Bazı fenciler için bilim ve teknolojinin kaynağı, bazı dilciler için de sanatsal özelliği yüksek bir belagat kitabı gibi gösterilen kerim kitabımız Kur'an aslında müminler için yol gösterici bir hayat kitabıdır. Bakara suresi 2. ayette Rabbimiz: 'O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakiler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.' buyurarak doğru algının çerçevesini çizmektedir.
Ayrıca Yüce Mevla, Araf 3'teki: 'Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) tabi olun. Onu bırakıp da başka dostlara tabi olmayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.' ayetiyle Kur'an'dan başkasına tabi olmamamız gerektiğini söyler. İşte bugün ümmetin yaşadığı kaosun, parçalanmışlığın ve fitnenin de en büyük sebebi Kur'an dışındaki kaynaklara tabi olmamız ve bizim fırkamızdan olmayanı ötekileştirmemizdir.
Hemen her namazda okuduğumuz Asr suresinin 3. ayetindeki 'HAKK' kelimesinin Kur'an anlamına geldiğini biliyor muydunuz '… ve tevasav bil hakkı…' ifadesiyle Kur'an'ı tavsiye edenlerin dışında kalanların hüsranda olduğunu Allah, asra yemin ederek vurgulamıyor mu Bütün bu ilahi uyarıları nasıl görmezden gelebiliriz ki!
O halde, mahşerde hesaba çekileceğimiz tek kaynak olan Kur'an'ı daha yakından tanıyalım:
Mevlamız, 'FURKAN, HAKK, NUR, KUR'AN, ZİKİR…' kelimeleriyle ifade ettiği mukaddes kitabımızın gönderiliş hikmetini İbrahim suresi 52. ayette: 'İşte bu (Kur'an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir.' mealiyle duyurur. Enam 19, İbrahim 1, Kehf 2, Nahl 102, Nahl 64, Meryem 97 ve Yasin 70 de Kur'an'ın gönderiliş hikmetlerini vurgulayan diğer ayetlerdir.
Nisa suresinin 174. ayetindeki: 'Ey İnsanlar! Size Rabbinizden bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.' İfadelerinden anlaşılacağı gibi KUR'AN ALLAH'IN NURUDUR.
Yunus 57'deki: 'Ey İnsanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, müminlere bir hidayet ve rahmet geldi.' ayetiyle verilen net mesaj şudur ki KUR'AN, İMAN EDENLER İÇİN ŞİFA, HİDAYET ve RAHMETTİR. Lokman 3, İsra 82, Casiye 20… gibi ayetler de aynı konuya dikkat çekmektedir.
Zümer 23'teki: 'Allah, sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi.' mealiyle KUR'AN'IN SÖZLERİN EN GÜZELİ olduğu anlaşılmaktadır.
Enam 126'daki: Bu (din), Rabbinin dosdoğru yoludur. Biz, öğüt alacak bir kavim için ayetleri ayrıntılı olarak açıkladık.' ayetimiz ise KUR'AN AYRINTILI AÇIKLANMIŞTIR vurgusu yapmaktadır. Aynı vurguyu Hud 1, Enam 55, Enam 65, Enam 97'de de görmekteyiz.
Hac 16'daki: 'İşte böylece biz o Kur'an'ı açık seçik ayetler halinde indirdik.' ayetindeki muradı ilahi ise KUR'AN AÇIK ve ANLAŞILIRDIR.
Bütün bunların yanı sıra İsra 88'de Yüce Yaradan: 'De ki, and olsun, bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak üzere ins ü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.' ayetiyle KUR'AN'IN BENZERİ YAZILAMAZ mesajını duyurmaktadır. Nitekim Yunus 38'den de aynı iletiyi almaktayız.
Hicr 9, Enam 115, Vakıa 78 ve Fussilet 42. ayetlerde ise Rabbimiz, KUR'AN ALLAH'IN KORUMASI ALTINDADIR düsturunu biz kullarına iletmektedir. İşte Hicr 9'daki : 'Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.' ayeti bu ilahi söylemin örneklerindendir.
Peki ey Müslüman, insanlara öğüt ve uyarıcı olarak gönderilen; şifa, rahmet ve hidayet kitabı olan Kur'an-ı Kerim'in farz kılındığını biliyor muydun İşte Kasas 85: '(Resulüm') Kur'an'ı (okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kılan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir…'
Oysa biz Müslümanlar, bir hayat kitabı olan Kur'an'ı hayatımızın merkezine koymak yani ayetleri bağlamına, nüzul sebebine, muhatabına, mekki ve medeni oluşuna göre okuyarak muradı ilahiyi anlamak yerine onu mezarlıklarda ve hastaların başında okunan kitap, bazı imamların ekmek teknesi, üfürükçülerin muska kitabı, kari ve kurralarımızın tecvid kitabı… haline getirmedik mi Gösterişli kablar içinde duvara asmadık mı
İşte bu tür yanlış anlayışların temelinde Kur'an'dan uzaklaşmanın getirdiği katı gelenekçilik yatmaktadır.