Aslında yazmayı düşünmüyordum ama sosyal medyada ve bazı sitelerde Sivasspor Yönetimine ve Başkan Gökhan Karagöl hakkında sarf edilen cümleleri, edilen hakaretleri görünce dayanamadım. Sonuçta kim olursa olsun şehrin markasına ve o markayı yöneten insanlara yapılanları, edilenleri bizim duyarlı, sorumlu gazeteciler olarak kabul etmemiz mümkün değil. Söylenen sözleri, yazılan yazıları ve yapılan hakaretleri bu insanlar hak etmiyor.

Tamam, eleştiriye eyvallah ama hakaret ne kardeşim? Biz de zaman zaman takımla ilgili yapılan yanlışları yazdık, dillendirdik. Yapılan transferlerin çoğunun gereksiz ve yanlış olduğunu zaten yazdık, gündeme getirdik. Sivas kamuoyunun bir bakıma sesi olduk. Ama epey bir süredir sosyal medyadan bu takımın yöneticilerine ve başkanına yazılanlar, çizilenler de taş olsa inanın taşı çatlatır…

Tamam, Gökhan Başkanın gösterdiği tavır yanlış! Başkan, taraftarla ya da seyirciyle muhatap olmamalı. O fotoğraf sonuçta yakışmadı. Gerekte yok zaten. Kaldı ki; Sivasspor, maç öncesi çok muhteşem bir koreografi yapmış, muhteşem bir organizasyona imza atmış ve tüm Türkiye’nin gündemine gelmiş. Vicdanlı, özgür yüreklerin takdirini kazanmış. Hal böyleyken bir kaç kendini bilmezin, birkaç futbol cahilinin sergilediği gereksiz tepki maalesef maç öncesi yapılan o muhteşem organizasyonun önüne geçti.

Birkaç kendini bilmez diyorum. Çünkü Sivasspor, Serikspor karşısında bence çok iyi oynadı. Serikspor ikinci yarı kendi yarı alanından hiç çıkmadı, çıkamadı. Tamam, kazanmanız için gol atmanız gerek. Sivasspor, bu maçta sadece gol atamadı. Maçı kazanacak fırsatları da yakaladı mı? Bence yakaladı. İnanın bir gol olsaydı bu maç 3 olurdu. Takımın iyi oynarken, hepsinden önemlisi iyi mücadele ederken birkaç kişinin hocaya ve bazı futbolculara gösterdiği tepkiye anlam veremedim. Şunu görmek lazım; Sivasspor’da gözle görülür bir düzelme var. İlk 3-4 haftaya nazaran son anda yapılan 4 transferin de bunda etkisi var. Yani işler düzelme yoluna girmiş, Takım yenilmiyor. Yavaş yavaş üst sıralara da yükselmeye başlamış. E o zaman kardeşim neyin aceleciliği bu? Sonra bu adamlar taşın altına elini değil, gövdesini koymuş. Yani biraz da bunları görmek ve bunlara göre hüküm vermek lazım. Ha bunları yazarken yönetimdeki pek çok kişiyi de tanımam. Tanıdığım ve samimiyetine güvendiğim dostlarım da var. Zaten onların samimiyetini bildiğim için bu konuda bu kadar rahatım.

Özetle, eleştiriye evet. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye evet. Ama küfre, hakarete, dedikoduya hayır. Bir eleştiri de Gökhan Karagöl’e, Başkan sakin ol. Bazı şeyleri duyma, görme. Ve lütfen maçları yukarıda protokolde izleyin. İnsanlarla iç içe olun. Gülümseyin. Sosyal medyadan uzak durun. Ki, ben sosyal medyanın gücüne falan inanmıyorum. Pislik yuvası haline geldi sosyal medya bu ülkede. Ve son kez bu da tavsiyem olsun, yerel basından uzak durmayın…