Önümüzdeki pazar günü yani 29 Mayıs’ta tarihimiz açısından çok önemli bir olayın beş yüz altmış dokuzuncu yıl dönümünü kutlayacağız. Nedir bu olay Bu olay İstanbul’un fethidir.

Elli üç gün süren bu kuşatmanın sonunda İstanbul’un kapıları Fatih Sultan Mehmet Han ve şanlı Osmanlı ordusuna kapılarını açtı.

Fatih Sultan Mehmet’ten önce birçok devlet ve Osmanlı padişahları İstanbul’u fethetmeye çalışmıştır.

Bunların arasında Avarlar, Avrupa Hunları, Sasaniler, Emeviler, Bulgarlar bulunur. Osmanlı padişahlarından ise Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmet ve II. Murat’ta bulunur. Fakat hiçbiri başarıya ulaşamamıştır.

Ancak daha sonra Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in müjdelediği komutan olma mertebesine erişen Fatih Sultan Mehmet Han, yirmi bir yaşında bu muazzam galibiyeti Türklere kazandırmıştır. Tarihe altın harfler ile ismini kazımıştır.

Bin dört yüz seksen yıllık Roma İmparatorluğu’nun varisi olan Doğu Roma İmparatorluğu’nu tarih sahnesinden silmiştir. Bu zaferle beraber Orta Çağı kapatıp Yeni Çağı açmıştır. Ve dünyaya, hiçbir devletin surlar ile korunamayacağını göstermiştir.

Bu surları yerle bir ederken bir ilke imza atılmış ve dönemin en büyük ve özel topları olan Şahi topları kullanılmıştır.

Topların yapımı üç ay sürmüştür. Çizimlerini Fatih sultan Mehmet’in önderliğinde Türk mühendisleri çizmiştir. Dökümünü Macar Urban adlı dökümcü yapmıştır.  Bu topların çapı yaklaşık olarak bir metre, ağırlığı altı yüz seksen kilogram ve menzili ise bin iki yüz metreydi.

Bunun dışında kuşatmanın en başından beri Haliç’e gerilen zinciri aşmanın bir yolunu düşünen Fatih Sultan Mehmet, bir gecede yaptığı plan ile 21-22 Nisanda gemileri karadan yürüterek Haliç’e indirtmiştir.

Fatih Sultan Mehmet, askeri dehası, devlet adamlığı ve entelektüel kişiliği ile büyük bir lider olmuştur.

Orduda düzen olarak yeniliklere gidip son teknoloji silahları üretip, asker sayısını arttırmıştır. Kendisi Arapça, Farsça, Latince, İtalyanca ve Slavca biliyordu. Matematik, fizik, coğrafya, astronomi gibi pek çok alanda yetenekli ve bilgi sahibi bir liderdi.

1461 yılında Trabzon Rum İmparatorluğu’na son vermiştir. 1462 yılında Rumeli seferine çıkarak Eflak’ı Osmanlı Devleti’ne bağlamıştır. 1463 yılında Bosna’yı tamamen ele geçirmiştir.

Padişahlığı döneminde yirmi beş seferi bizzat yönetmiştir. Babası II. Murat’tan sekiz yüz seksen bin kilometrekare olarak aldığı toprakları iki milyon iki yüz on dört bin kilometrekareye ulaştırmıştır.

3 Mayıs 1481 yılında gut hastalığından ölen Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı Devleti’ni bir imparatorluğa çevirmiştir. Bu imparatorluğa kattıkları ile arkasında muazzam bir miras bırakmıştır.

Kendisine birçok unvan verilmiştir. Fethin Babası anlamına gelen “Ebu’l Feth”, “Çağ Atlatan Hükümdar”, “Kayser-i Rum (Roma İmparatoru)” gibi unvanlar ile anıldı. Fatih Sultan Mehmet ayrıca “Sultanü’l Berreyn ve Sultanü’l Bahreyn (İki Karanın ve İki Denizin Hükümdarı)’’ olarak da tanınırdı.

Biz Türkler olarak tarih sayfalarına isimlerimizi altın harfler ile birçok kez kazıdık. Sayısız başarılara imza attık. Atalarımız arasında olağanüstü hakanlar, hükümdarlar, liderler yer aldı.

Bazıları dünyaya diz çöktürdü. Çağ açıp çağ kapattılar. İsimlerinin duyulması bile bazılarının içine korku saldı.

Avrupa’nın sosyal, kültürel ve demografik yapısını değiştirdiler. Dünya tarihini değiştiren olaylar yaşandı.

Bu muazzam başarılar ile her zaman gurur duyduk. Ve bu tarihe sahip çıkmak ve aktarmak en önemli görevlerimizdendir. Bu tarihi unutturmayı çalışanların amaçlarına hiçbir zaman ulaşamayacaklarını söylemem gerekir.