Ülkeyi yönetenlerin, yıllardan beri çalışanlara yönelik yapmış oldukları önemli açıklamalardan birisi; Çalışanların, enflasyona ezdirilmemesi, konusudur. Siyasiler tarafından çalışanlar; enflasyon baz alınarak, korunmaya çalışılıyor. Söylemesi hoş, kulağa da güzel gelen bir değerlendirme. Evet, istek ve arzu, söylem budur. Gerçek öyle mi? Tabi ki; hayır.
Yıllarca bu analizleri iktidarlardan hep dinledik. Alınan mesafe nedir?
Şu an bu hükûmet zamanında, son memurlara yapılan zamlar iyi bir hamle olarak ortaya çıktı. Sonuçlarını zamanla göreceğiz.
Enflasyona ezdirmeyeceğiz...
Bu söylemin, yönetenler tarafından ilke edinilerek, YILLAR önce hayata geçirilmesi kararı alınınca; ortada şöyle bir durum vardı. Çalışanlar, emekliler, asgari ücret alanlar, artan fiyatlar karşısında; sürekli kaybeden taraf olmakta idiler. Yönetim kadrosu, bu gerçeği görerek; akıllarına göre, bir çözüm ürettiler. Bu çalışanları, emeklileri enflasyona karşı korumak, lazım. Bunu hayata geçirme adına çabalar sarf etmektedirler. Yani Ülkeyi yönetenler bu söylemleri ile, Ülkede çok yüksek miktarda enflasyon olduğunu kabul ediyorlardı.
Çalışan bir insanın özellikle büyük şehirlerde kiralık evde oturması hayal. Çünkü yıllık enflasyona göre kira artışı belirleniyor. Yani bu yıl 20 bin liraya oturan birisi, otomatikman 30 bin lirayı vermek zorunda kalıyor. Peki Devlet çalışana bu kadar zam veriyor mu? Sıkıntı burada başlıyor. O halde bu insanlar aldıkları ücretlere göre bu kiralık ev sıkıntısından nasıl kurtulacak. Asgari ücretin üzerinde ev kiraları mevcut. Bu nasıl çözülecek...
Çözüm devletin TOKİ aracılığı ile kiralık evler yapmasıdır. Özellikle bu çözümün büyük şehirlerde devreye sokulması lazım. Yoksa bu kira fiyatları ile, sosyal patlamaların ardı, arası kesilmeyecektir. Üstelik Devletin bu kira gelirlerinden yeteri kadar katma değer aldığı fikrinde değil... Denetim yeterli değildir...
Bu faiz ortamında dar gelirlilerin ev sahibi olması imkansızdır. Yani ne yapalım? Buna bir çözüm üretelim, çalışması yapılmalıdır.
İşin özü; kendilerinin de ifade ettiği gibi, toplumun bu kesimi fiyat artışları karşısında; ezilmektedirler. Bu gerçeği, kabul ettikten sonra; bundan sonraki zam verme işlerinde, aldığımız kararı uygulayalım. Yıllık enflasyon artışı kadar, zam verelim, dediler. Yani, o ana kadar, o kesimlerin enflasyon karşısında ezildikleri geçmiş yönetimler kabul ettiler.
Unutulan bir gerçek var. Altını çizelim. O da bu kararı aldıkları ve uyguladıkları ana kadar; çalışanların ve emeklilerin, enflasyon tarafından ezildiği gerçeğidir. Öncelikle yapılması gereken, var olan haksızlığın giderilerek, maddi açıdan var olan zararların telafi edilmesi idi. Öyle olmadı. Onlarda; bu kesimlerin maddi açıdan o günkü şartlara göre; ezildiklerini, kabul etmelerine rağmen, o haksızlığı gidermek yerine; ileriye yönelik, var olan haksızlığın korunarak; enflasyon oranında zam verilmesini kararlaştırdılar ve o kararı aynen uyguladılar. Yani, enflasyon miktarında üzerine, ek zam verdiler. Böylece, enflasyon miktarı kadar, zam yapalım, dediler. Bunun yetmediğini görünce; bu sefer refah payı söylemleri ortaya çıktı. Böylece halkın bu kesimlerini rahatlatmayı planladılar. Şimdi öyle uygulamaya devam etmektedirler.
Ayrıca çalışanlar arasındaki ücret farklılığı da işin başka bir gerçeğidir. Bugün yollardan, tünellerden, çalışmalardan sürekli bahsedilmektedir. Peki orada çalışan personel yeteri kadar ücret alıyorlar mı? Bir büro personeli kadar ücret almaktadırlar. Bu konuda inşaat mühendislerinin eylem yaptıklarına şahit olduk...
Yani, senelerce önce; bu fikrin çıkışında var olan ezilme gerçeği, devam etmektedir. Son zamanlarda ise, yapılan zamlarda kök maaş gerçeği ortaya çıktı. Yapılan seyyanen zamlar kök maaş olarak Kabul edilmediği için yaklaşık altı milyon emekli, sıkıntı içerisine girdi. Hala o sıkıntı devam ediyor...
Çarşı, pazar denetimden uzak bir şekilde fiyatları uygulamaya devam ediyorlar. Tarım
Kredi marketleri de bu ateşi söndüremedi...
İşin acı tarafı Devleti yöneten siyasi iradenin tüm çaba ve gayreti, ortaya koyduğu hizmet anlayışı, ileriye dönük hamleleri, İç ve Dış siyasetteki başarıları, bu piyasa ekonomisi ve fahiş fiyatlar yüzünden göz ardı edilmektedir. Yapılan yüzlerce hizmetin, bir türlü reklamı yapılamamaktadır. Oysa tarihe geçecek adımlar atılmaktadır. Sade vatandaş her gün çarşı, pazar ekonomisi ile karşı karşıyadır...
Bu acımasız fiyat anarşisine dur demenin zamanı gelmedi mi?
Bu gerçekleri göz önünde bulundurmak gerek. Vesselam..