Malum, bahar geldi. Geçen yazımda da bahsetmiştim, bahçeye, bostana yönelme zamanı diye. Her yıl olduğu gibi bu yıl da fide almak istedim, ancak karşıma çıkan manzara içler acısıydı. Ziraat Odası getirdiği fideleri tanesi beş liradan sattı. Aşırı kalabalıktı, çeşit azdı, oradan alamadım. Aynı fiyata yerli bir sera da satış yaptı ama onun ürünü de hemen tükendi. Toptan satmış, perakendeye fazla mal kalmamıştı. Öyle olunca mecburen merkezdeki hale yöneldim. Halde fiyatlar adeta uçmuş. Marul fidesinin fiyatı 15 lira! İki yıl önce tanesi bir liraydı. Kaç kat arttı, insanın aklı almıyor.

Soruyorsun: “Bu fiyatlar neden böyle?”
Cevap hazır: “Paranın kıymeti mi kaldı?”
Hal esnafı rahat: “İster al, ister alma.”
Serbest piyasa mı bu? Hayır, bu bana göre serbest soygun piyasasıdır. Ticari ahlakın unutulduğu, fırsatçılığın hüküm sürdüğü, gayriahlâkî bir düzenin tam ortasındayız.

Pandemi geçti, üstüne ağır bir deprem felaketi yaşadık. Evet, dünya da pandemiden etkilendi ama toparlandı. Biz hâlâ sarsılıyoruz. Toparlanamadık bir türlü.

Enflasyonla boğuşuyoruz. Resmi oranlara göre %50, bağımsız araştırmalara göre ise %90’a yakın. ABD’de %2, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere’de %2-3 bandında.
Biz neden bu haldeyiz?

Önceki cumhurbaşkanlarından merhum Süleyman Demirel yıllar önce şöyle demişti:

“Türkiye’nin birinci sorunudur enflasyon.
Hakikaten bugün, enflasyon dediğiniz halk günlük yaşar, halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır.
Esas enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır.
Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz.
Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar.
Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun için Batılılar enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler. Tek kollu canavar derler.”

Batılı’nın halk düşmanı dediği bu illet, milletimizin yakasını bir türlü bırakmıyor.

Bozuk para kullanan kaldı mı? Yok maalesef. Metal parayı da unuttuk. Alışverişler elli, yüz, iki yüz liralık kâğıt paralarla dönüyor. Bu da ekonominin gerçek halini gösteren en açık göstergelerden biri.

“Enflasyonla mücadele ediyoruz” diyenler var. Ama yaşananlar başka bir gerçeği haykırıyor. Daha da acısı, buna karşı çıkamayan, laf edemeyen bir muhalefet var. Sessiz, etkisiz, aciz. Onlar da kendi hırsızını kurtarma derdindeler.

Fide fiyatlarından yola çıktım ama piyasalardaki fiyat anormallikleri, hayatın her alanında yaşanan bu pervasızlıklar, ne serbest ekonomiyle ne de ahlakla bağdaşır.
Bu, düpedüz bir serbest soygun ve ahlaki çöküş düzenidir.