BELADAN KAÇAMALANLAR…

"Dükkan önüne" park etme sebebiyle çıkan tartışma sonunda; cinnet getiren bir vatandaş, tartıştığı esnafı vurmuş.

Başka ülkelerde nasıl bilmem ama bizde, esnafın dükkanını duvarlar sınırlayamaz.

Kaldırım onundur.

Dilediği gibi kullanır.

Onunla yetinmez, yolu da zapt eder.

Duba yerleştirir, sandalye dizer, olmadı taş koyar ama bir şekilde yolu da dükkana katar.

Nerdeyse bayrak asıp bağımsızlık ilan etmedikleri kalır.

İtiraz ettiğinizde cevap hazırdır.

"Ben vergi veriyorum arkadaş"

Bizim esnaf; üç kuruş vergi verir, karşılığında da kaldırıma ve yola çöker...

Başınıza geldi mi bilmem;

Uzun arayışlar sonunda bulduğunuz bir küçük boşluğa park etmeye çalışırken; edep ve haya yoksunu, esnaf kılıklı bir haramzadenin, engel olmasıyla eliniz ayağınız titrer.

La havle çekip, burnunuzdan soluyarak, uzaklaşırsınız oradan.

Her köşe başını bir derebeyinin kestiği şehirlerde yaşamak, zorlaştıkça zorlaşıyor artık.

Ve şeytandan kaçar gibi beladan kaçamayanlar da oluyor işte.

Maalesef bir hadsizin zorbalığı yüzünden, hem kendi ocağı batıyor, hem de hiç tanımadığı birinin.

Tetiği çekende mi suç, yoksa çektirende mi?

Rabbim cümlemizi; her kılıktaki şehir zorbalarından ve belalardan ırak eylesin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haydar Mermer Arşivi

KENDİNİZE SAYGINIZ OLSUN!

14 Temmuz 2025 Pazartesi 10:28