AVRUPA’DA YAŞAYANLARIN GÖZÜYLE TÜRKİYE

Ahmet Hasdemir

7 ay önce

Son zamanlarda Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen ve Türkiye’de tatil yapma veya aileleriyle zaman geçirme fırsatı bulan genç ve yaşlılarla sohbet ederek ülkemiz hakkında düşüncelerini öğrenmeye çalıştım. Neredeyse tamamı, Türkiye hakkında olumlu bir bakış açısına sahipken, insanımızda ki kendilerine karşı olan değişimlerden rahatsızlar. Onları dinlerken aldığım notlardan, Türkiye ve halkımız hakkında bazı düşündürücü gözlemlerinin olduğunu gördüm. Buyurun, birlikte okuyalım.

 

Türkiye’de yabancı dil konuştuğum zaman taksicilerden, esnaflardan ve otel görevlilerinden nazik davranışlar görüyoruz. Ancak ne zaman ki Türk olduğum anlaşılıyor, nezaketli tutum kabalığa dönebiliyor.

 

Ülkede yaşamın zorluklarına dair herkes aynı şeyi söylüyor, ancak bu sorunları hafifletmek için bir şeyler yapma konusunda isteksizler. Kolaycılık adeta bir karakter haline gelmiş.

 

Ekonomik zorlukları sadece kendi ülkelerinde yaşadıklarını düşünüyorlar, başka ülkelerde böyle bir sorunun olmadığını sanıyorlar.

 

Gençler, anlamsız bir kimlik krizi içinde gibi görünüyor. Aşırı derecede kompleks sahibi ve şekilciliğin tutsağı olmuşlar gibi. Doğru Türkçe konuşma alışkanlıkları azalmış durumda, ağızlarını yayarak ve yabancı kelimeleri bolca kullanarak konuşuyorlar. Bu tür davranışlar oldukça itici geliyor.

 

Gençlerin, bir şey başarmak veya ailelerine ve ülkelerine faydalı olmak gibi bir amacı yok gibi görünüyor. Amaçsızca birilerine hayranlık besliyorlar.

 

Güven duygusu kaybolmuş gibi. Bazen kendi akrabalarına bile yalan söylüyor, insanlar birbirlerini aldatmaya çalışıyorlar. Sanırım böylesi toplumda yaşayamam. Aile ve arkadaşlık hayatımı böyle bir ortamda sürdüremem.

 

Tüketim toplumu haline gelmişler gibi görünüyorlar. Avrupa’da gençlerin çoğu kendi kıyafetlerini ve kullanacakları telefon, bilgisayar gibi aletleri okuldan sonra çalışarak alırken, ülkemizde çoğu ailelerin çocukları çalışmasına gerek kalmadan lüks yaşam sürdürüyorlar.

 

Dini ve milli değerler zedelenmiş gibi. Bu değerlerin farkında değiller.

 

Nezaket konusunda eksikler var. İnsanlar birbirlerine karşı kaba davranışlarda bulunuyor.

 

Para ile karizma veya saygınlığı tamamlamaya çalışıyorlar ve gösterişe çok önem veriyorlar.

 

Avrupa veya Batı’da ki yaşam hakkında çok bilgisizler. Filmlerde gördükleri şeyleri gerçek sanıyorlar.

 

Daha çok dertlendikleri konular var, ama yerimiz bu kadar. Gözlemime gelince, yeni Türkiye ve Türk gençliğini anlamakta güçlük çeken bir gurbetçi topluluğumuz var. Umdukları Türkiye ile buldukları Türkiye arasında çok farklılıklar olduğunu, anavatanları olan ülkemiz için kaygılandıklarını ama dünya çapında gelişmişlikte ön sıralarda olması için dua ettiklerini gördüm. Her şeye rağmen Türkiye sevdasından vazgeçmeyeceklerini ifade ediyorlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI