
Şadiye ÖZTÜRK
Tenkidî / eleştirel düşünme, cahilliğin en etkili düşmanlarındandır
Sadece okumak, cahilliği yok etmede tek başına yeterli olabilir mi
Ne kadar çok okursanız okuyun, eğer okumuş olmak için okuyorsanız, okuduklarınız ruh ve beden sağlığınızı bozucu özelliğe sahipse; okuduklarınızın mahiyetinde size ve sevdiklerinize zarar verme, yanlış yönlendirme ve karar verdirme kastı varsa; doğru kaynak seçme veokuduklarınızı anlama gayretiniz yoksa ve okuduklarınızı anlamıyorsanız veya anlayamıyorsanız, anlıyor ama anladıklarınızı geçmiş yaşantılarınızla ve geleceğinizle ilişkilendirme ve tenkidî düşünme beceriniz yoksa; okuduklarınızı günlük hayatınızda, iş ve meslekî hareketlerinizde ve sosyal çevrenizde müsbet manadakullanmıyor veya kullanamıyorsanız, size 'okumuş insan' denilebilir mi Ne demiş merhum Yunus Emre:
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır.
Peki sadece, çevrenizdeki hayatı ve olayları duyu organlarınızla veya sesli görüntülü araçlarla takip etmek, cahilliği yok etmede tek başına yeterli olabilir mi
Ne kadar çok takip ederseniz edin ve ne kadar çok beşerî hayatın içinde olursanız olun,eğer, kişileri körü körüne kafanıza takıp kalmışsanız, olaylara sadece tek bir pencereden bakma inadınız varsa ve bu inadınız şartlanmışlıklarınızın hezimete uğrayacağı korkusundan da kaynaklanıyorsa ve de bu pencerenizden baktıklarınızı, sadece insanlarla konuşurken malzeme olarak kullanma ve dayatmada, konuşmuş olma ve akıl çelme maksadıyla kullanıyorsanız; sevgi, saygı, hoşgörü, empati kurma ve peşin hükümlü olmama erdemine sahip değilseniz,hayatı takip ediyor görünmek ve böyle bilinmek içinse bu çabanız; dinledikleriniz, seyretmeleriniz ve takipleriniz ruh ve beden sağlığınızı bozucu özelliğe sahipse; bu şekilde takip ettiklerinizin mahiyetinde size ve sevdiklerinize zarar verme, yanlış yönlendirme ve karar verdirme kastı varsa; doğru kaynak seçme ve duyduklarınızı ve gördüklerinizi anlama gayretiniz yoksa ve anlamıyorsanız veya anlayamıyorsanız; anlıyor ama anladıklarınızı geçmiş yaşantılarınızla ve geleceğinizle ilişkilendirme ve tenkidî/eleştirel düşünme beceriniz yoksa; işittiklerinizi ve seyrettiklerinizi günlük hayatınızda, iş ve meslekî hareketlerinizde ve sosyal çevrenizde müsbet manada kullanmıyor veya kullanamıyorsanız;şüpheciliğiniz yoksa ve neden, nasıl, nerede, ne zaman gibi soruların cevaplarını düşünmüyor ve bu cevaplar arasında organik bağlar kuramıyorsanız;size/bize'akil insan' denilebilir mi
Şu bilinen bir gerçektir ki, 'Küçük beyinler kişileri, orta beyinler olayları, büyük beyinler fikirleri tartışırlar' tenkid ederler, eleştirirler, konuşurlar, istişare ederler.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, bu mukaddes toprakların mensubu ve insanları 78 milyon insan olarak, kafamızı ellerimizin arasına almalı;maddî ve manevî değerlerimizi ve varlıklarımızı, bütünlüğümüzü, geleceğimizi ve huzurumuzu;şahsî ve politik mülahazalarımıza harcatmamalıyız. Aklî melekelerimizi devre dışı bırakarak, futbol takımı tutar gibi,hemen hemen hepsi de bize ait olan parçalardan birini tutarak, diğerlerini rakip olarak görme gafletine kapılmadan; ülkemizin geçmişi ile bu gününü doğru ve tarafsız bir şekilde kıyaslayarak ve eleştirerek düşünmeli, muhakeme etmeli; tercihimizi, uzun yıllar çalışarak ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine, zenginleşmesine, huzur ve barış içerisinde yaşamamıza hizmet etmiş olan tecrübeli ve en büyük parçamızdan yana kullanmalı, onunla birleşmeli ve çok büyük bir bütün, güç, kuvvet ve kudret olmalıyız.
Şimdi bu fikri ve diğer bütün şıklara ait fikirleri, tarafsız fakat tarihimiz, kültürümüz, değerlerimiz, istiklalimiz ve istikbalimiz çerçevesinde tenkitçi, eleştirel bir yaklaşımla düşünelim!
İstikrarlı ve huzurlu bir gelişme seyrindeyken, katilcahillerin, dahilî ve haricî ağababalarını da arkalarına alarak, bizi kaosa ve bölünmeye, huzursuzluğa, kan dökmeye, bu ateşin içine sokmaya çalıştığı bir dönemdeyiz. Bunun böyle olduğunu hepimiz biliyoruz ve yaşıyoruz. Kainatı, insanları yaratan ALLAH (C.C.), her şeyi görüyor, biliyor ve de bizi imtihan ediyor. Hangimiz, yersiz hırs ve inatla, tenkidî/eleştirel düşünmeye yer vermeden, yanlış bir tercihte bulunur da doğruları giderirsek ve tercihlerimiz boşa giderse;böylece bu kan ve ateşin, bu necip millete zarar vermesine zerre kadar da olsa vesile olursak; bu büyük bir vebaldir ve imtihanı kaybederiz; cahilleri ve onların ağababaları olan hasımlarımızı sevindiririz, oyunlarına geliriz, tuzaklarına düşeriz. Halimize kıs kıs gülerler. Atalarımızın kemiklerini sızlatırız. Bize o zaman, 'akil insanlar' denilebilir mi
Unutmayalım ki bu ve buna benzer bütün tercihlerimiz, çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini de yakından ilgilendiren ciddî ve tarihî davranışlarımızdandır. Hani o kültürel,baba ve oğulları ile ilgili hikayemizde de tavsiye edildiği gibi, parmak kalınlığında bir çöp tek başına olursa kolay kırılır, ama birkaç tanesi birleştirildiğinde güçlenir, kırılması mümkün olmaz.
Günlük hayatla ilgili olarak, yeri geldiğinde, tenkidî/eleştirel düşünmeye ne kadar çok yer verirsek, o kadar çok kendimize, ailemize ve bütün insanlığa faydalı fikirler üretiriz. Böylesine fikirler üretmeye, tartışmaya, konuşmaya, istişareye devam ettiğimiz sürece de 'büyük beyinler' çoğalır, cahiller ve cahillikler yer bulamaz, kendiliğinden yok olur gider.
Bir olalım, kardeşliğimizi devam ettirelim, birbirimizi ve insanları sevelim, hoşgörülü olalım, iri olalım, kudretli ve diri olalım. Allah, yar ve yardımcımız olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.