Yol uzun, yol çetin...

Dünya seni bekliyor. Sen ise; taşıdığın değerden habersizsin...

Oyun, oynaş, seni oyalamasın... Günlük meşgaleler, yollarına set çekmesin...

Ey Genç Adam, yolculuğun kutlu, zaferin daim olsun... Şehitliğin makbul, arkandan gelenlere yol gösterici olsun...

Canım Vatanım, Şehit kokusu tüten toprağım. İslam bayraktarı dedelerimin emaneti, çocuklarımızın geleceği, Dünyanın seni dört gözle beklediği, başında seni görmekten mutlu olduğu, Yüce Milletim.

Kalk, silkin nedir bu halin Şair ne güzel söylemişti Sen bir devsin yükü ağırdır devin...

Evet sen bir devsin. Senin uyanmanı bekleyenler var. Mazlumlar, kimsesiz çocuklar, garipler, ezilenler, açlar, yuvasızlar, senin hükümdarlığın altında rahat ve huzur içerisinde yaşayan tüm halklar Evet, seni bekliyor Sen bunun farkında mısın Yine Şairin dediği gibi hala oyunda oynaşta mısın Beklendiğini bilmiyor musun Niye seni bekleyenlere anlamsız, donuk farkında değilmişsin gibi bakıyorsun Kendinle olan kavgan nedir Bu topraklarda birlikte yaşıyorken ne oldu bize Neden birbirimizin mutsuzluğunu, yok olmasını ister olduk Birliğimizi, dirliğimizi bozmak isteyenlerin amacı nedir Taaa, ötelerden birileri, bir vatandaşımızla karşılaşınca; Sen Türk´ müsün Sen Osmanlı´ mısın Sen Müslüman´ mısın Diye, sorarak, aldığı olumlu cevap karşısında, çocuklar gibi sevinmektedir. Evet, işte Anadolu´yu tanımlayan, kavramlar, o soruların içerisinde yatmaktadır.

Şu Salgın döneminde, kimi şom ağızlılar, senin perişan olman için, bekler oldular...

Sen ise, Tüm Dünyaya karınca kararınca yardım etmeye çalıştın. İnancın, Medeniyetin böyle yapmanı istedi. Sen de yaptın... Mazluma yardım ettin...

Her zaman dürüst, doğru, adaletli, sevecen, yardımsever insanlarımın bu toprakların üzerinde yaşaması en büyük dileğim Renklerin en güzeli, en parlağı, en canlısının bolca olduğu topraklar olsun. Her taraf şeffaf her şeyin ortada, kem gözlerden uzak, bembeyaz karlar kadar saf, temiz, ışıl, ışıl parlayan umutların hakim olduğu topraklar olsun. Yabancıların deyimiyle bakmaya kıyılmayacak kadar güzel yaratılışı olan, yeşil ve mavinin karıştığı toprağım. Dostlukların zirve yaptığı; canın, cana karıştığı, sevgi ve hoşgörünün her alana yayıldığı, kinin ve nefretin yok olduğu güzel Vatanım Her zaman bu duygularla coştuk, bu duygularla yaşadık...

Son zamanlarda, Ne oldu, birbirimizin ezilmesinden hoşlanır olduk. Birbirimizi dışlar olduk, kovar olduk. Kim, bizi bu hale soktu Uzaktan da olsa birbirimizi tanımaz olduk. Birbirimize saygı duymaz olduk. Selam vermez olduk.

Kalk, elinin tersi ile; sana yabancı bütün davranışları, yaşama biçimlerine bir sille vur. Kalleş Batı Kültürünün esiri olma. Özüne, aslına, seni, sen yapan tüm değerlere geri dön

Ecdadın ruhu incinmesin...

Yollarını gözleyen mazlumların, ümidi bitmesin...

Allah yolunu doğru, düşünceni parlak, aklını sağlam, fikrini daim eylesin, gücünü kavi eylesin... Sıratı müstakimden ayırmasın. Alperenlerin yollara düşsün... Allah, Mehmetçiklerimi, her zaman muzaffer eylesin... 

Zalim titresin, mazlum sevinsin... Şefkat elin, tüm zulme uğrayanlara ümit olsun...

İşte bak, Ecdadın Ayasofya ile kucaklaşmana çok sevinecek... Terk ettiğin topraklara tekrar barış ve huzur senin elinle gelecek...

Haydi yollar seni bekler... Gazan mübarek olsun... Yolun daim açık olsun... Kızıl Elma hayalin en kısa zamanda gerçekleşsin... 

Harekata giden yiğidin deyişiyle; Nereye değil, ´´Kızıl Elmaya, heeey, kızıl Elmaya...´´