“...Evladım, akıllı çocuklarsınız. İyi okumuşsunuz, çalışmalarınız da iyi. Ama bakın yabancılar almış başını gitmiş. Onlara yetişmemiz asla mümkün değil. Siz en iyisi bu işlerle uğraşmayın. Siz aramızda köprü olun, tercümanlığımızı yapın yeter, daha da fazla zorlamayın”
Bu sözleri, önceki gün tamamlanan Akıncı TİHA ile Ülkemizi bu alanda zirveye çıkaran Selçuk Bayraktar” a, Milli savunma Bakanlığındaki üst düzey bir bürokrat söylüyor...
İnsanın kanı donuyor değil mi
Hedefsiz , emeksiz, gayesiz, çilesiz, heyecansız, isteksiz, ufuksuz bunca üst düzey Bürokrat, adeta Ülkenin heyecanını çalmak için Bakanlıklarda üs kurmuşlar.
Kim bilir daha nice Selçuk Bayraktar’ların, farklı farklı alanlardaki projeleri, Milletin ufkuna yapışmış bu “ Kene bürokratlar” yüzünden çöpe atıldı.
Bu Ülkede hayırlı bir adın atmak isteyen önce, kimin ördüğü bilinmeyen bu duvarlara çarpıp tuz buz oluyor...
Daha neler neler anlatıyor Selçuk Bayraktar.
Deneme uçuşlarında göz altına alındıklarını.
Askeri havaalanlarında prototip uçuşlarına izin verilmediğini, Azarlandıklarını, Küçümsendiklerini, tehdit edildiklerini...
Tüm bu ihanet zincirini parçalaya parçalaya ilerliyor ve bugün ülkemizi zirveye, gururumuzu yıldızlara taşıyorlar.
Ama herkes Selçuk Bayraktar değil.
Herkes onun kadar güçlü değil. Belki inatçı değil, belki inançlı değil.
Öyleyse ne olacak, nasıl olacak
Kendilerini kabule hazır Avrupa ve Amerika’ya rağmen ülkesine hizmet için çırpınan ama ‘ Evladım daha fazla zorlamayın” diyen üst düzey bürokratları nasıl aşacaklar
Kimde heyecan kalır.
Kimde hedef kalır
Kimde heves kalır.
Bu kafa değil mi bizi geri bırakan.
Bu kafa değil mi bizi yoksul bırakan.
Bu kafa değil mi kendimize güvenimizi yok eden...
Bunlardan, bu yüreksiz kafalardan kurtulmak lazım
Hem de ebediyen.
Göklerimizde keyifle süzülen her bir SİHA’ya, bomba yerine hain bürokratlar bağlanıp, dağlara atılabilir mesela...
Ve işte O gün Ülkemin gençleri, müthiş bir sabaha uyanır...( H.M.)