Bizim orda; şimdi hiçbiri hayatta olmayan, bir kaç tane namlı kabadayı vardı.

Endamlarından yürüyüşlerine,

Görünüşlerinden heybetlerine,

Yüreklerinden bileklerine kadar kabadayı idiler hani...

Onlar gibi ceket dal omuzda yürüyüp, tespih çeken,

Her kavgaya onlardan önce dalan, onlara özenip yanlarından ayrılmayan ve kendisi de namlı bir kabadayı olmak isteyen, kısa boylu, cılız biri peydah olmuş.

Bir iki üç derken, bakmışlar olacak gibi değil.

Kabadayılardan biri gerçeği yüzüne söylemiş.

Abi demiş.

“Yüreğine, bileğine bir şey demem. Ama bu iş için, tipin müsait değil abi be ya”…

Esip yağıp gürleyen;

Bir gün valiye,

Bir başka gün Emniyet Müdürüne,

Şimdi de Başsavcıya salvolar savuran Özgür ÖZEL’i gördükçe aklıma geldi nedense…

***

Atilla YAYLA’nın kaleminden;

O kanaate vardım ki CHP zihniyeti büyük ölçüde hastalıklı.

CHP tayfası nefretle besleniyor ve büyüyor.

Bugün bu nefretin hedefi Erdoğan ve AKP ama bu CHP çizgisinin her zaman nefrete dayandığı gerçeğini perdelemiyor.

Daha önce Menderes, Demirel ve Özal'dan da aynı şekilde nefret etmişlerdi.

Erdoğan gitse de Mordoğan gelse, CHP iktidarda olmadığı sürece, nefretleri devam edecek.

Bu nefret onların siyası rakiplerine muhalefetini, Türkiye'ye muhalefet etmeye çeviriyor.

Artık kesinlikle inanıyorum ki ıslahı mümkün olmayan, hastalıklı bir zihniyet bu.

Allah insanları bu zihniyetin pençesine düşmekten korusun...