Heeyy!

Düşük pantolonlu, dağınık, kirli saçlı genç!

Ağzını yaya yaya ifşa ettiğin kız var ya,

İşte o kız, bir babanın sırrıdır.

"Benim kız" diye cıvık cıvık sahiplendiğin kız var ya, bir babanın öz kızıdır, yavrusudur, ciğerparesidir.

Edepsizce o laf attığın kız,

Bir babanın taa yüreğinden,

Canımm!!! derken, bir yaprak gibi titrediğidir…

Günahkar ellerinle, o dokunduğun var ya;

Babasının, okşamaya kıyamadığıdır.

O gözler, bakmaya doyamadığıdır.

O saçlar, koklamaya dayanamadığıdır.

Arkadaş sohbetine meze yaptığın o kız,

Bir babanın mahremidir.

Yarasının merhemidir.

Ölçüsünün dirhemidir…

Sokaklara aç kurtlar doldu, ah ki ah.

Körpe ceylanlar, sırtlanlara yem oluyor eyvah!

Heyyy! düşük pantolonlu, dağınık kirli saçlı genç

Varsa insafın, erliğin, adamlığın, yetiyorsa yüreğin

Nefsine tapma.

Duy babaların feryadını, anla kaygısını, dinle iniltisini…

Hem bilir misin?

Babalar en çok kızlarını sever, kaygılanır, üstüne titrer…

Allah aşkına!

O körpeye dokunma.

Yapma…

*Erkeği hırpani kılıklı güya iki sevgilinin; samanlığı seyran edercesine paylaştığı bir bankta gördüğüm manzara üzerine ağzımdan dökülenler…