Sivas’ta günlerdir konuşulan bir mesele var: Belediye Başkanı Adem Uzun’un, bir sosyal medya fenomeniyle birlikte yaptığı “çeşme paylaşımı.” Dedesi Sivaslı olan ses sanatçısı bir hanımefendinin hayrat olarak çeşme yaptırmak istemesi. Bunda ne var? Diyebilirsiniz. Bence de güzel ve örnek bir davranış. Hanımefendinin, Sivas’a olan özlemi, Sivas sevgisi ve dedesi için hayır hasenatta bulunması hoş bir davranış. Madem güzel, örnek bir davranış. O zaman neden bu konuya değinme gereği duydun? Dediğinizi de duyar gibiyim.

Belediye Başkanımız Sayın Adem Uzun, sosyal medya kullanmayı pek seviyor. Özelikle de video çekimleri çok hoşuna gidiyor. Hemen her gün video paylaşımlarını görüyoruz. Kimi zaman yaptığı ziyaretler, kimi zaman personelle olan muhabbetleri, kimi zaman verdiği talimatlar paylaşıma sürülüyor. Öyle anlaşılıyor ki bu iş için özel bir ekibi var. Bu ekibe de az para verildiğini düşünmüyorum.

Yeri gelmişken Sayın Başkan’a naçizane tavsiyem olsun. Önünde daha 3 yıl var. 2 yıllın bitmesine de bir kaç ay kaldı. Yani zaman çok çabuk geçiyor. Önceki Belediye Başkanlarına da benzer uyarılarda bulunmuştum. Evet, sosyal medya belki, kısa süreliğine tatlı gelir. Algı da oluşturabilir. Seçimi de algıyla kazandınız. Algılarla dün seçim kazanmış olabilirsiniz ama bu gelecek seçimi yeni algılarla kazanacağınız anlamına gelmez. Hatta öyle bir zaman gelir ki kendi oluşturduğunuz bu algıların altında kalırsınız. Şunu da ilave edeyim; AK Parti’nin o dönemli dağınıklığı, iç çekişmesi, teşkilat problemleri size bu seçimi hediye etti. Neyse… Biz asıl konumuza gelelim…

Bendenizi konuyla ilgili bazı dostlarım aradı. Kendileri Yukarı Tekke’de çeşme yaptırmak için uzun zamandır sıra beklediklerini, Belediye Başkanımızın fenomen ses sanatçısı hanımefendiye öncelik tanımasını doğru bulmadıklarını ifade ettiler. Şahsen ben de aynı görüşteyim. Ben de doğru bulmadığımı söylemek isterim. İlla ön sıraya geçmek için fenomen mi olmak lazım? İlla işinizin bu ülkede görülmesi için tanınmış birisi mi olmanız lazım? Belli ki sırada bekleyen pek çok hayır sahibi bu durumdan hoşnutsuz. Reklam uğruna, algı uğruna bu insanlar görmezden gelinmiş. Belediye Başkanımızın, sosyal medya paylaşımındaki “Dedesi Sivaslıymış” vurgusu ise bardağı taşıran son damla oldu. Burada ayrımcılık var. Ve bu ayrımcılık insanların zoruna gidiyor. Bana ifade edilen tam da bu duygu. Bu şehirde yıllardır hayrat için çeşme yaptırmak isteyen insanlar sıra beklerken cidden doğru olmamış. Bu insanlara daha makul, ikna edici bir cevap vermeliydi Sivas Belediyesi!

Aslında o girişim de yapılmış Mezarlık Müdürlüğü yetkililerince. Sanırım tepkiler artınca yetkili arkadaşlar çeşme yaptırmak için sırada bekleyen insanlar aranmış. Sivas Belediyesi’nin, Şehitlik Mezarlığındaki çeşmelerin tadilat, bakım, onarımı için 150 bin TL gibi destek istenmiş. Bir kısmı “tamam” demiş kabul etmiş. Bir kısmı ise “Hayır” demiş, kabul etmemiş. Kabul etmeyenler çeşme sırasından çıkarılmış. Hülasa, benim edindiğim bilgi şu an için çeşme yaptırmak için sırada 12 kişinin bulunduğu. Ama fenomen hanımefendinin çeşmesi yapılacak…

Dedim ya, bu konuya değinmeyecektim. Ama beni arayan eş, dost, arkadaş çevrem bu konuya tepki ve itirazlarını dile getirince bendeniz de o insanların sesi olmak istedim. Daha önemlisi şu: Belediyecilik bir algı yarışı değildir. Hiçbir makam sahibi böyle bir yarışa girmemeli. Hele ki hayır işlerinin reklamlaştırılması hiç doğru değil. Ne yazık ki, son dönemde ülkede buna bazı siyasi, etkili, yetililerin yanı sıra bazı illerin valileri de bu reklamasyon işine dâhil oldu. Makam sahibi insanlar bu tür reklamasyon kokan işlere meyletmeye başladı maalesef. Ben şahsen doğru bulmuyorum.

Sözün özü: Biz, kimseye işini öğretecek değiliz. Şunu yapın, bunu edin diyecekte değiliz. Ama Gazete ve Gazeteci olarak eleştiri hakkımızı da kim, hangi çevre olursa olsun kullanırız. Usullü dairesince bize yakışan çerçevede bu hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz.

Muhabbetle…