Aile içi ve akraba ilişkileri açısından iletişim kurma ve iletişimi sürdürmenin en önemli araçlarından bir tanesi hiç şüphesiz misafirlik kültürüdür. Geleneksel olarak sürdürülen bu kültür geçmiş kodlarımızdan genetiksel olarak aktarılmakla beraber aile büyüklerinin öncülüğündeki uygulamalarla kuşaklar arası geçişlerle devam etmektedir.
Misafirin gelmediği evi adeta ruhsuz bir mekâna benzetir Anadolu insanı. Ev halkı, yakın veya uzaktan fark etmez, misafir geleceğini duyduğu andan itibaren bir telaşa kapılır. Ev hanımı tatlı bir telaş başlatır. Planlar yapar, eksikleri tespit eder. Alınması gereken malzemelerin listelerini hazırlar. İkram menülerini belirler bir taraftan. Tüm ev halkını emir komuta zinciri içinde hazır kıta bekletir.
Fiziksel görüntü çok önemlidir. Evin tüm odaları birer birer gözden geçirilir. Kapalı odaların kapıları açılır. En değerli süs eşyaları elden geçirilir. Tozları alınır. Kanepelerin ve koltukların örtüleri kaldırılır.
Özel günler ve özel insanlar için mutfağın en üst dolaplarında saklanan yemek takımları, servis tabakları, çatal ve bıçak setleri tek tek gün yüzüne çıkartılır. Evin beyi şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemez. Çünkü misafir önemli ve değerlidir. Onların dokunulmazlığı vardır.
Mutfak, misafir ağırlamanın en önemli merkez üssüdür. Tüm malzemeler alınmıştır. Hamurlar fırına verilmek üzere bekletilir. Sade, peynirli, kıymalı, patatesli poğaçaların ve böreklerin mis kokusu evin her tarafını kaplayınca, insan tok ta olsa yiyesi gelir. Tatlı ve tuzlular midelerde birbirine karışsa da tabaklarda servis öncesi çok şık ve iştah kabartıcı dururlar. El yapımı şerbetler, limonatalar bir taraftan içimizi ferahlatırken, yeme eylemine ayrı bir lezzet katarlar. Tabii çayın yeri bambaşkadır. Her sohbetin baş tacıdır. Sıcacık ısıtır insanın içini.
Misafirliğin sonunda özenle hazırlanarak gerçekleşen bir Türk Kahvesi ikramı işin zirvesi olarak kayıtlara geçer. Seremoninin en önemli parçası olarak özel üretilen desenli fincanlarla takdim edilir. Kahvenin tadını alanların yüzünde bir doyum hissi belirir. İçenler küs ise hemen barışır. Kırk yıl hatır için iyi bir başlangıç yapılır. Dostlar için de unutulmaz bir ikram keyfi yaşatılır.
Tatlı bir yorgunlukla misafirler yolcu edilir. Ardından ayrı bir telaş başlar. Toparlanmalar geçte olsa, masraflar yapmış olsa da elde edilen mutluluk için yapılanlar bir yük olarak görülmez. Hatta evin bereketinden sayılır. Kem gözlerden sakındırılır. Kaza ve beladan uzak kalmak için erenlerin duası alınmış sayılır.
Günlük yaşantının önemli bir parçasıdır misafirler. Bir kısım misafirler için randevu önemlidir. Öylesine çat kapı gidilmez. Misafir olmanın kurallarına aykırı görürler. Bir kısım misafirler ise samimiyet durumuna göre zile basarlar ve biz geldik diyerek içeri girerler. Artık bu kategoridekiler için misafirlik tanımını kullanmak ne kadar doğru olur bilmem ama nihayetinde misafir misafirdir. İster haber versin ister vermesin. Sonuçta misafir geldi hoş geldi evlere sefa geldi diyerek baş tacı edilirler.
Modern hayatın apartman ve site tarzı yaşam şekilleri bu kültürün gelişmesine engel teşkil etse de, geleneksel yaşam tarzını önceleyen, örf ve inançlarına bağlı insanların misafirlik geleneğini sürdürdüklerine şahit olmaktan dolayı çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Ben de, örf ve geleneğe bağlı bir kültürün mensubu olarak, büyüklerimizden gördüğümüz şekilde misafirlik kültürünü yaşatmayı, misafirliğe gitmeyi ve misafir ağırlamayı çok seviyor ve önemsiyorum.
Misafirlere “el bizden sebep Allahtan” denilerek yapılan ikramların çok sayıda berekete vesile olduğuna defalarca şahitlik eden birisiyim. Anne ve babamızdan, kayınvalide ve kayın atamızdan gördüklerimiz, duyduklarımız her zaman bizlere rehberlik etmiştir. Bu rehberlik yaşımız ilerlese de, yıllar geçse de devam etmektedir.
Bu haftaki yazımı yine büyüklerimizden öğrendiğim, misafirler geldiğinde yapılan ikramlar sonrası edilen ve küçüklükten itibaren hafızamdan silinmeyen bir dua ile sonlandırmak istiyorum.
“Arta eksilmeye, taşa dökülmeye. Biz bir yedik, Cenab-ı Allah bin vere.
Hakkın divanına kaydola. On iki imam defterine yazıla. Allah Allah.”
Misafiriniz eksik olmasın. Yemekleriniz her zaman leziz olsun. Geçmiş Kurban Bayramınız kutlu olsun.
Selam ve saygılarımla.