Hicri Yılbaşı Manevi Bir İklimdir

13-08-2022

1101 OKUNMA

Diyanet tarafından belirlenen takvime göre 2022 yılında Müslümanların yılbaşı 30 Temmuz günü idrak edilmektedir. Bu yıl, 29 Temmuz Cuma günü akşam namazından 30 Temmuz Cumartesi imsak vaktine kadar olan süre Hicri yılbaşı gecesi olarak kabul edilmektedir.     30-07-2022&ensp;&ensp;1 MUHARREM 1444&ensp;&ensp;&ensp;Hicrî Yılbaşı 07-08-2022&ensp;&ensp;9 MUHARREM 1444&ensp;&ensp;&ensp;Aşûre Gecesi 08-08-2022&ensp;&ensp;10 MUHARREM 1444&ensp;&ensp;Aşûre Günü 09-08-2022&ensp;&ensp;11 MUHARREM 1444 Bugün      11-08-2022&ensp;&ensp;&ensp;PERŞEMBE   13 MUHARREM 1444   GÜNÜNE  DENK GELİR. HZ. PEYGAMBER BU AYIN ÖNEMİNDEN SÖZ ETMİŞTİR. Son günlerde yaşanan onca sıkıntılı olaydan sonra, rahat bir nefes almak ve  Hicri yılbaşının Manevi ikliminden yararlanmak, umarım Tüm Müslümanlara hayır getirir. İslam Dünyasının neresine bakarsak bakalım kan ve gözyaşı manzaraları ile karşılaşmaktayız. Doğu Türkistan'dan, Mısıra kadar... Kerkük'ten, Arakana kadar... SURİYEDEN, Çeçenistan'a kadar... Filistin'den, yemene kadar... Hangisini sayalım. Bir tarafta Dünyalıklara sarılmış mallarına, mal katmanın veya zevklerine zevk katmanın peşinde olan şuursuz ve üstelik zengin, Müslüman olduğunu iddia eden kişi ya da devletler. Bir yanda açlık, sefalet, kan ve gözyaşı... Böyle bir manzara  karşısında idrak etmeye çalıştığımız, kendisinden manevi olarak yararlanmak istediğimiz   Hicri yılbaşı, Muharrem ayı ve Aşure günü... Yüce Rabbimden dileğim Tüm Müslümanların sıkıntılarına çare olur. Bu Manevi iklim herkesi etkiler. İster kişisel olarak, ister kitlesel olarak insanlar İslam Maneviyatının huzur ve hassasiyetini idrak ederler. Tüm olumsuz havaları terk ederek, geleceğe ümitle, bakarlar... Sorumluluklarını idrak ederler. Suçu, ya da suçluyu dışarıda aramazlar. Her hatanın düzelmesi için, öncelikle kendilerinden başlamak gerektiği hayatlarında düstur edinirler...     Hicri yılbaşı İslam tarihi açısından çok önemlidir. Bir Devlet olmanın ,  bende varım demenin tarihe vurduğu damganın bir işaretidir. Kardeş acısını hissetmek için Muharrem ayı bir vesiledir. Manevi iklimden etkilenmek için, bir vesiledir. Benden başka insanlar nasıl yaşıyorlar, açlık, susuzluk, nasıl bir duygu diye düşünmek için bir vesiledir. Nefsin azgın isteklerini reddetmek, onun emrine girmemek ve nefse karşı koymak için bir vesiledir. Hayatın her alanını anlamak, her katmanında asıl unsurun insan olduğunu algılamak için bir vesiledir. Dünya üzerindeki Müslümanların meselelerine sahip çıkmak için bir vesiledir. Dünya Müslümanlarının çektiği sıkıntılarda, en azından dualarımızla yanlarında olmamız için bir vesiledir. Onların yaralarını sarmak, onlara sahiplenmek, uzaktan da olsa acılarını hissetmek için bir vesiledir. Uyuşukluğa kapılmış İslam Aleminin uykudan uyanarak, kendisine gelmesi ve İslami dirilişi canlandırması için bir vesiledir. Yıpranmış olan İman ve itikadımızı tekrar canlandırmak ve güçlendirmek için bir vesiledir. Hadi o zaman daha sayamadığımız binlerce vesilelerin bazılarından istifade etmek amacı ile, Hicri yılbaşının, Muharrem Ayının Manevi ikliminden istifade edelim...     Önce nefsimizle girdiğimiz mücadeleyi kazanalım. Sonra Ailemizden başlayarak çevremizdeki insanlarla olan ilişkilerimizi gözden geçirelim. Aile fertlerimize İslam'ı ve onun güzelliklerini ne kadar anlattığımızı ve ne kadar yaşanılabilir hale getirdiğimizi sorgulayalım. Gerçekleri görmekten korkmayalım. Unutmayalım ki gerçekleri bilmek bazen ileride oluşabilecek tehlikelerin önüne geçmek için set oluşturabilir. Tekrardan Ailemize, çevremize İslam ile müşerref olmanın ne kadar önemli bir ayrıntı olduğundan bahsedelim. İslam'ın güzelliğini, yaşanılabilir bir hayatı öngördüğünü etrafımızdakilerle paylaşalım.     Fikirlerin de insan hayatında ne kadar önemli olduğunu unutmayalım. Tüm gönüllere bir fidan dikelim. Yetişmiş olan fidanları yeşillendirelim, sulayalım. Unutmayalım ki; tüm bu güzellikleri önce kendimizden başlayarak uygulamaya koyalım. Sonra Ailemiz ve çevremiz ile barışık olalım. İşte o zaman belki hayalini kurduğumuz hayatı yaşatmak adına gayretimizin sonucunu elde ederiz.     Bütün hayatımız boyunca en önemli şeyin Yüce Yaratıcı ile irtibat kurmak olduğunu unutmayalım. Ona kul olmanın hazzını yaşayalım. Yüce Rabbime bol, bol dua edelim. O' nu her zaman analım, zikredelim. Kul olmanın şuuru ile ibadetlerimize devam edelim. Kendimizi sorgulama ayı da diyebileceğimiz bu ayda Manevi İklimden yeteri kadar istifade edelim. Yaradan'a yalvaralım, ağlayalım, göz yaşı dökelim. Unutmayalım gözyaşları insan ruhunu yumuşatır. İnsanı daha merhametli ve daha dikkatli yapar. Tüm bunları yaptıktan sonra, İslam karşıtı olan güçlere karşı dik duralım. Güçlü olalım. Birlik olalım. Vatanımıza ve Milletimize, Dinimize sahip çıkalım. Bunlardan yararlanmak için bu manevi iklimi yüksek olan ayların, günlerin, bir fırsat olduğunu unutmayalım... İşte o zaman Yüce Rabbim belki bizi hayatın her alanında güzelliklerin yaşanması ile ödüllendirir...