Ülkemiz haber ajanslarında şöyle bir başlıkla karşılaştık. Osmanlıca liselerde seçmeli ders olarak geliyor. Sevincimi anlatamam. İnşallah hayata geçer. Yetişen nesillerimiz asırlarca Dünyayı yönetmiş olan Atalarının dilini okuma ve anlama açısından bir yeteneğe sahip olurlar. Üzülerek ifade edelim Dünyada yeni yetişen nesilleri Atalarının dilini okuyamayan, anlayamayan ender Milletlerden biriyiz.
Bu konuda tarihçi MURAT BARDAKÇI, görüşlerini şöyle anlatmıştı;
''MİLLÎ Eğitim Şûrası’nda Osmanlıca’ nın liselerde önce zorunlu ders yapılmasına karar verildi ama sonra vazgeçildi. Osmanlıca, eskiden olduğu gibi seçmeli ders olarak devam edecek...
Günlerden buyana devam eden tartışmaların zorunlu ders kararının geri alınması ile bitmeyeceği, dersin mecburi hale getirilmesi çalışmalarının da devam edeceği ve meselenin daha uzun müddet gündemde kalacağı belli...
Bu yüzden ve Osmanlıca’ nın okullarda mutlaka öğretilmesi gerektiğini senelerden bu yana söyleyip yazmış bir kişi olarak konunun bazı önemli taraflarını maddeler hâlinde sıralayacağım:
İmparatorluk Türkiyesi’ nin diline, hanedana nispetle “Osmanlıca” deriz ama bu dil Türkçe’ dir ve “Osmanlıca” diye ayrı bir dil yoktur. Türkiye’de konuşulan dil, meselâ okuduğunuz bu yazı Türkçe’ dir ama mâlum yanlış isimlendirmeden hareket edecek olduğunuz takdirde, aynı zamanda Osmanlıca olur!''
Osmanlıcaya anlamsız şekilde karşı çıkan, alay eden birisine ise, Murat Bey, ağır hakaretlerde bulunmuştu...
Tarihçi İLBER ORTAYLI İSE; Efsane Tarihçi İlber Ortaylı'dan Cahillerin Suratına inen, Tokat GİBİ BİR AÇIKLAMA
“Osmanlıca bilmeyen Tarihçiler İngilizce bilmekle övünüyor. Bre cahiller! Osmanlıca bilmeden Tarih olur mu "
Osmanlıcayı eleştirenlere karşı ise; bu kişi yazar dahi olsa, şunu ifade etmiştir; ''“Kendisi İngilizce bilmediği gibi, Türkçe de bilmiyor. Yaşadığı bir toplumun kültüründen haberi olmayan bir yazar, Nobel de alsa doğru eserler ortaya koymaz."
PROF Halil İnalcık ise; '' “Bana Osmanlı arşivlerini verin, size bir kültür imparatorluğu kurayım.” Diyerek Osmanlıcanın önemine vurgu yapmıştır.
DÜNYACA MEŞHUR TARİHÇİ, Fuat Sezgin Hoca, çağa damga vuran eserlerini hayata geçirirken Osmanlı Arşivlerinden yararlanmıştır. Bu konuda, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz; "Fuat Sezgin'in, Müslümanların dünya bilim tarihinde kendisinden sonraki dönemleri etkileyen pek çok keşfe ilham kaynağı olan keşifleri tespit etmiş olmasıdır." dedi.
Hoca, Yazmış olduğu eserler sayesinde Dünyaya kendisini kabul ettirmiştir
Bu değerlendirmelerden sonra şunu ifade etmek isterim. Tarihimizin her eserinde ona rastlamak, onunla tanışmak zor olmasa gerektir. Ülke her alanda okumada, yazı da onu kullanmıştır. ASIRLARCA TÜM YAZIŞMALAR ONUNLA YAPILMIŞTIR. Resmi dil ve tutanaklar Osmanlıca olarak kayıtlarda tutulmuştur. Son dönemlerde sıkça gündeme gelen Ermeni iddiaları, biraz olsun Osmanlıca dilini bilmemiz gerekir. Fikrinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Resmi kurumlar bu alandaki açıklarını kapatmak için, çalışmalar yapmaya başlamışlardır. Osmanlı Arşivlerinin, bir kez daha önemli olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
Daha Üniversitelerimizde bile ders olarak Osmanlıcanın okutulmaya başlandığı yıl 1980’ li, yıllara dayanır. O yıla kadar bu dili öğrenmek isteyenler klasik hoca, öğrenci ilişkisi ile bu dersi talim etmişlerdi. Bu silsile ile kim ne kadar öğrenmişse onunla kalmıştı. Enteresan olan tapu kayıtları Osmanlıca olduğu için kimi cambazlar hile ve hurda ile mal ve mülk sahibi bile oldular. Hatta, geçen yıllarda Vakıflar genel müdürlüğü kendi arşivlerine girerek mal ve akar tespiti yaparken İstanbul’un göbeğinde bir dükkanın kendilerine ait olduğunu tespit ettiler. Mal sahibine bu dükkanın kime ait olduğunu sorduklarında bilmediğini ve kendisinin de kimseye kira ödemediğini belirtmişti. Sonra Genel Müdürlük geçmiş yıllara ait de bir ödeme planı yaparak kiracıdan karşılığını tahsil etmişti. Kiracı da o zamana kadar ne kadar kazanmış olacak ki; itiraz etmeden ödemişti. İşte size yaşanmış bir örnek.
Üstelik Dünyada ayakta duran ve keşfedilmeyi bekleyen OSMANLI ARŞİVLERİ, BU ALANDA HALA BAKİR ALAN SAYILIR... YABANCILARIN İLGİSİ KADAR, ARŞİVLER BİZİM İLGİMİZİ ÇEKMEMİŞTİR.
Çok can acıtıcı bir durumdur. Umarım ilmi çalışmalar, ilerleyen zamanlarda Osmanlı arşivlerinin, yazma eserlerinin değerlerinin bilinmesine yönelik aydınlatıcı çalışmalar yaparlar...
Heyecanla bekliyoruz...