Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

RAHMAN

Onu duy, O'nu hisset, aşkla, şevkle O'nu an,
Mümin, kafir herkese dünyada verir RAHMAN

'Dünya da inanan inanmayan ayırt etmeksizin herkese merhamet eden, şefkat gösteren, acıyan.
Rahmeti sonsuz olan. Kendisine inanan ya da inanmayan herkese rahmet ve merhametinin bütün nimetlerini ayrım yapmadan sunan.'

'Rahman'a bu anlamları yükleyebiliriz.
Bu güzel ismi her söyleşimde kalbime bir huzur dolar.
Bir ferahlık hissederim. Hani sıcakların sıcağı bir günde serin bir yel eser... Terlemek üzere olan alnınızı yalar saçlarınızı savurur... İşte öyle bir ferahlık duyarım.
Allah'ın her güzel ismi oluşturur bu hissi ama dilimin söylediğine kalbim de iştirak ederse. Beyin, kalp ve dil bütün samimiyetiyle bu söyleyişi hissederse günahlardan sıyrılmamak diye bir şey olmaz.
Önce Rahman ismini ilk duyduğum günle ilgili hatıramı anlatmak istiyorum:
Beş veya altı yaşındaydım. Ahmet Dedelere misafirliğe gitmiştik. Yüzü hep gülen, saçında ve kendisine çok yakışan sakalında beyazları siyahlardan daha fazlaydı. Kızdığını ve kaşının çatıldığını hiç görmediğim bir büyüğümüzdü Ahmet Dede. Öz dedem değildi ama yakın hısımımızdı. Güzel mi güzel bir bahar gecesiydi. Dışarıda ılık bir hava vardı. Misafirliğimiz bitip çıktığında tatlı tatlı bir yağmurun aheste aheste yağıyor olduğunu gördük. Babam, şemsiyeyi açtı, elimden tuttu... Eli sımsıcaktı. Sokak lambasının ışıklarında binlerce, yüz binlerce yağmur tanesi, gümüş damlası gibi iniyordu aşağı.
Ahmet Dede şefkati hatırlatan ses tonuyla;
'Rahmet başlamış...'
Rahmetin yağmur olduğunu bu sözden sonra öğrenmiştim;
'Ekin için, bağ-bahçe için iyi olur bu Rahmet ...' diye ekledi ardından.
Babam onayladı.
O yağmur şemsiyemizin üstüne merhametin ve rahmetin bestesini yaparak inerken, babamın sıcak elini tutuyordum. Yağmurda yürümeyi o günden beri çok severim... Şemsiyeli ya da şemsiyesiz hiç farketmez.
Ahmet Dedenin söyledikleri çınlıyordu kulaklarımda;
'Ekin için, bağ-bahçe için iyi olur bu Rahmet ...'
Bu yağmur, yani bu rahmet damla damla sarıyordu her yeri. Düştüğü yerden kırmızı bir gül, sarı bir çiçek, yeşil bir yaprak, tatlı bir üzüm tanesi, lezzetli bir kayısı olarak fışkıracaktı.
Ve sonra o güzelliklerin üzerinde yine Rahman'ın can verdiği, kanadına binlerce inci dizilmiş kelebekler dans edecekti.
Güzeldi şu rahmet denilen şey. Sonra bunun Rahman'ın rahmeti olduğunu öğrendim.
Rahmeti de seviyordum Rahman'ı da.
Daha sonra Rahman olan Allah'ın, her yağmur tanesini ayrı bir melekle indirdiğini öğrendim. Bununla beraber öğrendiğim bir başka konu; Rabbimin ne kadar büyük olduğuydu. Meleklerin indirdiği rahmet taneleri gözümde daha da sevimlileşti.
Belki de namaz kılmayı bunun için sevmeye başladım. Çünkü her Rahman deyişimde rahatladığımı hissediyordum. Gamımı kederimi, tasamı üzüntümü, ümitsizliğimi karamsarlığımı ve daha daha nice olumsuz duyguları seccadede bırakarak tamamladığım namazlarda Rahman diyordum, Rahiym diyordum. Ve sadece bütün olumsuz duyguları bırakmak olmuyordu karım, seccade olumlu duygular yeşerten bir bahçe oluyordu; huzuru, sevinci, görev yapmış olmanın mutluluğunu, güveni, sevgiyi deriyordum kucak kucak.
Bir günde kırk rekat namaz kılındığına göre, her rekatta biri besmelede biri de Fatiha'da olmak üzere, iki sefer 'Rahman' dediğimize göre, seksen defa Rahman diyorduk. Bu güzel ismi her söylediğimizde yüreğimizde sıcaklık hissetmek ideal olanı. Ama insanız işte, eksiğiz bazı yönlerimizle. Hepsinde değil de yarısında, onda birinde hatta sadece bir sefer Rahman deyişimizde Rabbimizin rahmetini hatırlayıp ürperirsek ne mutlu bize.
Böyle bir ürpertiyi hisseden yüreklerin cehennem ateşini tatmayacağını kuvvetle ümit ediyorum.
Mümkün olduğunca besmele çekmek istiyorum bu güzel sıfatı sık tekrar etmiş olmak için... Yemek yerken, su içerken, bir kapıdan girerken, yazıya başlarken, bilgisayarı açarken ve kaparken. Her hayırlı işe onu anahtar yapmak mutlu ediyor beni...
Ve Rahman kelimesi rahmeti, rahmet kelimesi alemlere inen nuru hatırlatıyor. O mübarek dudaklardan dökülen sözlere bakalım:
'Ben lanet etmek, insanları ilahi rahmetten uzaklaştırmak için gönderilmedim; ancak alemlere rahmet olarak gönderildim.'
Rahmanın zikredildiği Kur'an-ı kerim ayetlerinin bazılarına bir göz atalım;
'İman edip hayırlı işler yapanlara gelince, Rahman onlar için bir sevgi oluşturacaktır. (Meryem Suresi-96)
Bazen sorarlar; 'Niçin Allah'a inanmayanlar dünyada lüks içinde yaşıyor ... Müslümanlardan daha çok ekonomik imkan içindeler '
İşte bu işin sırrı 'Rahman' sıfatında. Rabbim yarattığı her kulun dünyadaki rızkını eşit olarak yaymış. Ve herkesin alın teri el emeğinin karşılığını dünyada vermiş. Dünya için çok çalışan bunun karşılığını buluyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi