Ayasofya-İ Kebir Cami-İ Şerifin İbadete Açılması Birilerini Rahatsız Etti

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Ayasofya-İ Kebir Cami-İ Şerifin İbadete Açılması Birilerini Rahatsız Etti
22-06-2021
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">D&uuml;nya mimarlık tarihinin g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar ayakta kalmış en &ouml;nemli anıtları arasında yer alan Ayasofya-i Kebir Camii; mimarisi, ihtişamı, b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ve işlevselliği ile sanat d&uuml;nyasında &ouml;nemli bir yer tutar.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Bu muazzam eser Doğu Roma İmparatorluğu&rsquo;nun İstanbul&rsquo;da yapmış olduğu en b&uuml;y&uuml;k kilise olup aynı yerde &uuml;&ccedil; kez inşa edilmiştir. İlk yapıldığında Megale Ekklesia (B&uuml;y&uuml;k Kilise) olarak adlandırılmış, 5&#39;inci y&uuml;zyıldan İstanbul&#39;un fethine kadar Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) olarak isimlendirilmiştir. İmparator Konstantios tarafından 360 yılında yaptırılan Megale Ekklesia ve İmparator II. Theodosis&rsquo;in 415 yılında yeniden inşa ettirdiği kilise halk ayaklanmalarında yıkılmıştır.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">916 yıl kilise olarak ibadete a&ccedil;ık olan yapı, Fatih Sultan Mehmed&#39;in 1453&#39;te İstanbul&#39;u fethetmesiyle camiye &ccedil;evrilmiştir.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Fetihten hemen sonra yapı g&uuml;&ccedil;lendirilerek en iyi şekilde korunmuş ve Osmanlı D&ouml;nemi ilaveleri ile birlikte cami olarak varlığını s&uuml;rd&uuml;rm&uuml;şt&uuml;r.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">16&#39;ncı ve 17&#39;nci y&uuml;zyıllarda, caminin i&ccedil;ine mihraplar, minber, m&uuml;ezzin mahfilleri, vaaz k&uuml;rs&uuml;s&uuml; ve maksureler eklenmiştir.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Yapının dışına farklı d&ouml;nemlerde yaptırılan minareler, medrese, sıbyan mektebi, muvakkithane, şadırvan, sebiller, g&uuml;neş saatleri, m&uuml;tevelli heyeti odası ile Ayasofya-i Kebir Camii, Osmanlı D&ouml;nemi&#39;nde kompleks bir yapıya d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Ayasofya-i Kebir Camisi 1934 yılında m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş ve 2020 yılına kadar m&uuml;ze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise tekrar cami stat&uuml;s&uuml; kazanmıştır.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Kısaca &ouml;zetlemeye &ccedil;alıştığımız yapının hikayesi bundan ibarettir. Osmanlı d&ouml;neminde yapılan yapıyı kuvvetlendirme &ccedil;alışmaları, belki de, İstanbul&#39; da meydana gelen g&uuml;&ccedil;l&uuml; depremlere karşı dayanma g&uuml;c&uuml;n&uuml; artırmıştır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; İstanbul fetihten sonra &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml; en az iki deprem yaşamıştır. Bug&uuml;n ayakta olmasını b&ouml;yle izah edebiliriz.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">M&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmeden &ouml;nce, bu mekanın CAMİİ olduğunu birilerinin hatırlaması lazım... Şimdilerde manevi bir deprem gibi algılamaların anlamı yoktur.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">M&uuml;ze halinden tekrar Camii haline d&ouml;n&uuml;şmesi, &Uuml;lkemizde bazı tarafları rahatsız etmiştir. Bu rahatsızlığın altında yatan &ccedil;ok &ccedil;eşitli sebepler olabilir. İnan&ccedil; karşıtlığından, tekrar Camii olmasını kabullenmemeye kadar varan uzun bir liste oluşabilir. Bu listeye dikkatlice baktığınız zaman, dikkat &ccedil;eken isimleri ve analizleri de g&ouml;rebilirsiniz.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Kimi Siyasilerden, kimi akademisyenlerden, kimi araştırmacılardan, kimi batılı y&ouml;neticilerden, kimi sanat&ccedil;ı ge&ccedil;inen insanlardan, kimi inan&ccedil;sızlardan, kimi sivil toplum &ouml;rg&uuml;tlerinden, karşı &ccedil;ıkanlar olmuştur. Herkesin kendine g&ouml;re, bir amacı ve gayesi vardır. Bulundukları konum itibarı ile, herkesin değerlendirmelerine saygı duyuyoruz.&nbsp; Ancak aynı dostlara bug&uuml;n İslam devletlerinin, Osmanlının terk ettiği topraklarda binlerce camiinin kilise olarak kullanıldığını hatırlatmakta yarar vardır. Acaba oralarda yaşayan bazı Hristiyan insanlar da, Bu Osmanlı eserlerini, M&uuml;sl&uuml;man eserlerini, camilerini, kilise olarak kullanmasa mı idik! Yoksa, M&uuml;sl&uuml;manlar bize kin duyar, bunun intikamının peşine d&uuml;şer, demişler midir? O y&ouml;nde araştırma tezleri yayınlamışlar mıdır? Benim ki de merak konusu işte...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">En ilgin&ccedil; olanı ise; Bazı Akademisyen olan insanların ibadete a&ccedil;ılma olayını değişik yorumlar katarak ifade etmiş olmalarıdır. Aslında akademisyenlerin g&ouml;revleri kendi alanlarında yapmış oldukları ciddi ve ilmi &ccedil;alışmaları bilim d&uuml;nyasına kazandırmaktır. İnsanların beklentisi bu y&ouml;ndedir. Eğer siz kendi alanınızın dışında &ccedil;eşitli konularda a&ccedil;ıklama yapma ihtiyacını hissederseniz, sizin bu yaptığınız a&ccedil;ıklamalara insanlarımızın kabul ve ret anlamında itirazları olacaktır. Onları da g&ouml;ğ&uuml;slemeye hazır olmanız gerekir.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">&Ouml;ncelikli itirazımız sizler bir bilim adamısınız, siyaset adamı değilsiniz. Bırakın Devlet y&ouml;netmeyi siyasi adamlar yapsın. Onların yapmış olduğu doğru ve yanlışlara da diğer siyasi oluşumlar değerlendirmelerde bulunsunlar. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; onların g&ouml;revidir.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">İlim adamları yahut araştırmacılara gelince; &Ccedil;oğu tarih araştırmacısı Ayasofya&#39;nın ibadete a&ccedil;ılmasının gereğini tarihi a&ccedil;ıdan izah eden değerlendirmelerde bulunmaktadırlar. Hatta Sayın Bardak&ccedil;ı, Kılı&ccedil; Hakkından s&ouml;z eder. Bilmem anlatabildim mi? Eğer tarihi a&ccedil;ıdan buna cevap verecek g&uuml;c&uuml;n&uuml;z, araştırmanız, değerlendirmeniz, deliliniz var ise, &ccedil;ıkar bu değerlendirmelerin karşısında fikirlerinizi sunarsınız. A&ccedil;ılması y&ouml;n&uuml;nde fikir belirten tarih&ccedil;ilerin yanıldığını izah edersiniz.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">B&ouml;yle bir şey yapmayacağınıza g&ouml;re, o zaman tarih&ccedil;ilerin a&ccedil;ıklamalarına saygı duymanız gerekir...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><strong><em>Devam edecek&hellip;</em></strong></span></span></p>
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?