Bakmayın siz ağzının ayarı olmayanların sözlerine…

Orman yangınlarıyla mücadelede Dünyanın en iyileri arasındayız.

Çok sayıda hava ve kara araçları yanında çok ciddi sayıda personelimiz var.

Peki, eksiğimiz ney?

Eksiğimiz; meseleye gayri ciddi bakışımız ve olmaz olası kanunlarımız…

Fazlamız ise hainimiz.

Evet, Dünyanın en hızlı yangın söndürme gücüne sahibiz.

Ancak yakmak söndürmekten bin kat daha hızlı ve kolay.

Her bir uçağa karşı binlerce hain, her helikoptere düşen 10 binlerce it soyu var aramızda.

Eline sıkıştıracağınız 100 dolar ile günde 100 yangın çıkaracak, 100 bin alçak bulursunuz akşama kadar.

Bir de işin terör boyutu var.

Kendilerine bir de isim bulmuş bu, şeytanın piçleri.

Organize bir şekilde ve göstere göstere ciğerlerimizi yok ediyorlar.

Amaçları bizi nefessiz bırakmak.

Peki biz ne yapıyoruz.

Muhalifler, uçağın helikopterin azlığından ve yangınla mücadelede hükümetin aciz kaldığından dem vururken; Hükümet ise mücadeledeki başarısıyla alkış bekliyor.

Kimsenin “Yahu bu ormanları kimin piçleri yakıyor. Aynı bölgede 3 günde 650 yangın mı çıkarmış. Olur mu öyle şey?” deyip buraya yoğunlaştığı yok.

Yangınla asıl mücadele, orman yakan soysuzların, soyunun kazınmasıyla mümkündür.

Başka ülkelerde yakaladıklarımı gerekirse, ormanın içinde çekip çekip vuruyorlar.

Biz ise hala; yok insan hakkı, yok adil! yargılama, yok susma hakkı…

En iyi bildiğimiz şey adli kontrol şartıyla serbestlik.

Yahu adam canımıza kastetmiş canımıza, canlarımıza ne adli kontrolü…

Artık bir tercih yapacağız.

Ya geleceğimizi seçeceğiz ve ona göre davranacağız.

Ya da itin köpeğin oyuncağı olup, siz mi çabuk yakacaksınız, yoksa biz mi çabuk söndüreceğiz oyunu oynayacağız…

Tabi bu gidişle elimizde orman kalırsa!

Yeter yahu bir kerede devlet gibi davranalım…