USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÖNCE  SEÇERİZ -2-

05-05-2023

Seçilen bizi temsil etsin diye görevlendirilen insanların bir başkası da siyasi partilerden seçilen vekillerdir. Seçmenleri tarafından kimi zaman beğenilmezler. Daha seçilmeden eleştirilirler. İşte biz vekile değil, partiye veriyoruz,  lidere  veriyoruz, değerlendirmeleri yapılır. Kısacası konu uzadıkça uzar...

Aynı şey Hükumet edinilmesi için, siyasi partilere tercih hakkımızı kullandığımızda da aynı değil midir? Sonuçta birileri o, görevi yapmak durumunda değiller midir? Acaba hazmedemiyor muyuz? Siyasi tercih yapma veya insan seçimi kültürümüz daha gelişmedi mi? Yahut yönetici olarak seçtiğimiz insanlara, insanüstü bir güç mü verdiğimizi zannediyoruz.  Onların da bizler gibi normal insanlar olduğunu, unutuyor muyuz? En acıtıcı soru da şudur? Acaba biz onların yerinde olsak ne yapardık? Bu soruyu hep liste beğenmediğini söyleyen insanlara da yöneltmişimdir.  BERABER OTURDUKLARI ARKADAŞLAR BİLE kendilerine göre uyumlu kabul edecekleri, beğenerek yapacakları bir listede ortak noktayı bulamamışlardır.

Burada belki kabul edilemeyecek gerçek şudur. Seçilen vekilin, belirli bir süre sonra partisinden ayrılarak, başka partiye geçmesidir. Bunu doğru bulmuyorum. Çünkü sen bulunduğun makama,  seni tercih eden seçmenlerin oyları ile geldin. Hatta seni seçen seçmenler belki sana istemeye, istemeye de oy vermiş olabilirler. Ya partisine bağlılığından yahut lidere olan sevgisinden dolayı, sana oy vermiştir. Sen tek başına olsa idin o vekillik makamını zor elde ederdin! Böyle bir vekilin istifa etmesi mutlaka gerekli ise, o zaman milletvekilliğinden de istifa etmesi şarttır. Çünkü istifa olayını gerçekleştirirken kendisini seçen seçmenlere, danışmış mıdır? Onların fikirlerini sormuş mudur? Doğal olarak hayır. O zaman vekillikten de istifa etmesi mutlaka şarttır. Çünkü onu seçen seçmenler aynı zamanda bağlı olduğu siyasi partinin görüş ve düşüncelerini beğendikleri için, oy verdiler... İktidar olsunlar da beğendiğimiz fikirleri hayata geçirsinler, dediler. O kadar.

Biraz eleştiri oklarını kendimize çevirmenin zamanı gelmedi mi? Cevap kendi hayatımızı nasıl şekillendirdiğimize ve kendi hayatımızın çevreye, başkalarına karşı olan sorumluluklarına ne kadar dikkat ettiğimizde ve en önemlisi; yaptığımız işi ne kadar severek yapıp, yapmadığımız da yatmaktadır… Bizim yaptığımız işten dolayı; ne kadar eleştiriye tahammül edebileceğimiz, gerçeği ortadadır. Öncelikle; biz hakkıyla görevimizi yerine getirebiliyor muyuz? Onu bir düşünelim, bakalım...

Kendimizi yeteri kadar denetliyor muyuz? Seçtiklerimiz de bizim gibi, içimizden gelen insanlardır… Onlardan, insanüstü olağanlıklar beklemek boşunadır… Seçtiklerimizi hemen akabinde eleştireceksek; o zaman, o seçimi yapmadan önce; çok fazla düşünmeliyiz, vesselam…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?