Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

Zor yokuştan çıkış ve Hz. Peygamber´in rehberliği

Zor zamanlardan geçiyoruz. Zor imtihanlardan. Hepimiz deneniyoruz. Duygularımızla, kelimelerimizle, tercihlerimizle ve mensubiyetlerimizle deneniyoruz. Hayata dair beklentilerimizle. Nereye gitmek istiyoruz Nasıl gitmek istiyoruz Bir müşkil vetirede yaşıyoruz.
İşte böyle bir süreçte müminler olarak referansımız olan Kuran ve onun yaşanmış modelini ortaya koyan Hz. Peygamberin örnekliğine yönelmek sorumluluğumuz var. Hepimizin yaşadıklarımıza dair inandığımız değerlerden referanslar almak vazifemiz var.
Bize örnek olarak gönderilmiş , kendisine tabii olmamızın istendiği , rahmet vesilesi , sevgimizin melcei Hz. Muhammed'in hayatından modellemelere ihtiyacımız var. Yüce bir ahlak üzere olan son peygamber ilahi emirleri tebliğ ederken bir amaçla var idi. Toplumu tezkiye etmek ve dönüştürüp değiştirmek. O bu değişimi başarmıştır. İnsanlığın gidişatını değiştiren bir medeniyeti Dünya tarihine müessir bir rol ile sokmuştur.
Hz. Peygamber, değişim ve dönüşümü emeğiyle gerçekleştirmiştir. Ashabı ile birlikte gerçekleştirmiştir. Risalet görevini yüklenmiş bir insan olarak gaybı bilmeyen , kendi başına mucize göstermesi mümkün olmayan beşer özellikleriyle bunu başarmıştır. Bizlere yeni değişim ve dönüşümlerin nasıl yapılabileceğine dair kaideler öğretmiştir.
Bu zor zamanda, her kafadan bir sesin çıktığı ortamda Hz. Peygmaber'in hayatından ivedi neleri ön plana alabiliriz
Şüphesiz hepimiz kendi çapımızda liderlik özelliği ve sorumluluğu olan insanlarız. Peygamberimizin ifadesiyle hepimiz çobanız. Sorumluluğumuzun taallük ettiği insanlardan mesulüz. Bu bir hiyerarşik dikey ilişki biçimi değildir. Yatay bir iletişim ve ilişki düzeyinde bir birbirimizden sorumluyuz. Liderlik ruhumuzu okşayan bir değerdir. Ya bunun gereği...
Çoğu zaman da bu sorumluğu nasıl yerine getireceğimize dair tereddütler yaşarız. Bir bilen, bir yol gösteren olsa diye içimizden geçirdiğimiz olur. Buna dair Hz. Peygamber'in hayatından öğrenebileceğimiz bir yöntemi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Peygamberimizin örnek alabileceğimiz yönleri insan olarak başardığı alanlarda içkindir. Biz bir peygamber olamayız. Mucizeler gösteremeyiz. Onun insani yönlerini anlamaya ve ilkeler üzerinden günümüze taşımaya muhtacız. Hayata dair zorluğu her alanda yaşıyoruz. Her alanda aşamadığımız bir mutsuzluk ve huzursuzluk var. İyiliğe dair tecrübe eksikliğimiz var. Nereden başlayalım derseniz, başlangıç noktamız;
1.Doğru bilgi olmalı. Hayatın anına dair doğru bilgi huzurun kaynağıdır. İnsani ilişkilerimizde her duyduğumuzu doğru zannedip, dedikodular üzerine bir dünya inşa ettiğimizin farkında mıyız Halbuki doğru bilgi; devletin, ordunun, ilmin ve dahi bireyin hayata dair her neyi varsa anlamını kavramasının kaynağıdır. Her ne işle uğraşıyorsan, ne derdin varsa, seni ağlatan ve güldüren her ne ise, değişim işte buradan başlar. Hakkında bilgin olmayan şeyin peşine düşme ayetinin de söylediği budur. Sana rehberlik edecek, sana yol açacak değer doğru bilgi olsun. Dostlarınla ilişkilerini doğru bilgi üzerinden kur. Ortada dolaşan dedikodular ışığın olmasın. Aileni duyduklarınla değil doğru bilgi üzerinden yaşat ki sen de yaşayasın.
2.Doğru bilgiyi nasıl kullanacağını belirle. Yani istişare et. Biz yalnız yaratılmadık. Yalnızlığa göre değiliz. Birbirimize muhtacız. İnsan insana, devlet devlete muhtaçtır. Doğru bilginin hayatına doğru yön verebilmesi için istişare et. Danış. Gönül dünyamızın sevgilisi Hz. Muhammed başarılı bir rehberlik ve liderlik ortaya koydu ise bunda istişarenin büyük payı vardır. Ailede istişare et, iş yerinde istişare et, karar verip uygulamadan önce istişare et. Devleti yönetirken istişare et. İstişaresiz yol yol değildir. Hüsrana gidiştir.
3.Tedbirli ve ihtiyatlı ol. Doğru bilgiyi elde etmek, ardından istişare etmek yetmez. Bunun gereğini yap. Çıkan neticeyi uygulamaya koy. Tedbir ve ihtiyat olmadan istişarenin anlamı olmaz. Peygamberimiz müminlerin kaderini etkileyen her işte mutlaka istişare etmiş ve gereğini yerine getirmiştir. 'Ben peygamberim ben bilirim' gibi tavır takınmamıştır.
4.Tevekkül ve dua son azığın olsun. Tevekkül ve dua verilen bir emek sonrası anlamlıdır. Hiç emek vermeden dua etmek duanın kabulünü engeller. Deveni bağla sonra tevekkül et diyen bir peygamberin müminiyiz. Her neyin tasasını duyuyorsan, neyi kurtarmak istiyorsan çalış çabala gücün tükendikten sonra o zatı zülcelale dayan ve güven. Tevekkül et, dua et. O bizim sahibimizdir. İyilik için çabalayanların iyiliklerini zayi etmez.
Salat ve selam ona tabi olanların üzerine olsun.
el-Ahzab 33/21
Al-i İmran 3/32; en-Nisa 4/136
el-Enbiya 21/107
el-Ahzab 33/6
el-Kalem 68/4
el-Ahzab 33/40
Al-i İmran 3/164; el-Cum'a 62/2-3
el-En'am 6/109-110
Yûnus 10/20

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi