
Şadiye ÖZTÜRK
TASAVVUF KİTAPLARINDA Kİ ZAYIF VE UYDURMA HADİSLER (3)
Künyesi Ebu Nasr, lakabı et Tusi diye anılan Sofinin adı, Abdullah b. Ali b. Muhammed. Yahya Ebu Nas es Serrac'dır. (378) Horasan ile Buhara arasında ki Tus şehrinde doğmuş ve orada vefat etmiştir. Hicri 4. asırda yaşamış, tasavvuf klasiklerinin ilklerinden olan 'el-Lüma' adlı eseri yazmıştır.
Serrac, el Lüma adlı eserinde sofilerin Şathiyatına ve hatalarına bir bölüm açarak konuyu etraflıca ele almış, bir kısım Sofilerin anlayış ve uygulamalarını sorgulayıp hatalarına dikkat çekmiştir.
Serrac, kitabının bir bölümünde Sema'ın helal olanından bahsettikten sonra 'Ancak Sema'ın Hz . Peygamberin yasakladığı guruba giren telli çalgı, davul, dümbelek, keman ve melodi ile olanı vardır ki, bu türden olanı dinlemek, batıl yolda olanların işidir. Bunların yasaklığı, Hz. Peygamberi sahih hadisleri ile sabittir' diyerek bu anlamdaki hadise işaret etmiştir.
El- Lüma da olmansa rağmen her hangi bir hadis mecmuasında bulunmayan Hadisler:
1-) 'Ümmetimden Kur'an okunduğunda huşu duyan kimseler görürsün. Talk b. Habip bunlardandır.'
2-) 'Nefis azığını hazırladığında itmi'nana erer.'
3-) 'Üzerinde dünya zebanisi bulunan bir kalbin, ahiretin tadını alması mümkün değildir.'
4-Davud (a.s.)'a güzel ses verilmiştir. Güzel sesiyle Zebur'u okuduğunda Cinler, insanlar, vahşi hayvanlar ve kuşlar kendisini dinlerdi. Güzel sesinin etkisiyle onun meclisinde 400 kişinin öldüğü nakledilmiştir.'
5-) 'Allah Resulüne Kur'anı en güzel kimin okuduğu sorulunca, 'Allah korkusuyla Kur'an okuduğunu görüp hissettiğiniz kişi' diye cevap vermiştir.
6-) 'İnsanlar kendilerini sarhoş sanırlar. Oysa sarhoş değildirler. Allah'ın Yüceliğinin onların kalplerine verdiği sarhoşluk, onların akıllarını gidermiştir.'
7-) 'Hz. Peygamber (s.s.) namaza durmak istediğinde, 'Cebbar olan Melik'in çıkıyorum' dedi.'
8-) 'Kürsi'ye göre Cebrail (a.s.) sureti, zırhın içinde ki demir halka gibidir. Kürsi, Cibril ve Arş bunların hepsi, ilim ehline görünen melekût'a oranla, çölde ki kum tanesi gibidir.'
El Lüma'da bulunup ta zayıf ve uydurma olanlarda şunlardır:
1-) 'En büyük düşman iki yanın arasında ki nefisindir.'
2-) 'Dünya sevgisi her kötülüğün başıdır.'
3-) 'Mü'minin korkusu ile ümidi tartılsaydı ikisi de birbirine denk gelirdi.'
4-) 'Allah kardeşim İsa'ya rahmet etsin. Yakini biraz daha artmış olsaydı, gökyüzünde yürüyecekti.'
5-) 'Bildiği ile amel eden kişiyi, Allah bilmediği şeylerin bilgisine varis kılar.'
6-) 'Benim Allah ile öyle bir vaktim var ki, o vakit beni Allah'tan başkası kuşatamaz.'
7-) 'Ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız doğru yolu bulursunuz.'
8-) 'Dinin esası vera'dır.'
9-) 'Bir istekte bulunan kişi doğru sözlü ise, onu geri çeviren iflah olmaz. Bu hadisle ilgili mevzuat kitaplarında 'Bu bapta sahih bir hadis yoktur, isnatları güçlü değil, aslı yok.'
10-) 'Kalpler kendilerine iyilik yapanları sevecek, kötülük yapanları sevmeyecek özellikle yaratılmışlardır.'
11-) Allah'ın velisi güzel ahlak ve cömertlik üzere yaratılmıştır.'
12-) İman, şekilcilik ve temenni değil, kalpte yerleşen ve amellerin doğruladığı şeydir.'
13-) Rivayet edildiğine göre bir adam Hz. Peygamber (s.a.)'e gelerek şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Resulü! Bana ilmin inceliklerini öğret.' Bunun üzerine Hz. Peygamber: 'İlimden önce ne yaptın İlmin başlangıcını sağlam yap, sonra gel, sana ilmin inceliklerini öğreteyim' buyurdular.
14-) 'Cennete arzu duyan hayırlara koşar.' Hadis hakkında Iraki ve Elbani 'Zayıf' hükmü vermişlerdir.
Yukarıda naklettiğimiz çok zayıf ve asılsız haberlerin muhtevalarını göz önüne aldığımızda hicri 4. asırda artık tasavvufa tartışmalı haberlerin girmiş olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz. Bu olgunun en bariz delili, hiçbir hadis mecmuasında yer almayan 'Benim öyle bir vaktim var ki, o vakit beni Allah'tan başkası kuşatamaz' sözüdür. Bu söz tasavvuf literatürüne ilk defa Sarrac'ın 'el-Lüma' isimli kitabı ile girmiştir.
Tasavvufun başladığı tarihten günümüze kadar bu hadis hemen bütün tasavvuf kitaplarında Tevhid, fena, beka konularında delil olarak kullanıla gelmiştir. Mutasavvıflar bu sözü öyle değerlendirmişler ki, 'Madem Hz. Peygamberin öyle bir hali oluyor ki, Allah'tan başkası onu kuşatamıyorsa, Onun varisi olan Velilerde daha yüksek konuma çıkabilirler' anlayışına girmişlerdir. Bu anlayış sayesinde velileri o kadar yüceltmişler ki içlerinden, 'Peygamberler, velilerin ayağını tozuna bile yetişemez' diyen gafiller bile çıkmıştır
'Bu ve bundan önceki altı yazı, Muhittin Uysal Hocanın hazırlamış olduğu Tasavvuf kültüründe hadis isimli eserinden istifade ederek hazırlanmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.