleri çıktı ya, orada 2 sefer mahalle seferi çıkıyor daha sonra bakıyorum ki turizm firmalarının otobüslerinde yola çıkarken direksiyonda görüyorum. Yollarda kazalar belalar tecrübesizlikten oluyor’ ifadelerini kullandı.
Yıllarca direksiyon sallayan Güray hiç unutamadığı anıları ve yılda ne kadar yol yaptığına değinerek şöyle devam etti:
‘Aslında o kadar çok anılarım var ki hangi birisini anlatayım bilemiyorum. Ama bir gün Orhan Gencebay ve Gülşen Bubikoğlu’nu 33 gün sürecek olan film çekimine götürmüştüm. Çok güzel anılarımız geçmişti. Sivas’ta bir benim gibi ünlü sanatçı taşıyan şoför yok diyebilirim. Filmin ismi Leyla ile Mecnun. Orhan Gencebay, Hayati Hamzaoğlu, Yılmaz Köksal ve ben bir masaya oturduk yemek yiyoruz. Hayati abinin oturduğu sandalyesinin ayağı kırıldı. Sırt üstü düştüydü masa falan olduğu gibi havaya kalktı. Orhan Gencebay bir panikledi. Nasıl kaçışmıştık hiç unutamama. Herkes bir yana koşuşturdu bir şey oluyor diye… Çok sanatçılarla bir araya geldim. Ben mesela Sezen Aksu’nun yeni çıktığı zamanlar 45 gün Sezen Aksu ile Türkiye turnesine gittim…
Benim Türkiye’de gitmediğim yer kalmadı. Hakkâri hariç ayağımın değmediği yer kalmadı. 7 sene hac’a gittim. Tek gittim tek geldim. Orada bile şehirlerarası otobüs seferi yaptım. Suudi Arabistan’da da ayağımın değmediği yer kalmadı. 11 şehri var her gün birine gidip geldim. Hac gününe kadar gezdim hac görevimi yaptım geri döndüm.
Ben günde bin kilometre yol yapıyorum. Sene 365 gün, bunun 15 gününü sayma 350 bin kilometre yol yapıyor oluyorum yılda. Dünya’yı senede bir sefer tur atıyorum neredeyse.’
Herkesin şoför olmadığına değinen Güray, ‘yeni şoförlere tavsiyem var’ dedi. Kendisini bir ağabeyleri olarak görmelerini isteyen Güray genç şoförlere tavsiyelerde bulundu.
Güray, ‘Ben onların abisi olarak ilk önce tecrübe ve yavaş gitmelerini istiyorum. Yavaş gitmeyle zannetmesinler ki bir şey kaybederler. Ben 62 yaşındayım şimdiye kadar hiçbir şeyimi kaybetmedim. Sivas’ta ilk ışık garajı vardı. İlk işe başladığım yer o gar’dı. Örnek veriyorum, bir gün İstanbul’dan çıktım geldim Sivas’a, çalıştığım firmada görevli katip beni karşıladı, Sivas’a 09.00’da gelmem gerekiyorken ben 07.30’da geldim ve aldığım cevap, ‘helal olsun Osman abi ya senin gibi 10 tane şoförümüz olsun sırtımız yere gelmez diyor. Diğer araçlara 1 buçuk saat fark attın… 1 hafta sonra 1 buçuk saat geç geldim. Yine aynı katip aynı insan, ‘ne oluyor ya Osman abi herkes geldi sen geç kaldın’ dedi… Daha sonra tam zamanında Sivas’a geldim. Yine aynı katip beni gördü söylenmeye başladı, ‘Osman abi sen yaşlanmaya başladın yavaş yavaş’ dedi. Bunun dışında başka bir şey demiyorlar. Aynı şekilde yolcularımızda öyle. 2 arkadaş oturuyor arkada dinliyorum. Biri bilet almış diğeri nereden aldığını bilmiyor gelince görüyor. Neyse yola çıkıyoruz. Ben 90 km hızla gidiyorum. Sürekli beni arabalar geçiyor. Arkadaşlardan biri başlıyor, ya öyle bir arabadan bilet almışsın ki traktörü gibi. Gelen bizi geçiyor sürekli. Demiyor ki bu adam 90 km hızla gidiyor. Diğer adam hızlı gidiyor demek ki demiyor… Ben sakin gidiyorum, sakin geliyorum. Yeni arkadaşlara diyeceğim yavaş gidin dikkatli gidin. Yollar hiç bitmez. Ömür biter yol bitmez. Bizler taş taşımıyoruz, insan taşıyoruz. Buraya oturduğun zaman bir şoför gibi oturacaksın. Yola çıktığında yolcular senin kullanımından hem zevk alacak hem de emniyette olduğunu anlayacak. Direksiyona oturduğun zaman sen bir öğretmen oluyorsun. Arkanda 50 öğrencin oluyor. İnsanlara bazı şeyleri öğretiyorsun ve sevdiriyorsun. Ama işini paldır küldür yaparsan, yolcunun diyeceği tek bir söz var ‘Allah verede gideceğimiz yere sağ salim gidebiliriz’ diyecek’ şeklinde konuştu.
