Evet, şu anda bunu slogan haline getirmek zorundayız. Sevgi her türlü zorluğun önünü açar...
Hayat insan için değerlidir. Hayatın manasını anlamlandıran öğelerden birisi yaşadığı şehirdir. Hele çocukluğunun, gençliğinin, özlemlerinin, hayallerinin, üzüntü ve neşelerinin bolca yaşandığı bir mekandan bahsediyor isek, onun anlamı daha büyüktür. Her saniyesinde, her karesinde, her arkadaşında, dostunda, yareninde, özlemlerinde, her yılında, her mevsiminde kendini bulan yaşanmış hatıralarında saklıdır o şehrin gizemi...
Her tarafından Tarih fışkıran, Anadolu´da başşehir idik. Bu şerefe nail olmuş bir mekandan söz ediyoruz... Türk Tarihinde önemli bir yeri olan şehrinden... Düşman ayağının nadir değdiği şehrinden söz ediyoruz...
İŞTE VATAN DENİLEN, KİMİ ZAMAN ANA YERİNE KONULACAK KADAR DEĞERLİ OLAN TOPRAK PARÇASI BUDUR...
Biz bu toprağın çocuklarıyız...
Burada altını çizerek bahsedeceğim gerçekler üzülerek ifade edeyim ki; yukarıda sıraladığım kelime ve kavramlara kadar özlemle anılan şeyler olmayabilir. Çok basit bir ifade ile her insan sevdiği için her şeyini vereceğinden bahseder. Kimi zaman da öyledir. Bu SEVGİNİN, ONA DUYDUĞU BAĞLILIĞIN BİR ESERİDİR. BU ÖRNEKTEN HAREKET EDEREK BAZI GERÇEKLERİ VURGULAMAK ZORUNDAYIM...
O zaman sormak lazım.
Bir insan şehrini bilinçsiz bir şekilde kirleterek nasıl sever? Elinde imkanı olmasına rağmen, şehrinin kalkınmasına maddi destek vermeden nasıl sever? Kendi insanının iyi taraflarını görmeyerek, hep kötü tarafını ortaya çıkararak nasıl sever? Gereken temizliği yapmadan, en basit konularda yöneticilerine yardım etmeden nasıl sever? Yönetim kadrosunda olan ve sorumluluğu bulunan tüm insanlara kendi sorumluluklarını dahi yerine getirmeden, bu şehri nasıl sever? Öğrencilerini en üst seviyeye çıkararak ÖSYM de en başarılı iller arasına sokmadan bu şehri nasıl sever... Siyasetçisi, en üst düzeyde bu şehre sahip çıkmalıdır... Şehrin, ÜNİVERSİTESİNİ EN BAŞARILI ÜNİVERSİTELER arasına sokmadan nasıl bu şehri sevdiğini iddia eder? Şehir böyle sevilmez... Örnek o kadar çok ki; hangi birini sıralayalım.
Bilinen gerçeklerden hareket edelim. Kuru, kuruya seviyorum demekle bu iş olmaz. Seven insan gereğini yerine getirmek zorundadır. Yoksa sadece lafta kalır. Bu şehrin ise kuru lafa karnı toktur. Şehrimizin her alanda örnek olan bir şehir olması çabasına herkesin üzerine düştüğü sorumluluğu yerine getirerek destek vermesi gerekir. En gencinden yaşlısına kadar, en fakirinden, zenginine kadar, en az geliri olan memurundan, en çok memur geliri olanına kadar, esnafından, sanatkarına kadar herkesin bu şehre katkı vereceğine inanan biriyim. Sadece sevginin eyleme dönüşmesi gerektiği kanaatini taşıyorum.
Var olan veya var olacak olan tüm olumsuzluklara rağmen, sevgi ile yeşertilecek bir şehir olacağı inancındayım. Daime sıcak kanlı, sevecen, dost canlısı, geleceğe umutla bakan insanımızın her türlü zorluğu yeneceğine inancım tamdır. Bu kapasite ve becerinin kendilerinde olduğuna inanıyorum. Tüm iyi düşüncelerle beslenmiş hayat örnekleri ile dolu bir yaşantının bu şehir için zor olduğu kanaatinde değilim.
İklimi sert, yüreği mert olan insanımız, bu şehre bağlılığını her alanda ispat etmelidir. Şehrine sahip çıkmalıdır. Bilirim, kimseye minnet etmeyi sevmezsiniz... O halde, bileğinizin gücü ile, yüreğinizin diriliği ile bunu yapabilirsiniz...
Son zamanlarda salgın ile verilen mücadelede, kişisel olarak herkesin üzerine düşen sorumluluğu yapmasından yanayım. Bu gücün bu şehirde olduğuna inanıyorum.
Haydi Yiğido, başka SİVAS yoktur... Başka Sivasspor´da yoktur. Önceliğiniz şehriniz olsun...
HADİ BAŞARILI VE SEVİNÇLİ GÜNLERE...
