Geçtiğimiz hafta ''Kiraz Festivali'' münasebetiyle belediyenin davetlisi olarak Amasya'yadaydık.

3 saat süren yolculuğumuzun sonunda Amasya'ya varıyoruz. Bizi belediyeden Ferhat Bey karşılıyor. İlk çayımızı samimi bir sohbet eşliğinde Amasya'yı yüksekten izleyebileceğimiz Pirler Parkı'nda içiyoruz.

Gezimize halk arasında ''ziyare'' denilen Ziyaret Kasabası'nda bulunan kral mezarlıklarını gezmekle başlıyoruz. Arnavut kaldırımlarıyla döşeli Osmanlıdan kalma sokakları gezerken adeta o dönemlere gidiyoruz. Kapılar, tokmaklar, avlular, cumbalı evler Amasya'nın zamanında şehzade sancağı olduğunun tescili gibiler... Şehzadelerin kaldıkları konaklar ufak tefek dezenformasyona uğramışta olsa hala ruhunu yitirmemiş. Ardından Osmanlının ilk sekizgen plan şemasıyla yapılmış, günümüzde Fatih Koca, Ahmet Hakkı Turabî gibi değerleri de yetiştiren ve hala Kur'an Kursu olarak hizmet veren Büyük Kapıağa (Büyükağa) Medresesi'nin içinde geziyoruz. Mekana girdiğimizde arı kovanına girmiş gibi oluyoruz, kendi sesimizi bile unutuyoruz ezber yapan öğrencilerin arasında... Daha sonra kendimizi Sultan Bayezid Cami'nde buluyoruz. Fatih Sultan Mehmed'in oğlu Bayezid şehzadeliği döneminde Amasya'da valilik yaparken yaptırmış bu camiyi. Öğreniyoruz ki Osmanlı yaptığı her caminin avlusuna bir çınar dikermiş. Şimdi o çınar adına yakışır biçimde tüm ihtişamıyla, heybetiyle adeta yıllara meydan okuyor. Son olarak Bimarhane'yi geziyoruz. Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi 15.yüzyılda akıl hastalarının tedavi edildiği, aynı zamanda cerrahi müdahalelerin yapıldığı bir hastane. Müzede o döneme ait uygulamalar minyatürlerle anlatılmış. Akıl hastalarının tedavisinde kullanılan müzik aletleri Osmanlı'nın tıpta ne kadar ileri noktada olduğunu gözler önüne seriyor.

Bu zevkli ve dolu geçen günün ardından Amasya'nın kaplıca sularıyla yorgunluk atıyoruz. Kaplıcanın suyu bizim sıcak çermik kadar sıcak ve kükürtlü olmasa da benzer özelliklere sahip...

Gezimizin ikinci ayağında belediyeyi ziyaret ediyoruz. Özel Kalem Müdürü Hüseyin Menç ile görüşmemiz hoş bir sohbetle başlıyor. Hüseyin Bey ziyaretimizin sonunda Başkanımıza iletilmek üzere Amasya'nın kültür yayınlarından hediye ediyor. Son olarak Belediye Başkan Yardımcısı Cengiz Erdem bizleri makamında kabul ediyor. Sivas'ı yakından takip ettiklerini söyleyen başkanımızla hasbihal ediyoruz.

Dağlık arazisiyle, şehri ikiye bölen ırmağıyla, insana huzur veren iklimiyle, kiraz bahçeleri ve bozulmamış Anadolu insanıyla Amasya'ya veda ederken edindiğimiz dostlukları da yanımızda getiriyoruz...

Başta bizi davet eden Belediye Başkanı Cafer Özdemir beyefendiye, samimi sohbetleri için değerli başkan yardımcısı Cengiz Erdem'e, bizden eserlerini ve bilgeliğini esirgemeyen Hüseyin Menç beyfendiye, misafirperver Amasya halkına, özellikle de bize rehberlik eden, cömertçe kiraz bahçelerinde gezdiren, güzel yürekli insan Ferhat Lap'a sonsuz teşekkürler...