Geçtiğimiz Cuma günü Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Sivas’ta idi. Programından bilgim vardı. Bir hayli ziyaretlerde bulundu ama beni en çok ilgilendiren eğitim kurumlarına yaptığı ziyaretlerdi. Bakanlıkta bir dönem müsteşarlıkta yapan ve iyi bir akademisyen olan Yusuf Tekin 2023 Haziran ayından beri Milli Eğitim Bakanı olarak eğitimin başında. Akademik hayata Sivas’ta başlayan ve hayatının en kalıcı dostluklarını Sivas’ta oluşturduğunu söyleyen bakandan beklentilerimizin daha da çok olması gerekiyor.

Cuma namazını ben evime yakın olan camide eda ettim ve yürüyerek İstasyon Caddesindeki ofisime gittim. Bakan bey ise Ulu Cami’de kılmış namazını, yolda kalabalık bir konvoyla araçlarıyla önümden geçtiler. Selçuk Ortaokuluna doğru gidiyorlardı. Okulu etraflıca bir gezse dedim içimden. Okul evime yakın, şehrimizin binası yeni olan ama en köklü okullarından birisi. Her okulumuz önemli ama bu okulumuzda bu yıl uygulamaya yeni başlanan projeyle yabancı dille eğitim verilen okulların içine alındı. Sıradan bir uygulama değil, Türkiye’de Sivas’ın da içinde bulunduğu 26 ilde,  32 okulda uygulanacak önemli bir proje, işte Selçuk Ortaokulu da bunlardan birisi.

Selçuk Ortaokulunu iyi biliyorum. Kale projesi nedeniyle eski binasını yıktılar, başka yer yokmuş gibi getirdiler Kongre Lisesi arkasına dar bir yere sıkıştırdılar. Sağında eski bir öğrenci pansiyonu, sol tarafında ise anaokulu bulunan okulun ön tarafında küçük bir bahçesi var. Kodu da düşük olan okulun arka tarafta da yeri yok, orada sıkışıp kalmış durumda. Okulun okul olması için ya pansiyon ya da anaokulu mutlaka oradan kaldırılmalıdır. Bunun olması içinde güçlü bir iradeye ihtiyaç var.

Okulun idarecileri çok gayretliler, her konuda iddialılar, çalışkan hoca ve öğrencileriyle hem eğitimde hem de sporda oldukça başarılılar. Bu başarı yukarıda anlattığım çokta uygun olmayan bir fiziki ortama rağmen elde edilmiş başarıdır. Bakanın oraya gitmesi iyi olmuş diye geçirdim içimden, en azından daracık bahçesini, olmayan spor salonunu ve daracık olan fiziki ortamı görür, gösterirler, çare olunmasını isterler diye düşündüm ama öyle olmamış.  Klasik bir karşılama töreniyle her şeyi tozpembe gösteren bir düzenek hazırlanmış, üst katta olan sınıfların tamamı aşağı katlardaki sınıflarla yer değiştirilmiş, bakanda yeni eğitim modelini bu taşınan sınıflarda gözlemleyip gitmiş. Keşke bir kat daha aşağıya indirseydiniz ne olurdu? Bodrum katta küçücük ve havasız bir spor salonunu görseydi, salonun ortasında bulunan iki taşıyıcı kolonlarla çocukların eğitim yaparken nasıl zorlandıklarını bakanımız bir görseydi. Burada mı bu şampiyonlukları kazanan çocukları yetiştiriyorsunuz deyip hocalarımızı bir taltif etseydi.

Ama ne yazık ki öyle olmuyor, başını ağrıtmak istemeyen üst yöneticiler sorunları sürekli halının altına atıyor, “bizden sonraki yapsın” anlayışıyla davranıyorlar, nereye kadar böyle gidilecek, belli değil. Bu yazdıklarım iyi biliyorum ki şehirdeki okullarımızın birçoğunda yaşanmaktadır. Okul idarecileri, öğretmenler ne yapsın, herkes gölgesinden korkuyor, içine atıyor. Velilerden destek istiyorlar. Onlarda siyasilerin devreye girmesini, gerekli projelerin yaptırılıp, programa alınmasını beklemektedirler. Oy verdik, çalışsınlar diyorlar.

Eğitimde bu şehrin aslında iki tane avantajı var hatta üç tane. Uzun süre il başkanlığı yapmış ve eğitimdeki sorunların neredeyse tamamını bilen Milletvekili Hakan Aksu ve yine eğitimcilikten siyasete geçmiş Milletvekili Rukiye Toy. Bu ikisinin taleplerini sunacakları ve sonuç alacakları Ak Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler var. Özellikle Rukiye Toy’un bir eğitimci olarak bu konuda daha çok çalışması gerekiyor. Selçuk Ortaokulu bir örnek, ilkokullarımız, ortaokullarımız, liselerimiz hatta üniversitelerimiz iktidardan hizmet bekliyor. Hizmet kenarda sessiz kalmak ya da süslü gezmekle olmuyor. Beklentiler henüz karşılanmış değil, takipte olacağım.

Yeri gelmişken bir konuya daha değineceğim, ilimiz eğitiminde kanayan yaralarımızdan biriside “Okullar Bölgesi”. Hangi akla hizmet olarak yedi tane lise oraya kuruldu, anlaşılır gibi değil. Temizlik desen yok, güvenlik desen yok, ahlaksızlık desen gırla, tam bir curcuna. Orayla ilgili önlemler alınmazsa ileride çok başımız ağrıyacak, biline.