
Şadiye ÖZTÜRK
Yıldızdağı´ndan Bir Beyaz Selam
Kar yağıyor.
Bu cümleyi duyduğumda, ne varsa elimde her şeyi bırakarak, pencereden dışarı bakıp karın yağışını uzun uzun seyretmek gelir hep içimden… Çocukluğumdan beri bu böyledir.
Ahşap iki katlı evimizin penceresi önündeki sedire oturup, dirseklerimizi halı kaplı yastıkların üzerine dayayarak 'göklerden emeller gibi rîzan olan' karın yeryüzüne inişini izlerdik babaannemle beraber… Parmaklarının arasındaki 99'luk tespihi çekerken dudakları sessiz sessiz kıpırdardı ve gözlerimiz gökten uçuşarak düşen kar taneciklerini seyre dalardık. Akşam olduğunda perdeyi aralayıp, sokak lambasının ışığında, rüzgarın tesiriyle sağa sola savrulan, rüzgarsız zamanlarda ise nazlı bir gelin gibi süzülerek yeryüzüne inen karlarla hayallere dalardım. Her bir kar tanesiyle sanki yeryüzüne ben inerdim. Bitsin, dursun, tamamlansın istemezdim. Meleklerin kanadıyla iniyor derdi babaannem. Arada bir çatı aralarından, dulda ağaç dallarından pırrr edip bir serçe uçardı, başka bir dulda yere sığınırdı adeta. Bazen de penceremizin ön pervazına konarlardı. İşte o zaman küçük ekmek kırıntıları ve bir miktar buğday tanesini pencere önüne hemen koyuverirdik. Ve kanatlarının arasına büzülmüş küçücük serçeler kanat çırparak pencere önüne gelir, pervaza yığılmış karın içinden sağa sola bakarak gagalarıyla oradan almaya çalışırlardı.
Pamuk gibi yumuşak ve küçük kar taneleri, koskoca yeryüzünü, çatıları, bacaları, yolları nasılda kısa bir sürede bembeyaz bir yorgan gibi kaplardı. Üst üste yığılan, yığıldıkça yükselen ve biz çocuklar dışarıya çıktığımızda her adımımızı attığımızda ayak bileklerimize kadar içerisine gömüldüğümüz o bembeyaz yumuşacık karların üzerinde yürümek, onları avuçlamak, kartopu yapmak, ellerimizin arasında eritip ıslanmak, çocukluk günlerimizin belki de yüreklerimize saldığı huzur ve sükûn dolu muazzam bir dünyaydı.
Kışın ve ayazın onca zorluğuna ve acımasızlığına rağmen kar bir hayattı sanki...
Ve kar sokakları kaplayınca, biz çocuklar varsa eldivenlerimizi ve berelerimizi örtüp, kömürlük ya da merdiven altlarında sakladığımız balık sırtı tahta kızaklarımızı alarak mahallemizin yokuşlu yerlerine koşardık adeta… Ve birkaç arkadaş bir olup kızaklar ellerimizde Kale'nin yokuşundan aşağıya, Sularbaşı'nda, Pekmez Sokak'tan veya mahallenin eğimli yokuşlu herhangi bir yerinde aşağılara doğru usanma bilmeden, üşümeden ve ıslandığımızı, düştüğümüzü hissetmeden kayardık ve kayardık… Kış bir eğlenceydi biz çocuklara; sokak aralarına yaptığımız kardan adamlar, kar yığınları altlarına kurduğumuz su tuzakları, kartopu savaşlarıyla sokaklar bizim, biz sokakların, akşamları ayrı bir keyf gündüzleri ayrı bir keyfti, bütün bir mahallenin çocuklarıyla hep birlikte oynardık.
Biz çocukların eğlencesi kızak kaymaktı sokak aralarında, yokuşlardan aşağı…
Gençlerin ve büyüklerin ise çok yaygın olmasa da daha büyük yokuşlarda, şehrin biraz daha dışında kayak yaparlardı. 1930'lardan itibaren Yoğunyokuş'ta, Meraküm'de, bugün Gültepe dediğimiz Sıptırıç'ta şehrin gençleri ve kayak ihtisas kulüpleri tarafından kayak müsabakaları yapılıyordu. Farklı yıllarda çeşitli organizasyonlar yapılsa da fazla yaygınlaşmamış ve gelişen, büyüyen ve tanınan bir kayak merkezine dönüşememiş buralar. Muhakkak ki altyapılarının yetersizliği ve gelişen teknolojiye ayak uyduramayıp yerel çapta kayak yapmak için müsait alan olabilmenin ötesine geçememişlerdi. Bugünkü anlamda birer Kayak Merkezi değillerdi; ama o dönemlerin kayma ihtiyacını giderebiliyorlardı sadece. Sıptırıç bölgesi, konuta açılınca kayak yapılan alan olmaktan çıktı. Ama Yoğunyokuş, hala Kayak Merkezi olarak yıllardır bu şehrin kayma heyecanı ve zevkini yaşayan insanına hizmet vermeye devam ediyor.
Yoğunyokuş Kayak Merkezi, şehir merkezine 20 km mesafede. Karşıyaka mahallesinden geçip gidilince, eski Kayseri yolu üzerinde Cehennem deresinin üst taraflarında 1750 rakımlı tepenin olduğu bölgedir. Çam ağaçları ile kaplı olmasından dolayı bölge Uludağ'a, Kartalkaya'ya benzeyen oldukça güzel bir mekandır. Kışın kayak merkezi, yazın ise mesire alanı olarak çokta bilinmemekle beraber bilen Sivaslıların gözde mekanlarından biridir. Kayak Merkezi ama Yoğunyokuş'ta teleferik ve telesiyej gibi imkanlar yok. Ama kayak yapmaya oldukça müsait parkur ve alanlara sahip… Üniversite öğrencileri başta olmak üzere Kayak İhtisas Kulübü tarafından kayak kurslarının yapıldığı bir merkez hala... Ama günümüz talep ve imkanları açısından oldukça yetersiz…
Ve bugün, tüm bunlardan sonra Sivas'ın artık bir Kayak Merkezi var: Yıldızdağ Kış Sporları ve Kayak Merkezi…
1990'lı yıllarda başlayan 25 yıllık rüya nihayet gerçek oldu. Sivas daha modern profesyonel ve uluslararası standartlarda daha fazla imkanların var olduğu Yıldızdağ Kayak Merkezi'nin ilk günlerinin heyecanını yaşıyor bugün. Ve Sivas halkı geçtiğimiz haftasonundan beri tanıtım amaçlı ve ücretsiz olarak Yıldızdağı tesislerinde tefeferiğe biniyor ve zevkle, heyecanla kaymaya başlıyor... Bu hafta sonu ise resmi açılışı yapılacak... Yıldızdağı'nda kayanlar, anlatanlar daha da çoğalacak... Yeni kurulan tesis bir taraftan eksiklerini tamamlayacak, bir tarftan yeni altyapı ve donatılarını ekleyerek daha mükemmel olmaya doğru yol alacak...
Yıldızdağı Sivas'ın yıldızı olacak...
Sivas Yıldız Dağı kayak merkezinde 1 teleski, 2 telesiyej ve 1 babylift olmak üzere 4 mekanik tesis ile 1750 yatak kapasiteli 4 konaklama tesisi, 5 günübirlik tesis alanı, park ve spor alanları, 1 sağlık tesisi, 1 ticaret alanı, 1 kayak evi, kamp alanları, yönetim merkezi, karakol, helikopter pisti, 350 araçlık otopark alanı ve çeşitli sosyal bölümler yer alacak. Uluslararası standartlarda müsabakaların yapılacağı bir Kayak Merkezi olma yolunda yoğun çabaların sürdürüldüğü bir dönemi yaşıyoruz. 25 yıllık rüya, üç yıl önce ete kemiğe bürünmek üzere içerisinde benimde bulunduğum proje ihalelerin yapıldığı günden bugüne çok ciddi ve yoğun bir süreç yaşandı. Sivas'ın Bakanı, vekilleri başta olmak üzere özellikle İl Özel İdaresi Genel sekreteri Sayın Salih Ayhan, zamanında tamamlamak ve kaliteli bir tesis için gününü gecesine kattı. Bir Sivaslı olarak kutluyorum emeği geçen herkesi...
Yıldızdağ Kayak Merkezi'nin sadece kış aylarında kayak amaçlı kullanılmasının ötesinde yaz dönemi için de birçok aktiviteye ev sahipliği yapması planlanmakta. Yine Sıcak Çermik termal tesisleriyle bağlantılı yapılabilecek aktiviteler için imkanlar hazırlanmakta... Tabi ki havaalanına, Sıcak Çermik'e ve Sivas merkeze ulaşımı en rahat sağlayacak yol yapımı plan ve yapım aşamasında şu sıralar...
Ayrıca, Yıldız Dağı'nda Cumhuriyet Üniversitesi Yüksek İrtifa ve Spor Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi de kurulacak. Böylece sporcular ve doğa sporları ile ilgilenenlerde irtifaya bağlı ortaya çıkan sorunlar ve çözümler bilimsel olarak incelenecek ve Kayak Merkezi'nin daha sağlıklı ve performansının artırılması için çalışmalar yapılacak.
Türkülere konu olan Sivas'ın ve Yıldızdağı'nın aman vermeyen karı artık kara dönüşecek, hizmete dönüşecek. Hem şehre ekonomik katkı ve istihdam sağlayacak hem de bölgeyi yeni bir cazibe alanına dönüştürecek..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.