Son günlerde, FUTBOL müsabakaları açısından, yoğun bir haftalar geçirdik. Emeği olan herkese teşekkürler. Gönül isterdi ki; hep oynanan futbol konuşulsun... Öyle olmadı. Yine hakemler, yine bazı insanların verdikleri demeçler, yine yanlı taraftar gözü ile olaylara bakan spor yorumcularının değerlendirmeleri konuşuldu.
Yani gündemde oynanan futbol yok idi.
Pandemi süreci bazı olumsuzlukları beraberinde getirdi. Kısıtlamalar, spor etkinliklerini de etkiledi.
Kazanan takımın taraftarları kazandıkları zaman, çok memnunlar. Kaybeden taraftarlar, kaybettikleri zaman mutsuzlar. Futbolun böyle bir gerçeği var. O nedenle kaybedenler için, Bahaneler hazır, hakem, saha şartları, iklim şartları, adapte olamama durumları. Kısacası kimse kusur bizde biz oynayamadık. Karşı taraf kazandı diyemiyor. Aynı şartlar onlar içinde geçerli, amma birileri bunu akıl edemiyor.
Sonuçta, Futbol hayalciliği... Devam ediyor... Takımlar için var olan gerçek; Borç, borç, borç, almış başını gidiyor... Üstelik takımlar taraftarlarından yardım desteği istiyorlar. İnsan sormadan edemiyor. Bu kadar borçlanma neden, nasıl yapıldı
BOŞA HARCANAN Milyon dolarlar. Boş hayaller, iddialı sözler, veda edilen kupalar, sonu hüsran olan; karşılaşmalar... Hala, boş sözler, boş ümitler, milyonlarca taraftarı aldatmalar, Aldanan kitleler... Adam kandırmacalar... Yeter artık yeter... Bu gidişe kim dur diyecek...
Milyon dolarlar verilerek alınan topçular, şu anda seyircisiz oynanan maçlara gönüllü seyirci oluyorlar!!! Yakışıyorlar da hani!
İşin acı tarafı ise, spor denince akla sadece bu ülkede futbol geliyor. İyi de elde edilen başarılar da ortada...
Bu ilgisizliğin spor medyasına yansıması ise; yürekler acısıdır. Görsel ve yazılı medyanın normal zamanlarda yayınına bakıyorsunuz; tüm gündem, futbol, futbol, futbol... diğer branşlarla ilgili tek, tük haber bulabilirsiniz. Yayın akışları ona göre ayarlanır. Bir futbolcunun ne yapıp ne yapmaması konusu günlerce konuşulur. Yahut başka bir futbolcunun hareketleri irdelenir. Ortada bazen yanlış anlaşılmaya meydan verilecek beyanatlar yayınlanır. Ondan sonra, ortalığı toz, duman götürür. O, ona hakaret eder, öbürü bir başkasına... Evet, yanlış şeyler anlatmıyorum. Spor medyamızda olan günlük, yorumları, haberleri anlatıyorum.
Zaten transfer mevsimlerinde; nerede ise, tüm Dünya karması futbol takımlarımıza gelir, gider. Harcadığımız paraların haddi, hesabı yoktur. Yıkılan taraftar hayallerini, aralarına sokulan düşmanlıkları, kavgaları, dedikoduları, hatırlamak bile; istemiyorum. Falan başkan şöyle dedi, filan başka şöyle cevap verdi... Yazıklar olsun... yazıklar olsun...
Bu Ülke insanının bilerek yıpranmasını isteyen, adamlara yazıklar olsun. Memleketin o kadar meselesinin içerisinde; falan futbolcunun, filan futbolcunun yaptıkları ve ettikleri, doğru veya yanlış hareketleri günlerce servis edenlere yazıklar olsun. Yaptığınız yayın, açıkladığınız beyanat ve yorumlar sayesinde belki izlenme seviyeniz yukarılara çıkar. Ancak, insanların üzerinde yaptığınız tahribatı ne ile açıklayabilirsiniz
Diğer tarafta, biri Güreşte Dünya şampiyonu olmuş. Kim Ne Sanki ses ötelerden geliyor. Uyanın beyler... Bir Türk çocuğu Milli Marşımızı çaldırarak; sizin hep futbolda elde edemediğiniz başarıların zirvesine çıktı. Bir futbolcunun gece hayatı kadar konuşulmadı, TV spor yayınlarında... Hem de milyon dolarlar alarak değil. Amatörce başlayarak bu uzun yola baş koydular... Üstelik, bu adamlar defalarca Avrupa şampiyonu, oldu. Kimin umurunda...
Geçmişte de Hamza Yerlikaya' nın başarılarını da sonradan duymuştunuz. Şimdi işittiniz mi Dünya şampiyonu, evet. Kulaklarınızın pası silinsin. Gerçi, sizin için varsa, yoksa futbol. Futbol da olsun. Aldığı parayı hak eden, sorumluluğunu bilen, kendisini örnek alan gençlere örnek olabilen, ahlaklı, dürüst, çalışkan, gayretli, futbolculara helal olsun.
Bazı büyük takım diye adlandırılan takımların bazı sorumsuz idarecileri gibi değil, sorumluluğunu bilen, ağırlığı ile örnek olabilecek dürüst ve iyi niyetli idareci arkadaşlar gibi, idareciler olsun isteriz... Ortamı germeyen, saygılı, gerilim oluşturmaktan uzak, sakin ve soğukkanlı idareciler olsun.
Yaptıkları açıklamalarla insanları geren, kaos ortam hazırlamasına neden olan kişiler, beyanatlarına dikkat etsinler. Ülke insanını germeye kimsenin hakkı yoktur.
Bunun olumlu örnekleri Anadolu takımlarının idarecilerinde var. Bu insanlar sessiz, sedasız görevlerini yerine getiriyorlar. Hem de mütevazi bütçelerine rağmen. Bu sorumlu duruşları topçularına da yansıyor. Helal olsun, o idarecilere... Onlarda hakem hatalarına denk geliyorlar. Amma, gerilim yapacak açıklamalardan uzak duruyorlar.
Tüm branşlarda; elde edeceğimiz başarılar, ancak, samimi, dürüst ve hak edilerek kazanılan paralarla olur. Hatırlatalım. Emek olmadan, kazanılan paradan, hayır gelmez. Bir de o kazanılan para da saf ve temiz insanların duyguları, alın terleri ile kazandıkları paraları varsa; daha dikkatli olmak gerekir.
İşini gerçekten bir sevda gibi yapacak, sorumluluğunu bilen, her alanda insana ihtiyacımız vardır. Spor sadece belirli branşlardan ibaret değildir. Lütfen her branşa, mümkün olduğu kadar yer verelim. O insanların da bir emek harcadığını unutmayalım. Bakarsınız, hiç ummadığınız bir branşta başarı elde edebilirsiniz. Nitekim, öyle örnekler çoktur...
İşte asıl başarı öyküleri onlardır. Onlar her türlü takdirin üzerindedirler. Yolları açık olsun...