
Şadiye ÖZTÜRK
İNSANLIK HALA KENDİ YAPTIĞI PUTU YİYOR
Hz.Ömer Müslüman olduktan sonra, cahiliye dönemi yaptığı bir olaydan ötürü çok ağladığını, bir olaya da çok güldüğünü söyler. Kız çocuklarını diri diri gömmek ağlatır emiri. Güldüren olay ise; kendi elleriyle helvadan yaptıkları putlara tapıp, acıkınca da onları yemeleridir. Dünyaya halife olarak gönderilen insan, iradesiyle yaptıklarından sınava çekileceğini fark ettiği gün ancak yaptığı putları yıkabilir.
Buharlı makinaların icadıyla başlayan sanayi devrimi, hız kesmeden insanlığın üzerinden bir silindir gibi geçmeye devam ediyor. İngiltire, Hindistan'da Fransızları Plessey Savaşı'nda mağlup edip, Babür İmparatorluğu'nun hazinesini ülkesine taşımasıyla elde ettiği servetle sanayileşmeye start vermiştir. Onu Kuzey Amerika ve Japonya takip etmiştir.
Sanayi Devrimi beraberinde birçok sorunun da yaşanmasına sebep oldu. Köylerden kentlere göçler başladı. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçildi. Gelişen teknoloji ile ölümler azalınca nüfus dünyada hızla arttı ve işsizlik sorunları ortaya çıktı. Başta Birleşik Krallık olmak üzere yeni kurulan dünya düzeninin patronları hammadde yarışına girdiler. Afrika'nın yer altı madenlerini vahşice sömürürken, halkını da köleleştirdiler. Tarlalarında, evlerinde köle ettikleri siyahilerin yanında fabrikalarında çalışan beyaz insanı da ücretli köle etmekten geri durmadılar.
Vahşi Hristiyan dünya, siyahileri insan(!) olarak kabul ederek sözde günah çıkarttı.
Ya beyaz köleler…Onların köleliği hala devam ediyor. İnsanlığın onuru her gün makinaların dişlilerinde eziliyor. İnsan Kaynakları Birimi, kimin hangi alanda daha verimli çalışacağıyla ilgili verileri çağdaş efendilerine (iş verenlerine) rapor etmek için kuruldu. İnsan denen kaynak o noktaya geldi ki makinalarla yarışması istendi. İnsan yeni şeyler keşfetmeye, öğrenmeye açık bir canlıdır, elbette sürekli kendini geliştirmelidir. Fakat bunu hayatını idame etmek için kazanması gereken para ve rakip gördüğü diğer insanları ezmek için yapmamış olsa. Keşke küçümsediğimiz Ortaçağ Dünyasında ki gibi yapılan işin değeri verilen emekle ölçülse. Ama bu çağda işler öyle yürümüyor maalesef. Yeni çıkan faks makinası aynı zamanda fotokopi çekiyor, yazıcı görevini de yapabiliyorsa insan da ona ayak uydurmalıydı. Özgeçmişine eklediği sertifikalarla, hem
bilgisayar kullanabilmeli, hem birkaç yabancı dil bilmeli, aynı zamanda da diksiyon dersi verebilmeliydi. O zaman etinden, sütünden daha yararlanacağımız bir kaynak olurdu insan. İşte modern dünyanın köleliği her gün dozunu, şiddetini artırarak devam ediyor.
Neyse ki bazı sosyologlar insan ''kaynak'' olamaz, yaratılmışların en şereflisi olan insan ancak ''kıymet'' olabilir dedi. Umarız insanlık birbirine yaptığı her türlü zulümden vazgeçer, dünyada ki sınavının farkına varır ve adaleti tesis edebilir.
Yoksa dün helvadan yaptığımız putlara, bu günde modern putlarımıza tapmaya ve acıkınca da onları yemeye devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.