KANAYAN YARA YARDIMCI DERS KİTAPLARI KONUSU

Orhan Arslan
Orhan Arslan
KANAYAN YARA YARDIMCI DERS KİTAPLARI KONUSU
20-10-2017

Ders kitapları ve içeriği, her eğitim, öğretim yılı başlarken; gündeme taşınır. Tartışılır, tartışılır, tartışılır...
Yetkililerden beklentimiz, Devlet olarak, ders kitapları meselesini hallettiğimiz gibi, yardımcı kitaplar, kaynak kitaplar, meselesini; gerekirse, Devlet aracılığıyla halletmek gerekir. Onlar da; ücretsiz olarak, dağıtılabilir. Öğretmenlerin bu konuda, konuşacağı şey, azalır.
Bir zamanlar, Yardımcı ders kitapları olarak, tanıtımı yapılan ürünler ise; öğrencilere, öğretmenler tarafından; kimi zaman zorla aldırılırdı. O konu, hiç gündeme taşınmazdı. Bir de; eski zamanlarda, dergi meselemiz, vardı...
Şimdilerde, ders kitapları, Devlet tarafından ücretsiz dağıtılıyor. Doğrudur.
DEVLETİN okutmak için, bastığı kitapları; yetersiz, zayıf, işe yaramaz, muhtevasız olarak, kabul eden bir konumdayız. Bu konuda,  öğretmenlerin yaptığı olumsuz değerlendirmeler, açısından; Dünyada birinci sayılabiliriz...
Öğretmen Devletin yaptığını beğenmiyor, yetersiz görüyor... Daha ne olsun! Bir nevi, Devletin bu kurumlarının boşa çalıştığını, ima ediyorlar.
EEE, o halde, yetersiz olan bu kitapları ve içeriğinin nasıl olacağını senelerdir neden tartışıyoruz? Nasıl olsa, öğretmenler her şeyi biliyor. Onlara göre; Boşuna devlet kitabı  basıp, öğrencilere neden dağıtıyorsunuz!!! gereksiz masraf olarak kabul ediyor, hocalarımız!!! O halde basmayın, boşa uğraşmayın... Herkesi serbest bırakın, herkes istediğini yapsın...
Böylece hem okulları, hem öğretmenleri daha iyi idare etmiş olursunuz! Sorunlar da; ortadan kalkar...
Evet, adamlar davranışları ile; böyle düşündüğünü, ima eder haldeler.
Evet, yazık ki; ne yazık... Önceden devlet kitap seçme serbestliği yaptığı zaman; öğretmenler falan yayın evinin, filan kitabını seçtirmek için; çaba sarf ederlerdi. Çünkü, ucunda, garip şeyler, dönüyordu...
Şimdi ise; yardımcı kitaplar, savaşı var... Önceden ders kitabı basıp, para kazanmak isteyen yayıncılar, ne kadar ise; şimdilerde, yardımcı kitap basıp, para kazanmak isteyen yayıncılar; öncekinin iki mislidir...
Varın, hesabı siz tutun, benim aklım, yetmiyor...
Üniversitelerde okuyanlar bile, lisede okuyanlar kadar, kitap almıyor... Bu da, başka bir gerçek...
Şimdi;
Çoğu öğretmene göre; ders kitapları yetersizdir. Muhtevası ve içeriği, az görülür. Öğrencinin, yeteri kadar yararlanamayacağı, söylenir. Doğal olarak, arkasından, bu açığın kapatılması için; yardımcı kitaplar önerilir. Hatta, sınıflarda bizzat öğretmenler tarafından teşvik edilir. Paraları, toplanıp; sınıflarda dağıtılır.
Bu olay, dün de, böyleydi. Bugün de; böyle. Ders kitapları, Devlet tarafından dağıtılmadığı zamanlar da; bu sefer kitap seçme kargaşası yaşanırdı. Yayın evleri ve onların şehirlerdeki uzantıları, kendi kitaplarının seçilmesi için; değişik metotlar uygularlardı.  Kendi kitaplarının okunması için; baskılar yapılırdı.
MEB  tarafından o yıllarda da; basılan kitaplar vardı. Ancak, yine Bazı  yerlerde MEB, kitapları seçilmezdi. Zorunluluk olmayınca; Kitapların hangilerinin okutulacağına, zümreler, karar verirdi.
Arkasından, yardımcı kitaplar devreye girerdi. Hem de; ne giriş... Ders kitabının üç, beş misli fazla fiyatına, satılırdı.
O, günlerde de; öğretmenler, ders kitaplarının yetersiz olduğunu söylüyorlardı. Bugün de; aynı şeyi, dile getiriliyor. Kısacası, yan ürünler, para kazandırmaya, devam ediyor.
Hatta, o kadar ilginç şeyler yaşanıyordu ki, bilginiz olsun, diye paylaşıyorum. Bugün de, ona benzer şeyler, olmasın. Yardımcı kitapların, tavsiye edilmesi için; tebliğler dergisinde, yayınlanmak gibi, bir zorunluluğu vardı. Gerçi, O zorunluluğu takmadan, yine bildiğini okuyan öğretmenler vardı.
İşte örnek. Öğrencilere okutmak için, ders kitabı olarak; tebliğler dergisinde yayınlanmış, zümrelerde kabul edilmiş ve Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından onaylanmış listeler hazırlanırdı.  O, listelerde, okullarda şu, kitaplar okutulacak, diye ilan edilirdi. Hatta, kitap evlerine bildirilirdi.  Veli ve öğrenci doğru alış, veriş yapsın diye, yapılan bir uygulama idi.
Bütün bunlara rağmen; okullar açılır, dersler başlardı.  Bir de bakarsınız, bir kitapçıya, bir ders kitabı, öğrenciler tarafından iade edilmek istenirdi. Kitap evi sahibi, kurallara uygun olarak satılan bu kitabın; neden, iade edilmesi gerektiğini sorunca;  alınan cevap çok ilginçti. Öğretmen arkadaş, öğrencilerine, tüm mevzuata uygun olarak seçilen bu kitabı okutamayacağını belirtmiştir. Hatta öğrencilerine, gidin O, kitapları aldığınız yere iade edin, diye; yol göstermiştir. Kendisi, tebliğler dergisinde dahi yayınlanmayan bir yardımcı kitabı almaları gerektiğini, öğrencilerine dikte etmiştir.
Kısacası öğretmen, tüm MEB yetkililerine siz kimsiniz? diye meydan okumuştur...
Bugün de, yardımcı kitaplar konusunda, buna benzer şeyler yaşanmasın, diye anlatıyorum.
ÜSTELİK DERS KİTAPLARINA GÖRE,  O, YILLARDA, YARDIMCI KİTAPLARIN, HATIRI SAYILIR BİR FİYATI VARDIR...
Yetkilileri, bu konuda uyarıyoruz. Velileri ve bütçeleri, kimse takmıyor. Üç beş yardımcı kitabın bedeli üç rakamlı sonuçlara ulaşıyor.
Okulların açıldığı şu günlerde, bu tür olayların yaşanmaması için; gerekli tedbirler alınmalıdır. Eğitimimizin kanayan bir yarasıdır. Eğer, bu alanda bir ihtiyaç söz konusu ise; bu alan, DEVLET eli ile, doldurulmalıdır. İhmale gelmez.
Zaten, okullarda yaşanan kıyafet masrafı, servis, yemek, ücretleri; veli için yekün teşkil etmektedir.
Umarım, bu uyarılarımızı birileri, dikkate alır. Bu kanayan yaraya bir çözüm bulunur...
SELAM  İLE...

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?