SEZAİ KARAKOÇ... BİR İNANÇ VE FİKİR ADAMI...
Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış;
Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış...
Necip Fazıl Kısakürek
Bu organizasyon içerisinde 12. Buruciye şiir günleri düzenlenmişti. Bu organizasyon Üstadın adı konularak taçlandırılmıştı. Benim hayatımda öenmli bir yeri olan Üstadın daha fazla şiirlerini dinlemek gibi bir beklentim vardı. Olmadı. Üstadı tanıtan arkadaşın tam ölüm tarihini söylediği anda yakındaki Camiden sela sesinin yükselmesi bana göre, gecenin en anlamlı yanı idi. Hüzünlendim.
Üstad, 22 Ocak 1933 Ergani, Diyarbakır - ö.16 Kasım 2021 Fatih, İstanbul), Türk şair, yazar, düşünür ve siyasetçi.1933’de Diyarbakır/Ergani’de doğdu. İlkokulu Ergani’de, ortaokulu Diyarbakır ve Maraş’ta, liseyi Gaziantep’te okudu. Lise sonda Necip Fazıl Kısakürek’le tanıştı. Bu tanışıklıktan sonra, birliktelikleri oluştu.
Burslu öğrenci olarak girdiği Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni 1955’de bitirdi. 1959-1965 yılları arasında Maliye Müfettiş Yardımcılığı ve Gelirler Kontrolörlüğü görevlerinde bulundu.
1967 yılında İslam'ın Dirilişi ve Yazılar adlı kitaplarından dolayı yargılandı. Büyük Doğu, Hisar, Akpınar, Dernek, Düşünen Adam, A dergilerinde deneme ve şiirler, Yeni İstanbul, Sabah ve Milli Gazete’ de fıkra yazıları yayımlayan Sezai Karakoç, . Monaroza en fazla bilinen şiiridir. Üstadın yazdığı şiirleri beğeni ile takip edilmiştir. Yazdığı eserleri ilgi ile takip edilmiştir. İnşa etmek istediği neslin adına Diriliş Nesli, adını vermiştir.
1974’ten itibaren düzenli olarak 18 sayı yayınlanan, 1976’dan itibaren gazete biçiminde çıkan Diriliş dergisi yerli düşünce ve edebiyatın en önemli dergilerinden biri oldu. Gazete biçiminde çıkarken 1977’de yayımı aksamaya başlayan Diriliş,1978’de kapandı. Üstad, 16 Kasım 2021 günü hayatını kaybetti.
88 yaşında hayata veda eden usta edebiyatçının cenazesi, Şehzadebaşı camiinin haziresine defnedildi.
Ülkemizin çalkantılı yıllarında, inanç ve fikir açısından; Bir gül misali ortaya çıkan, diriliğini ve canlılığını her zaman ve günümüze kadar koruyan; bir fikir insanı.
Fikir ve Edebiyat alanında; Medeniyet dünyamızın en önemli mimarlarından biri olan Sezai KARAKOÇ, duruşunu bozmayan bir aydın olarak; diriliş neslinin eğitimini eserleri ile gerçekleştirmeye, devam ediyor. Bu kutlu yolda; hiçbir engeli tanımadan doğru bildiği yolda yürümeye devam ediyor.
Günümüzde, Şiire, yazıya bulaşmış hemen hemen herkesin ondan örnekler aldığı ve ondan esinlendiği su götürmez bir gerçektir. Gelenek ile modernizmi sentezleyen; Ana teması ilahi aşk olan yolculuğuna eserleri ile hayat vermektedir.
Eserlerini, ince fikir nakışları ile süslerken, bu alanda; yetişmekte olan milyonlarca insana yol göstericilik yapmaya, devam ediyor.
İslam medeniyeti kaynaklı, düşünce hayatının, vazgeçilmez olmasını tavsiye ediyor. Medeniyet kavramının; ilahi mesaj yoksunluğunda olamayacağının altını çiziyor. Bu ana kaynaktan, yoksun olan; bu ana atardamardan beslenmeyen medeniyet hayallerinin kadük, olacağını vurguluyor. Bu yaklaşımdan uzaklaşmış olan; Batı medeniyeti tasarımlarının insancıl olmadığından, temelinde eksiklik ve noksanlık olduğundan bahsediyor. İnsan merkezli, bir medeniyetten bahsediyor. Buna karşılık; İSLAM medeniyetinin gerçekleşmesini, hayal edilmesini, düşünülmesini, tasavvur edilmesini; özenle tavsiye ediyor. Bu muhteşem, eşsiz Medeniyet hayali, medeniyet aşkı ve duruşu ile tavır sahibi bir entelektüel olan; SEZAİ KARAKOÇ, Bu toprakların ana hamurunda var olduğu, geleceğe taşıdığı; o manevi iklimi özlüyor. Bu coğrafyanın; yaşadıklarının anlam ve önemini özellikle vurguluyor. Yeniden bu toprakların medeniyet açısından şaha kalkmasını bekliyor. Özümüzün, bu topraklarda olduğunun, altını çiziyor. Bu anlamda, öncelikle gençlerin beyin ve fikirlerinde oluşması, için gayret gösteriyor. Arkasından top yekun dirilişe geçilmesi çabası ile; toplumun tamamına yönelik gösterdiği gayret, verdiği eserlerle, herkese örnek oluyor.
İlerlemiş yaşına rağmen, dur durak bilmeyen bir heyecanın ana odağı olan; bu alanda yaptığı çalışmaların, herkese örnek teşkil etmesi gereken, KARAKOÇ; insanların düşlerinin ve düşüncelerinin ufkunu açmak istiyor. Bu anlamda ilerlemeleri gerektiğini vurguluyor. Bunu destekleyen çalışmalar yapıyor. Bu fikir alanındaki, gelişim sürecine katkı verme, çabalarını sürdürüyor.
Doğu medeniyeti çocuklarının eğitimi ve düşünsel olgunluğu için; bir asra yakın ömrünü bu yolda, adayan KARAKOÇ, alkıştan, gösterişten, gözlerden ırak, sade bir hayat yaşayarak; fikir üretmeye devam ediyor.
Bu sade hayatı süresince; kendisine verilmek istenen ödülleri bile bizzat katılıp almak yerine temsilcileri aracılığıyla kendisine, yönlendirilmeyi tercih ediyor. Afişe olmayı sevmiyor. Mevki ve makam için; can atmıyor. Dik duruyor. Cumhurbaşkanlığı tarafından kendisine takdim edilen ödül merasimine bile katılmadı.
En son, Cumhurbaşkanlığı tarafından kendisine verilen ödülü almak için; sağlığını bahane etmiş ve bir başkası tarafından O, ödül kendisine ulaştırılmıştı.
Dünya, nimetlerine oldukça uzak, takdir ve övgü sözlerinden kaçınarak; hayatını devam ettirdi.
Sezai Beyin, mücadelesini anlatan en güzel şiirinden bir alıntı;
Batılılar!
Bilmeden
Altı oğlunu yuttuğunuz
Bir babanın yedinci oğluyum ben
Gömülmek istiyorum buraya hiç değişmeden
Babam öldü acılarından kardeşlerimin
Ruhunu üzmek istemem babamın
Gömün beni değiştirmeden
Doğulu olarak ölmek istiyorum ben
Sizin bir tek ama büyük bir gücünüz var :
Karşınızdakini değiştirmek,
Beni öldürseniz de çıkmam buradan
Kemiklerim değişecek toz ve toprak olacak belki
Fakat değişmeyecek ruhum…
Onu kandırmak için boşuna dil döktüler
Açlıktan dolayı çıkar diye günlerce beklediler
O gün gün eridi ama çıkmadı dayandı
Bu acıdan yer yarıldı gök yarıldı
O nurdan bir sütuna döndü göğe uzandı
Batı bu sütunu ortadan kaldırmaktan aciz kaldı
Hâlâ onu ziyaret ederler şifa bulurlar
En onulmaz yarası olanlar
Ta kalblerinden, vurulmuş olanlar
Yüreğinde insanlıktan bir iz taşıyanlar
Sezai Karakoç