Bir kez daha sarsıldık… BU KEZ DÜZCE merkez idi ancak, hissedilme alanı çok geniş oldu. Ankara'dan, İzmir'e kadar... İstanbul hissedilen iller arasında idi.

Artçı depremler 200 sayısını aştı. Çoğu dört civarında olan artçılar idi.

ALLAHIM SEN KORU...

İşte Devlet sorumluluğu budur.

Gece saat 4.08 deprem oluyor. Sayın İç İşleri Bakanı gece orada... Allah razı olsun...

Deprem analizi yapan TRT Haberde bir hocamız, kendisinin Kocaeli depreminde orada yaşadığını, deprem bölgesine nasıl ulaşılmadığını ve tüm olumsuzlukları teker, teker anlattı. Şimdi depreme hazırlıklı olmak adına yapılan çalışmaları en ince ayrıntısına kadar açıkladı. Örnekler verdi. Yapılan eğitimlerden uzun, uzadıya bahsetti. Yakın zamanda yapılan tatbikatın uyarıcılık anlamında bile olsa, yararlarından söz etti.

Evet o, gün(1999) depremi yaşananlar ile, bu günü karşılaştırdı. Bugün alınan tedbirler, imkanlar, Devletin anında müdahalesi anlatılamayacak kadar farklıdır. Diye söz etti. Ayrıca tedbir olarak alınan önlemler, Devletin anında yapılanması. Enkaz kaldırılma eğitimleri, Kızılay'ın anında sahada yer alması çok sevindirici gelişmelerdir. Çünkü Ülkemiz bir deprem ülkesidir.

Biz ne kadar unutsak da;

Böylece bir kez daha, Deprem gerçeği bize kendini hatırlattı.

Kimi zaman, geçmiş yıllarda; deprem açısından gerekli olan tüm çalışmaları aksattık.

İnşaatlar için, biz, ibret almadık… Tedbir almadık…  Yapmamız gerekenleri ihmal ettik...

Oysa, Hep ne denildi, deprem öldürmez, yıkmaz, Çürük binalar yıkılır, öldürür...

İnadına depreme kafa tuttuk… Ona meydan okuduk… Bina sahipleri ile Müteahhitlerimizle, kimi zaman belediyelerimizle…

Biz insanlar olarak, kimi zaman, Çürük raporu verilen binalarda, oturmaya devam ettik. Yetmedi depremi engellemek için yapılaması gereken kentsel dönüşümleri geciktirdik. İhmal ettik. Olmadı çıkan yasayı Anayasa Mahkemesine götürdük...

Bekliyoruz, gerekli tedbirler alınacak, kentsel dönüşümler gerçekleşecek… Biz bekliyoruz da deprem beklemiyor. Sürekli bize kendi varlığını hatırlatıyor. Yani ben buradayım, siz hala ne yapıyorsunuz Diyor...

Nasıl mı İnşaat için gerekli olan hiçbir zorunluluğu yerine getirmeyerek… Resmi makamların belirttiği maddelere uymayarak. Kimi zaman yeteri kadar denetim yapmayarak…

Çaldık, hem de ne çalma, insan hayatlarını hiçe sayarak… Betondan, demirden… Asıl inşaat için önemli olanlar bunlardır.  Bakıyorsunuz inşaatlar, C30 rakamıyla ifade edilen beton ölçümü yerine 15-17 rakamları ile yapılmış…  Kullanılan kum, standartlara uygun değil. Deniz kumu... Demir standarda uygun değil...

Binanın asıl dayanağı olan iskeleti bu saydığımız malzemelerin doğru ve istenilen seviyede olmasından sağlam hale gelir. Bazı binalara sonradan yapılan sündürme ve ilavelerin standartlara uygun olmaması da ayrı bir konudur.

Son yıllarda yaşanan depremlerde, Genellikle, Yıkılan Binalar 1999 depreminden önce inşa edilen binalar… Ondan sonraki yapılan binalarda bazı özelliklere dikkat edilmiş.

Devletin Başkanının hep gündemde tutarak hatırlatmasına rağmen, Hala zemin etüdü kontrolü yeteri kadar yapılmıyor. Apartmanlarda dikey yapılar gittikçe artıyor. Yatay yapılaşma, yeterli yeşil alan, binalara oto park yapma zorunluluğu, bir türlü hayata geçmiyor… Üstelik ahbap, çavuş ilişkisi ile, bina yönetmeliğine aykırı olarak yapılan ilave katlara göz yumuluyor. Verilen para cezaları ile, konu geçiştiriliyor.

Bütün   bunlara rağmen, Allah´ın merhameti sonsuz. Saatler sonra bazı deprem bölgelerinde depremin olmasından sonra, enkaz altından canlı insanlar çıkıyor.  Şükürler olsun... Onları nasıl korumuş, saklamış...

Deprem Ülkemizin gerçeğidir. Yapılan çürük, denetimsiz, plansız, kontrolsüz binalar daha çok ölümlere sebep olmaktadır. Allah korusun, daha yüksek şiddete erişen depremlerde halimiz ne olur Ne kurtarma ekibimiz yeter ne sağlık personelimiz yeter... Ne de depreme ilk müdahalede her türlü imkanı sunmaya çalışan ekiplerimiz yeter... 

Düşünün yıkılan binaların sayısı arttıkça, yıkım fazla olduğu müddetçe o alanlara ulaşmak, sahaya inmek nerde ise imkansız hale gelebilir. O halde, bizler kendi sorumluluğumuzu üzerimize alarak gereken şeyleri yapmak zorundayız. İnşaat yapımında en küçük ayrıntıya kadar dikkat etmek ileride nice canların kurtulması demektir. Deprem anına hazırlıklı olma gayretimizi küçümsememek lazımdır. Tedbir, tatbikat, eğitim, deprem yönetmeliğine uymak, ana ilkemiz olmalıdır.

Evet, deprem gerçeğimiz var. Alınacak en basit tedbirler, sayesinde daha kötü sonuçlar almayı engelleyebiliriz. O, halde neyi bekliyoruz