Gençler o çağlarda genellikle,  aileden uzaklaşmak yeni yeni  ortamları  keşfetmek   için  uğraşırlar.   Bu alanda girişimlerde bulunurlar.   İlk sığınacakları baş vuracakları yerler    arkadaş   gruplarıdır. Bu durumdan gençleri korumak için   iyi bir   aile  ortamı   sevginin   önde   olduğu ve   kendisine     güvenildiğini   hissettiren   ortamlar  temin   edilmelidir.   Kendisi ile iletişim   kurulmalı,  soru  sormasına   çevreyi  tanımasına  yardımcı olunmalıdır. Buna ilave   olarak    gençlerin   uyum  içerisinde   olacakları   aktivitelere   yönlendirmek    onlara   yeni   güvenilir   ortamlar   hazırlamak   çevrenin    görevidir.

Ünlü   hoca   Nevzat   Tarhan   bu  konu   ile   ilgili   ilginç   bir   değerlendirmede   bulunmaktadır. 'Biz   henüz   ne olduğunu anlayamadığımız  ancak  veriler  ortaya  çıktıktan  sonra  değerlendirme  yapabileceğimiz  bir  genç  kuşakla   imtihan  oluyoruz' demektedir.

Gelişen  teknoloji,     aile  bireylerinin   evden   ve   gençlerden   mecburen   uzaklaşmaları,    geçim  kaygısı,   çalışma   ortamı  ve   bunların  getirdiği  yorgunluklar,   bizleri  o  genç  nesille   çok    fazla   ilgili   olmaktan   uzaklaştırdı.

Bu anlamda     kendisine    değer  verilmediğini   sanan  gençler    sevgi,    güven,    dostluk,    kavramlarının   karşılığını    arkadaş   gruplarında  aradılar.   Kendisinin  ailesi   tarafından   dinlenmediğini   iddia   eden   gençler,   kendilerinin    dinlendiğini    sandığı  sanal  ortamlar  da dahil,  yeni  mecralar,  yeni  oluşumlar   arama   derdine  düştüler.

Bugün  çoğunlukla   yoklukla,   yoksullukla, pek  muhatap olmamış  bir  genç neslin  çoğunluğundan  söz  ediyoruz.   Buna   eğitim  ve    öğretim    süreci de, yeteri kadar destek vermeyince; gençler    boşlukta   olduklarını  sanmaya  başlamaktadırlar. İşte  o  boşluğu   bazı  gruplar   doldurmaktadır.   Yapılan  bir  eylem  sonrası  polis  tarafından  göz  altına alınan  bir  genç,  kendisine  neden bu eyleme  katıldığı  sorulduğu zaman ilginç bir  değerlendirmede   bulunmaktadır; 'Kendimin  adam  yerine  konulduğunu  hissettim ve  mutlu oldum' diyor.

Aslında  bu durumu   ülkemizdeki  marjinal  gruplar da çok  iyi  bildikleri için   bu   tür   sallantıda   olan   gençleri   taraftar   listesine    katmak  adına,   sürekli  gençleri  diri tutacak   eylem ve  mitingler  yapmaktadırlar.  Hem  var olan kadrolarını  diri  tutmak  hem  de  yeni  sempatizan  bulma   girişimleri  öne  çıkmaktadır.  Boğaziçi  eylemlerini  hatırlayınız.  Baş  örtülü  kızımız  en başta  gidenlerdendi... 

Aslında, o   marjinal   gruplar  da;   bu  yeni  nesil  gençlikten  pek  fazla   istedikleri   anlamda   destek   alamıyorlar.  Ancak, yaşanan hayat   tarzı,  serbest  yaşama hevesi,  genç  neslin  onlarla  birlikte   hareket  ettiği  anlamını çıkarıyor.  Aslında   o   neslin   tek   amacı;    ‘’ailesinden    bağımsız,    denetimi  olmayan,   sorgusuz,  sualsiz  yaşamak,  özgürlüğünü   istediği  gibi   kullanmak’’  olarak ifade  edilebilir.  İşte  tam  da  özeti  budur...

O halde ağaç yaş iken eğilir, sözünün gereği gençlerimizi çocukluk çağlarında kendilerine ilk manevi eğitim sayılacak, camii ve kuran kursu tanışıklığını sağlamamız gerekir… 

Ne demiş şair; tohum saç bitmezse toprak utansın…