İnsan, hayatında planladığı birçok şeyi yapmanın mutluluğunu yaşar. Tam tersi yapmayı planladığı ama yapamadığı birçok şeyi yapamamanın da hüznünü yaşar. Mutluluk ve hüzün arasında gidip gelir. Keşkelerle, ah vahlarla dolu hayat yolunda adım adım yürürken yol güzergahında kendi iradesi ile müdahale ettiği işler olduğu gibi müdahale edemediği işlerle de karşı karşıya kalır.

Herkesin yaşamda bir muradı vardır. İnsan ister ki muradıma hemen kavuşayım. İstediğimi elde edeyim. Hedeflerime hemen ulaşayım. Ama hayat öyle değil. Benim, içinde bulunduğum, mensup olmaktan da şeref duyduğum geleneğin bir kuralı vardır. Bu kural bize küçük yaşlardan itibaren hem telkinlerle hem de eylemlerle öğretilir. Kulağımıza hep küpe olmuştur büyüklerin sözleri. “Evladım, muradına ermek istiyorsan sabredeceksin” sözü hayatım boyunca bana rehberlik etmiştir. Sabrın zorluğu karşısında mücadelenin kutsallığı bizim için önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur.

Murad çok değerli olunca sabrın çilesi de kutsal oluyor. Sabrın acı oluşu meyvesini tatlı kılıyor.

Birçoğumuzun kişisel hedeflerimize ulaşma düşüncesi zaman zaman hırslarımızı törpülese de onu kontrol edecek ve olgunlaştıracak şeyin sabır olduğunu bilmemiz gerekiyor. Kariyer hedeflerimiz, finansal beklentilerimiz, siyasi hesaplarımız, kısa sürede zengin olma düşüncemiz, içinde bulunduğumuz politik mecra ile kitleleri etkileyip iktidar olma hevesimiz bizleri murada erme konusunda hamleleri doğru atmamaya ve yanlış yapmaya yöneltebiliyor.

Olanlar ve olaylar karşısında müdahale edememek, etki gücümüzün azalması bizleri muradımıza ulaşma konusunda demoralize edebiliyor. Bütün hazırlıkları tamamlayıp süreci doğru yürüttüğümüzü düşünürken birden beklenilmeyen bir durum karşısında, eyvah neler oluyor cümleleri murada erme konusunda sabrımızı zorlarken “olanda hayır vardır” cümlesi imdadımıza yetişiyor.

Evet, bizim bilmediğimiz, tahmin edemediğimiz, müdahil olamadığımız durumlarında olabileceğini bilmemiz gerektiğini o an anlıyorsunuz. İşi oluruna bırakıp sabrettiğiniz zaman, evet diyorsunuz. Demek ki sabır birçok yaranın ilacı olabiliyor ve hedeflediğiniz şeylerin gerçekleşmesi için zamana ihtiyaç olabileceğini daha net gösteriyor.

Sosyal bir yapıya sahip, paylaşmayı seven bir insan olarak, belirli bir dönem içinde bulunduğum politik durum, kısmen devam eden bağ ve halen sivil toplumla sürdürdüğüm diyalog süreci bana ciddi deneyimler kazandırmıştır. Karakterimden kaynaklanan zaman zaman sabırsız tavırlarım her ne kadar beni bazı konularda zorlasa da yetiştirilme tarzımın ve büyüklerimin rehberliği her zaman imdadıma yetişmiş ve beni birçok konuda rahatlatmıştır.

Siyasi bir simge ve politik bir kişilik olarak toplumda var olabilmek için ciddi bir hazırlık yapmak gerektiğinin farkındayım. Bu bilinç doğrultusunda hem fikir hem de düşünce ekseninde kendimi geliştirirken eylemsel duruşumla da sabırla yoluma devam ediyorum.

Şu gerçeği açıkça belirtmek isterim. Bu ifademin beni ne aciz ne de ukala göstermesini de istemem. Çünkü ben kendime güveniyorum. Dolayısıyla tecrübe edindiklerimle, okuduklarımla ve yazdıklarımla bir donanıma sahip olduğumu düşünüyorum. Mevcut durumla yetinmeyip kendimi sürekli geliştirmek içinde gayret ettiğimi, bunu yaparken de sabır kavramını, yazımın başlığında belirmeye çalıştığım şekilde iyi analiz ettiğimi söylemek istiyorum.

Kıymeti ozanımız Aşık Veysel’in dizelerinde dile getirdiği gibi yolumuzun uzun olduğunu, Cumhuriyetin kurucu şehrinde yaşamanın zorluğunu, mücadelenin önemli olduğunu, Anadolu’nun kurtuluş savaşında verdiği onurlu savunmanın bir sabır işi olduğunu biliyorum.

Ben ve benim gibi düşünenler, bir kilimin desenlerinin ve nakışlarının nasırlı ellerle sabır ile işlendiği bir coğrafyada muradımıza ermek istiyoruz. Durduğumuz yeri de çok iyi biliyoruz.

Her ne oluyorsa olsun, hak, hukuk ve özgürlük diyenler, adalet yolunda kilometrelerce güneşin sıcağında yürüyenler, ayakları şişenler, dudakları susuzluktan kuruyanlar, sesleri haykırmaktan kısılanlar ve hala dimdik ayakta duranlar bugün olmasa da yarın mutlaka kazanacaktır. Sabırla bekliyoruz. Çünkü bizim bir muradımız var.

Selam ve saygılarımla…