"Her baba evi öyle sanıldığı kadar güvenli değildir.
Aksine çoğu baba evi tehlikenin merkezidir.
Ve bazen sokaklar o baba evinden çok daha güvenlidir.
Hısım akraba ne derse desin, elâlem ne düşünürse düşünsün, hiç kafaya takmayın.
Geleneklerin, inançların, korkuların pabucunu dama atın.
Sokakların, sizi bir ömür korkuya tutsak kılan bir baba evinden daha tehlikeli olduğunu söyleyenlere gülüp geçin.
Sokaklar, tehlikeli değildir; tehlike sizi o sokaktan külliyen men eden eril adaletsizliktedir.
O yüzden siz bir çarpın baba evinin kapısını, sokaklara çıkın.
Tartışın, sorgulayın, araştırın, bir de dans edin. Çok dans edin.
Bağıra bağıra şarkılar söyleyin, sesinizi yükseltmekten ve dilediğiniz zaman ağız dolusu gülmekten hiç çekinmeyin.
Kaçın o evden, kaçın kurtulun.
Sokaklar siz özgürce orada dolanmadığınız zaman tehlikeli.
Ahlak, asıl siz dilediğiniz gibi yaşamadığınız sürece çökmekte.
Kaçın o evden, size dayatılan hayatı değil, kendi tercih ettiğiniz hayatı yaşayın.
Hayatınızın hedefine “evliliği” değil, mutluluğu koyun.
O baba evini terk edin.
Vurun kapıyı çıkın o baba evinden.
Önce sizi korkutan sonra da bu korkuyu bahane ederek sizi eve tıkan aklın egemenliğine kafa tutun.
O tekinsiz baba evini terk edin kızlar; derhal terk edin."
(Mine SÖĞÜT - CUMHURİYET)
***
Hani bir zamanlar; başörtülü ve sakallı görüntüleri eşliğinde" Tehlikenin farkında mısınız " diyordu ya, Cumhuriyet.
O sakallı ve başörtülüler bu Ülkeye asla tehdit olmadılar ve olmazlar...
Ama bu Milletin harcı, çimentosu olan Aileyi, düşman bilen şer odaklarının yaman taarruzları karşısında, şimdi biz soruyoruz;
Mine söğüt gibi baba katilleriyle saf tutan,
LGBT ile yan yana yürüyen,
İstanbul sözleşmesini savunmak adına din düşmanlarıyla halvet olan KADEM ve onun cümle yalaka, yardakçı, ayakçı... vs. avaneleri...
Sizde zerre kadar insaf kaldı ise eğer,
Şimdi biz soruyoruz:
TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ