Bir insanın eğitiminde, Anne ve Baba, Aile ortamından sonra en önemli etken öğretmendir. Hayatın başlangıcında iyi ve idealist bir öğretmenle karşılaşmak, o insan için bir şanstır. Gelecek nesiller iyi Aile ortamı ve değerli öğretmenler sayesinde şekillenir.
Şu an genç nesile bakıyorum. Onların hal ve davranışlarına göre değerlendirme yapmak, içimden gelmiyor.
Geleceği değerlendirmek adına, düşündüğüm zaman; Ben sadece yazılarım da gençliğin,
önemini eğitim olarak ele almadım. Yaşantı olarak, gelecek endişesi açısından da siyaseten de gençliğin durumunu değerlendirdim. Genelde gençlerimiz, oyun eğlence, Heyecan peşindeler. Bazı yanlış bağımlılıkların müptelası olmuşlar.
Bu konuda; çaresiz durumdayız. Böyle yetişen bir gencimiz, Bir makama gelen gencimiz; ne oldum, delisi oluyor. Kendisini o, makamlara getiren insanları unutup, onlara sırtını dönerek; mesafe alacağını zannediyor. Tabi ki; yanılıyor. Kaybeden taraf kendisi oluyor. Sonra; toplumdan dışlanıyor, bir köşeye çekilerek hayatını devam ettiriyor. Neden böyle olduğuna dair; kafa yormuyor. Unutma kardeşim; senin o, makamlara gelmen için, gayret sarf edenlerin; sana kızmasına gerek yoktur. Onların bir sitemi, bir kaş çatması yeter. Anlayana...
Evet, nerede bir harf öğretene saygı O da ney
Çünkü, önlerindeki rol modeller, örnek aldıkları insanlar böyle uygulamalar yapıyorlar.
Hayatın her merhalesi insan için bir imtihandır. Her makam gelir, geçer.
Hey dostum! Bunları söylerken; hayat tecrübem şunu ortaya koydu. Siyasi konularda yeteri kadar, tecrübemin ve ihtisasımın olduğunu, tahminlerimin de aşağı yukarı, yarıdan fazlasının çıktığını hatırlatayım... Ulusal medyada boy gösteren kimi şişirilen adamlar; bu konuda bizden fersah, fersah geridedirler...
Amma gelenektir. Eldekinin kıymeti bilinmez…
Dışarıdan gelen, yabancı insanlar hep baş tacı edilmiştir. Bu da bizim, ayrı bir eksiğimizdir... Bir zamanlar, bizim mahallede baş tacı edilen; bizim mahalle de yetişmemiş, gazeteciler; şimdi neredeler Bu anlamda; Siyaseten örnekler de bol miktarda var... Eski vekiller, eski bakanlar neredeler
Bazen mantık şöyledir. YABANCI olsun; ne olursa, olsun... Örnekler, o kadar çok ki; hangisini anlatayım... Sözde; ayrılıp gidenlerin, suçu var da senelerce onlara ummadıkları değeri verenlerin, suçu yok mu Başka mahalleden gelen insanlar; neden hep el üstünde tutulur anlamam. Bakıyorum da bu insanların bizden ne tecrübesi ne aklı ne siyasi bilgisi ne bilgi birikimi ne irfan ve becerisi, kısacası neleri bizden üstün anlayamam... Ancak, insanımız demek ki; sözde bizim görmediğimiz bazı özellikleri, görmektedirler... Ne zaman kadar Gerçek yüzleri ortaya çıkıncaya kadar. Anlatacak şey çok var, Umarım anlayacak yeteri kadar insan bulabiliriz... Siz, siz olun önce kendinizin, sonra insanınızın değerini iyi bilin... Aynı zamanda bu; İslami bir usuldür... Yerel anlamda; şehrimizde bu olayı çok yaşadık, yaşamaya devam edeceğiz. Değerlerimize, önce kendimiz sahip çıkmalıyız. İlla yabancı mı olması gerekir HAYIR, diyorsanız, hayatınızda lütfen uygulayın... Kimi sonradan gelenler, şimdi en ön sıralardalar... Evet kaderin cilvesi mi Kadir kıymet bilmemenin vefasızlığı mı Bilinmez...
Doğal olarak, içimize; başka mahalleden gelen insanları da alacağız. Almak zorundayız, mecburuz. Ancak, layık olduğu değere ve konuma göre; yer vererek...
Anlayanlar anladı... Anlamayanlara davul, zurna...