Bir deli deniz gibi çalkalanıp içimde
Bir mürekkep sakinliğinde düşüyorsun kağıda
Bir mahkum kaçıyor beton bloklarımdan
Bir yangının külü var ayaklarımda
Dağlar sanki göklere mi emekliyor
Ebabiller burkuluyor kanatlarından
Kıyamet kapı ardında ebelenmek bekliyor
Işıklar vuruluyor şafaklarından
Ben seni sevsem ne, sevmesem ne olur
Sarhoşa sual olmaz şaraplarından.
Kan sızıyor yaşamın şakaklarından
Mezarlıklar yegane bırakmayan tek kucak
Bilmeseydim hiç seni, aşk nedir bilmeseydim
Bana neydi; gökteki kuşlar nasıl uçacak
Bir mağara sessizliği oyuluyor zihnimde
Şah çekmeden mat düşüşler izliyorum
Tüm sırlarımı koydum bir tek bavula,
Bağıra bağıra hepsini gizliyorum.
Çekilmiş dereler, kırılmış nice kürek
Ben seni sevsem ne sevmesem ne olur
Aşılır mı bu yollar ummanda yürüyerek
Ya da bir fırtına koparıp yüreğimden
Sam yelleri tadında, bu endam ne akılda
Gözlerin gözlerime mil çeker sürme gibi
Eyvah!
Kalbin kalbime bir defacık değmemiş
Sivrilmiş bıçak, paslanmış çiviler
Kader, kuru harflerden nokta bile eğmemiş
Bir mıknatıs çekiyor ruhumu göğe doğru
Bir mıknatıs itiyor bedenimi toprağa
Ben seni sevsem ne sevmesem ne olur
Dur diyebilir misin kuruyan şu yaprağa
Leylifer