USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Öğretmenlik Yıllarında Unutamadığımız Anılar

28-01-2023
<p style="text-align:justify;">Sene 1987-88 Öğretim yılı, Sivas İHL ' de göreve  başladım.</p><p style="text-align:justify;">İHL Öğretmeni olduğum ilk yılda, tanıştığım diğer sınıf 11-C idi. O günün yasası gereği; Lise sınıflarından ders almam gerekiyordu. Böyle bir uygulama vardı. Bu sınıfın iki saatlik meslek dersi, bana verilmişti. İlk sene fazla ders almamıştım. Haftalık ders saatim, 24 saati geçmiyordu. Daha öncede belirtiğim gibi, zaten bir sınıfın 16 saat dersi bana verilmişti. Böylece toplam girdiğim ders saati sayısı 21 oluyordu.</p><p style="text-align:justify;">Öğretmenlik hayatım boyunca; otuz saat derse girdiğim, nadir bir konudur. Yararlı olacağıma inanmıyordum.</p><p style="text-align:justify;">Gazi Lisesinden üzgün ayrılmıştım. Var olan küçük kitabevi devam ediyordu.  Ona yakın olmak zorundaydım. Hep güçlü bir kitap salonu hayalim vardı. Zaman içerisinde; bu ekonomik güçsüzlüğe rağmen bu hayalimin, yıllar sonra da olsa;  gerçek olamayacağını gördüm, çok üzüldüm.</p><p style="text-align:justify;">Yıllar sonra büyük şehirlerde yaygınlaşan Kitap Kafeleri görünce, hayalimi kendim gerçekleştirmiş gibi çok sevindim. Hayranlıkla gezdim, gördüm, mutlu oldum.</p><p style="text-align:justify;">Kitap sevgisi bende; hep olmuştu.  Çocukluk yıllarımdan itibaren, okuma alışkanlığım vardı. Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Mehmet Akif Ersoy,  Kadir Mısıroğlu gibi şahsiyetleri, lise yıllarında tanımıştım. Tarihi kitaplara ve Edebiyata olan ilgimden dolayı; 1000 temel eseri, Tarih mecmuaları, kütüphanesine alan, birisi idim. Okudum, okudum, okudum…</p><p style="text-align:justify;">Hayalim şimdilerde, olduğu gibi; büyük bir okuma salonu olan, Kitabevi oluşturmaktı… Benimkisi, hayal işte…</p><p style="text-align:justify;">Ailem Bursa’ya taşınmıştı… Terk edilmişlik ve yalnızlık, tarif edilecek, bir duygu değildir…</p><p style="text-align:justify;">Böyle bir zamanda, derslere başladım. Aynı zamanda sportmen birisi olduğum için; O, sınıfta hentbol takımının iskeleti vardı. Takım çalışmalarına katkı vermek adına, öğrencilerle olan irtibatımız, artmaya başladı. Ders saatleri dışında; çalışmalarına, katkı veriyordum. Antrenmanlarına katıldım. Zamanla, O, sınıf ile, daha fazla ilgilenmeye başladım.</p><p style="text-align:justify;">Malum bir yıl sonra; Üniversite sınavlarına gireceklerdi. Bunlara yönlendiricilik yapmak, Üniversiteler hakkında konuşmak, bilgi vermek, tanıtım yapmak, hoşuma gidiyordu.</p><p style="text-align:justify;">Dershanelere devam eden öğrenciler ile; yakından ilgileniyordum.</p><p style="text-align:justify;">Sınıfı analiz ettiğim zaman; gayet başarılı bir sınıf olduğunu anladım. O, yıllarda İHL altın yıllarını yaşıyordu. 1986 ve 1997 yılları arası; Sivas İHL başarı grafiğini, bir hayli, yükseltmişti.</p><p style="text-align:justify;">Sınıf, haftada dört saat seçmeli ders olarak; meslek derslerini seçmişlerdi. Yani, lise ikiden itibaren; matematik dışında, fen dersleri görmüyorlardı. Ancak, öğrenciler gayretli ve azimli idiler.</p><p style="text-align:justify;">O sınıftan böyle bir beklentim oluştu. Yanılmadım. Üniversite sınavlarına girdikleri zaman; Şehrin Matematik ve Fen puan dallarındaki, ilkler; bu sınıftan çıktı. Bu derece yapan arkadaşların bazılarını ise, Okuldan mezun etmek için, eylül sınavlarında; nasıl bir mücadele ettiğimi Allah biliyor….</p><p style="text-align:justify;">İstediğimi elde ettim. Üniversiteyi kazanan gençler, okuldan mezun oldular... Amaç adam harcamak değil, insan kazanmak olmalıdır. Bugün anlamsız tavırlarla öğrenciyi dersten bırakmak için çaba gösteren öğretmenleri hatırladıkça, tiksiniyorum. Kendilerini dev aynasında görüp, küçümsedikleri bazı öğrenciler, onların elde edemediği, tahmin edemediği mevkilere ulaştılar.</p><p style="text-align:justify;">Sınıfın çoğunluğu Üniversitelere devam etti. Okulları bitirdikten sonra; Bazıları Devlet memuru olarak görev aldı. Bazıları, özel sektörde önemli yerlere geldi. Bazıları, kendi ticari hayatına devam etti. Şehrin ticaretine katkı veren bir konuma geldi.</p><p style="text-align:justify;">Bu gençlerle irtibatımız; Üniversite yıllarında da devam etti…</p><p style="text-align:justify;">Bugün ÖSYM de görev alan bir arkadaşlarının olması; umarım, O, sınıf mensubu herkesi; gururlandırıyordur…</p><p style="text-align:justify;">Bu sınıf ve arkasından gelen onlarca sınıftan mezun olan tüm dostlarımız, bizim için; gurur kaynağıdır. İçlerinde Devletin her kademesinde görev yapan, memurlar vardır. Akademisyenler vardır. Esnaflar vardır. Serbest çalışanlar vardır. Ticaret yapanlar vardır. Ülkemin her tarafına dağılmış olan, bu kardeşlerimizle, karşılaştığımız zaman,  karşılaşma anı; benim için, ayrı bir gurur kaynağı olmaktadır…</p><p style="text-align:justify;">Ülkenin neresine gidersem gideyim; böyle bir arkadaşla karşılaşmak, benim için; tarif edilemeyen bir duygudur. İşte, o zaman; iyi ki, bu gençlerle yollarımız bir yerde kesişmiş… İyi ki; onların öğretmeni olmuşum… İyi ki, onlara İslam’ı anlatan bir görev üstlenmişim, diye; sevinirim ve onlara dua ederim… Onlardan da dua beklerim...</p><p style="text-align:justify;">Bu ne büyük zenginliktir, anlatamam… Hepsinden   ALLAH razı olsun…</p><p style="text-align:justify;">Bu sınıfın çoğunluğunu oluşturduğu, Hentbol takımı ile; Samsun iline guruplara gitmiştik. Başlarında sorumlu, ben idim. Gurup maçında çok önde olmamıza rağmen, takımın İHL forması taşıması, birilerini rahatsız etmişti. İstenmeyen olaylar yaşandı. Bizim takımdan bazı sporculara ve bana uzaklaştırma cezaları verdiler. Ben alışkın olduğum için; Çocuklar, çok kızgındılar. Bazıları, amatör takımda daha fazla maçlar yapıyorlardı. Hatta, gurup maçlarına, katılıyorlardı.  </p><p style="text-align:justify;">Takım aynı zamanda bir amatör takımın da hentbol takımı olduğu için, Samsun'dan sonra, hemen Ankara' da oynayan bu sefer takım guruplarına katıldılar. Bu sınıftan aynı zamanda bir Türkiye Şampiyonu  güreşçi çıkmıştı.</p><p style="text-align:justify;">Sürekli, hentbol oynadıkları için; bizim lise takımımızın karşı takımdan, çok üstün olmasına rağmen; elenmesini, sindiremediler…</p><p style="text-align:justify;">İmam Hatip takımı olmanın, bölge takımlarının birbirlerine yardımcı olmalarının; bedelini, ödemişlerdi…</p><p style="text-align:justify;">Bu sınıf sayesinde, İHL okulunun lise öğrencileri ile; tanışıklığımız artmaya başladı. Ben de kendimi enerjik hissediyordum. Öğrencilerle iç, içe olmalıydım.</p><p style="text-align:justify;">Okul yatılı olduğu, için; Yatılı okulda gönüllü olarak nöbet tutmaya başladım. Doğal olarak sıkıntılı bir durum idi. Ancak, ben boş duramazdım. Mutlaka öğrencilerle; irtibatlı olmalıydım. Çünkü o yıllarda yapılan garip bir uygulama ile, yatılı okullarda nöbet tutan öğretmenlere ücret ödememe kararı aldılar. Kısacası bizler gönüllü ve ücret almadan nöbet tutmaya devam ettik.</p><p style="text-align:justify;">Bir gün nöbetçi iken; bazı öğrencilerin etütten sonra okulda olmadığını fark ettim. Sebebini öğrenince, çok şaşırdım. Öğrenciler; çarşamba günleri, Maç seyretmek için, böyle bir yolu izliyorlarmış. Daha sonraları, okul idaresinin izni ile pansiyona TV aldık. Bende çarşamba günlerinde nöbet tutmaya başladım. Maçlar, etüt sonrası; isteyen öğrenciler tarafından, izlenmeye başlandı. İnanın TV alındıktan sonra, bir final maçını; üç, beş öğrenci ile, seyrettiğimizi biliyorum. Yani rağbet azalmıştı.</p><p style="text-align:justify;">Yasaklamanın getirdiği, bir durum olsa; gerektir.</p><p style="text-align:justify;">İlerleyen zamanlarda, O, yıllarda öğrenci olan ve günümüzde; birisi PROF unvanı almış, bir diğeri; serbest çalışmada isim yapmış, dostlarımla; Bir araya geldiğimiz zaman bu anıları paylaşır ve gülüşürüz… Özellikle hakemlerin beni sahadan atma, olayını...</p><p style="text-align:justify;">Böylece sene sonuna doğru, ancak; kendime geldim. Çünkü,  MEB den, hiç de hak etmediğim davranışları, görmüştüm.</p><p style="text-align:justify;">O yıl, öğrencilerle tanışık olmak adına; verdiğim mücadele sonuç vermişti.</p><p style="text-align:justify;">Mutluydum…  Geleceğe ümitle bakmak için; nedenlerim vardı.</p><p style="text-align:justify;">Öğrencileri seviyordum. Mesleğimi seviyordum. İdeallerim vardı. Hedeflerim vardı. Bir davam vardı, derdim vardı. Allaha şükür o, ideallerimin çoğuna ulaştım...</p>
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?