
Şadiye ÖZTÜRK
EĞİTİM ENSTİTÜLERİ (11)
Başarmak zor olduğundan, bunu düş olarak düşünenleri yadırgamamak gerekir.
Ülke yoksul.
Halk cahil.
Tüketici toplum.
Üretim yok.
Sömürü var.
Kısacası ilkel bir hayat.
DÜZ OKULLARDA Kİ ÖĞRENCİLER.
Öğrencilerin üstü başı yamalı.
Saçı ve sırtındaki çamaşırları bit doluydu.
Evindeki yatağında ve sırtındaki çamaşırında biti olmayan aile yoktu.
Çok zengin olanlar hariç.
Sabun ve soda bulmak imkansızdı.
Bit faydalı dendi.
Kanın içindeki mikroplarla beslenir ve kan bu şekilde temizlenir dendi.
İnsanlar ile bit kardeş oldu.
Öğretmenler her sabah ilk derse girince, öğrencilerin üstüne, başına ve tırnaklarına bakıyordu ve bit olup olmadığını, tırnaklarının kirli olup olmadığını kontrol ediliyordu.
HALK.
Dünya gezegeninin iki öküzün boynuzunun üzerinde olduğuna inanıyordu.
Öküz kafasını salladığı zaman dünyanın da sallandığını,
ve depremlerin meydana geldiği yolunda kandırılmıştı..
Öküzün kafasını sallamaması için,
Öküzün kanı ile beslenen kara bir sineğin, öküzün karşısında olduğunu, kan emeci sinekten korkan öküzün hareket etmeden durduğu anlatılıyordu.
Dünya da zor olan tek şey, böyle bir halkın eğitilmesiydi.
Kirli görüşler ve tutucu çevre öğrencilerin ve halkın durumunu görmezlikten geliyordu.
Görmezlikten gelenlerinde düşüncesi halktan farklı değildi.
Büyük mücadele ; devrime olan inancı, düzeni değiştirenlere gerçek kuvveti bahşedince ve bunla birlikte bilimsel hal çarelerini de verir. Hangi kuvvet, mücerret inançtan fışkıranı görülebilir bir hale getirebilir Getirdiği taktirde elde ettiği hal çarelerinden uzaklaşabilirdi
Tutucu milletvekillerinin anlamadığı taraf buydu.
Atatürk ve İnönü mücerret düşünceyi devrimlerle görünebilir hale getirdi.
Ağalar sömürmeyi çok iyi biliyordu.
Devrimci taraf, çelişki topluluğunda düzeni sağlayacak akıl yolu yenilikleri yoluna koydu.
Zorluklara rağmen bilimsel hal çaresi olan genelge meclise verildi.
Bir kişiye yılda 275 kg. ekmeğe ihtiyacının olduğu hesaplandı ve buna göre tarla ekiminin yapılmasını istendi.
Besin maddelerinin bozulmadan uzun zaman saklanabilmesi için konserve, tuzlama , pekmez ve peynir yapımına ağırlık verildi.
Bu işler Köy Enstitülerinin birbirine yardım ederek, işlerin yürümesi bakımından hükme bağlandı ve uygulamaya geçildi.
Gerçek şu ki , bazı sistemler de, bazı zamanlarda, bazı zorlukların hal çareleri bulunabilir.
İşte bu çalışma şekli ve programı, dünya'da ilk olarak Türkiye de uygulandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.