Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

Vakit İyilik Vakti, Bu Ramazan Ve Her Zaman

His dünyamızın bize en çok emrettiği şey, iyilik!.

Yani, bir fakire sadaka vereceğimiz zaman, biraz fazlasına elimiz gittiğinde nefsimiz bizi engeller de; merhamet, yardımlaşma, kendini bir an için onun yerine koyma gibi hislerimiz 'ver!' diye emreder ve içimizi ılık bir mutluluk kaplar ya.

Zulümden kaçan biri kapımızı çalar yardım ister, nefsimiz bize bir sürü maddî hesaplar yaptırır, 'sakın alma onu içeri' der de; işte o zaman acıma, koruma, yaşatma gibi insanî hislerimiz bize 'aç kapını' diye emreder, yüreğimiz ferahlar ya.

Bir çaresizin bizden acil olarak yardım istediği, çare aradığı bir anda, dünyalık işlerimizin telaşı ile 'zamanım yok, başka biri yardım etsin' gibi düşünürüz de; vicdanımız buna müsaade etmez, 'böyle bir iyilik fırsatını sakın kaçırma' der ve yadım ettiğimizde de, büyük bir mutluluk ve yüce duygular yaşarız ya. İşte bu hallerimiz, fıtratımız gereği irademizi iyilikten yana kullandığımızın işaretidir.

Şunu hiç unutmayalım ki, rızkı veren Allah'tır (C.C.).

Hani derler ya, 'İyilik yap at denize, balık bilmezse Halik bilir.'

Darda kalmışa, açlık ve susuzluk çekene, yoksula, yetime, fakire, eziyet görene, savaşın çaresizlerine, derdi olana, hastaya, ihtiyara, bebeğe, çocuğa, yetime öncelik vererek yapmaya çalıştığımız şeydir 'iyilik'.

Hiçbir ayrım gözetmeden bütün insanlara; düşünerek, tebessüm ederek, davranışlarımızla, dilimizle, elimizle, karşılık beklemeden ve samimi olarak yaptığımızda; karşımızdakinin bunu hemen anlayabileceği; hem kendimizi, hem de karşımızdakini mutlu edecek, sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirecek tutum ve davranışlarımızdır 'iyilik'.

İyilik, Allah'ın emridir ve İlahî Kitaplarda en çok zikredilen kelimelerdendir. Kötülüklerle mücadelede en tesirli silahtır ve her zaman galip gelmeye muktedirdir 'iyilik'.

Adam gibi adam olmanın, insan olmanın, kamil olmanın ilk şartıdır 'iyilik'.

'Şüphesiz ki Allah (C.C.) her şeye karşı iyiliği yazmıştır (emretmiştir).' Yani, insanın insana, insanın hayvanata ve insanın eşyaya, hülasa, insanın yaratılan her şeye iyi davranması emrolunmuştur. Ayağımıza giydiğimiz çoraptan tutun da, evimizdeki ve işyerimizdeki eşyaya kadar, bütün nebata/bitkiye, yiyeceğe, içeceğe iyi davranmamız, yırtmamamız, kırmamamız, bozmamamız, israf etmememiz; karıncayı dahi incitmememiz emredilmiştir. Bu emre itaat etmek, hem dünya hayatımız ve hem de ahir ömrümüz için bizim menfaatimizedir.

Allah (C.C.) Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de kullarına/bize şöyle vaadetmiştir: 'Her kim zerre miktarı bir hayır/iyilik yapmışsa onu görecek ve her kim zerre miktarı şer/kötülük yapmışsa/işlerse onu görecek.', hem bu dünyada hem de ahirette. Hani halk tabiriyle mutlu olan biri için 'o bunu hakketmişti' veya tersi bir durum için 'ettiğini çekiyor' deriz ya.

İnsanın fıtratı, güzel ahlak temeli üzerine bina edilmiştir. Hani 2, 3 yaşlarındaki çocuklar istemeyerek buna muhalif davrandıklarında, kendilerine bu davranışlarının yanlış olduğu öğretilmediği halde, suçluluk hissiyle mahcup olur ve hatta bazen de ağlarlar ya, işte onların bu hali, insanın yaratılış fıtratının mükemmelliğinin ispatlarından biridir. İyiliğin kaynağı/anası güzel ahlaktır. Kötülük nefistendir. Nefsin ürünleri olan kibir, kin, ve kıskançlık/hasetlik ise yalan, dedikodu ve fitne gibi kötü huyların kaynağıdır. İmtihanımız gereği iyilik ve kötülük bir arada sunulmuştur insanlara ve tercih hakkı bize bırakılmıştır.

Bu imtihan dünyasında iyilikler görür ve yaparız, mutluluklar yaşarız. Fakat maalesef, özellikle de günümüzde, çok çeşitli kötülüklere de maruz kalırız; iyilik yaparız kötülük görürüz, hakkımızda dedikodu çıkarılır, dostlarımızla, dindaşlarımızla aramızı açmaya, bizi birbirimize düşürmeye, hatta öldürtmeye, savaştırmaya çalışırlar; itibarımız yok edilmeye çalışılır; sabırlı ve dürüst davranırız, efendiliğimizi veya hanımefendiliğimizi bozmamaya çalışırız, korkak ve aptal zannediliriz; borçlumuzu Allah rızası için sıkıştırmayız, borcunu ödemez; birbirimize ikram veya iltifat ederiz, dalkavukluk derler; biraz bir şeylere sahip oluruz, hasetlik eder, engellemeye çalışırlar; buna benzer misaller saymakla bitmez.

Peki ne yapmalıyız

Allah'a imanından şüphe etmediğimiz halis dostlar edinmeli, sık sık buluşmalı, görüşmeli, istişare ve sohbetler etmeliyiz. Kendimiz de Allah'ın istediği gibi bir kul olarak yaşamaya çalışmalıyız. Ailemizi, çocuklarımızı ve mümkünse yakın akrabamızın ve dostlarımızın çocuklarını da bu doğrultuda yetiştirmeye, terbiye etmeye çalışmalıyız. Asla tembellik etmemeli, çok çalışmalı ve çok okumalıyız. Uyanık olmalı, hasımlarımızın bütün oyunlarını bozmalı, bu yönde Allah'tan yardım dilemeli, kötü huylu insanların ıslahı için dua etmeliyiz. Her ne olursa olsun inadına herkese, kendimize ve her şeye karşı iyi düşünmeli, iyilik yapmalıyız.

İnadına iyilik, inadına iyilik, iyilik!

Allah vaadinden dönmez ve muktedirdir.

Kötülük hiçbir zaman galip gelememiş ve gelemeyecektir.

Bilindiği gibi, Diyanet İşleri Başkanımız Sayın/Muhterem Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ramazan ayından önce, yaklaşan Ramazan ayı münasebetiyle bir basın toplantısı düzenledi ve 2015 yılı Ramazan ayı temasını kamuoyuyla paylaştı. Bu tema, 'Vakit İyilik Vakti, Bu Ramazan Ve Her Zaman' idi.

Günümüz dünyasında ve özellikle bulunduğumuz coğrafyada bunca kötülükler, acımasızlıklar, savaşlar ve dinkırımlar cereyan ederken, böyle bir emrin, tema olarak işlenmesi çok isabetli olmuştur. Ama bu sadece slogan olarak kulaklarda kalmamalı, zihnimizde yer etmeli ve hayatımızın her anına müdahale etmelidir. Hepimiz yeri geldiğinde ve mümkün olduğu kadar, sık sık birbirimize, çocuklarımıza, 'vakit iyilik vaktidir' diyerekten bunu hatırlatmalı, daima gündemde tutmalıyız.

Haydi! Vakit iyilik vaktidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi