Usul ve yol yordam bilmemek; sadece çarşı pazarı, meydanı mahalleyi değil, Devlet Kurumları ve Bakanlıkları da esir almış sanki...
Bunun içindir ki severken dövüyor, affederken yoruyorlar.
İzah edeyim.
Birinci sırada; haksız, hakkaniyetsiz ve tuzaklarla kesilen trafik cezalarının konuşulduğu bir Kurban Bayramı geçirdik.
Allah bilir ya bu sebepten, çoğu insanın bayramı da zehir oldu.
Hal böyle olunca; İçişleri Bakanlığı güzel bir adım atarak; bu cezaların affedileceğini açıkladı.
Ve dikkat buyurun!
Yol yordam ve usul bilmemek de tam burada ortaya çıktı.
Zira bu bilmezlik, insanların sevincini kursaklarında koydu.
Neymiş efendim, cezanın iptali için dava açılırsa mahkemeler iptal edeceklermiş.
İnsanın, kafasını duvarlara vurası geliyor.
Madem affedeceksin, yayınla bir Bakanlık kararı ve cezaları iptal et.
Milleti bir de niye mahkeme kapılarına yığıyorsun?
Hem kesilen ceza, kanuna ve usule uygun ise mahkeme nasıl iptal edecek,
Mahkemeler Kanunlara göre karar verir, Bakanlık talimatlarına göre değil.
Bir şey daha;
160/170/.. 240 gibi çok yüksek hızlarla radara düşen trafik canavarlarını niye affedeceksiniz?
Yahu önce halkı dinlemesini öğrenin.
Vatandaşın isyanı, yüksek hızla radara düşmeye değil; 60 - 70 - 90 ile düşmeye...
Yapılacak iş çok kolay ve net.
Önce o aptalca dizilmiş tabelaları kaldırın,
Sonra da 100 km’nin altındaki tüm radar cezalarını affedin.
Bunu da siz yapın mahkeme değil.
Bu kadarcık usul ve erkâna kafası sürmeyen bakanlık bürokratlarını da ya emekli edin ya da yolunuzu ayırın.
Millet sizinle yolunu ayırmadan...