Geceyi tütsüleyen yollardan geçmek varya

Şafağa yürürken  bir yıldıza tutulmak

Senin de zoruna gider miydi bu kadar

Yüreğe narkoz basıp gerçekle uyutulmak ...

Gecenin karasını sürmeliyor gözlerim

Musa'nın ateşinden gelir gibi bir ses var

Çöllerime dökülen ölü tozu dirilmiş

Kızgın saca içimde nasıl da yağıyor kar

Yaşamak  ölmeyi ölçüm için değil mi

Daha neden varlığa yokluktan bu libaslar

Biraz mutluluk biraz hüzün biraz işte

Açılıyor insana mezarda son kucaklar.

 

Çıngılar alevleniyor geçmişe rüzgar eser

Bir kelebek kanadında küçücük bir benektim

Üç beş yaşına kadar sebepsizce gülerken

Her ağladığımda sanki kundaktaki bebektim

Annem sarılmadı hiç babam da sus demedi

Midem doydu da bazen gönül azık yemedi

Şimdi nedir bu alev, yananı yine yakar

Bir yangının yeri kaldı külü rüzgar düşünür

Saksıda su buharda çiçekler göğe bakar

Bitenler bitmiş artık sonu bahar düşünür.

 

Karanlığın koynunda ılıktır gözyaşları

Rüzgarların kanadına saklanır tüm dualar

Bir hortum olup göğü delmek isterken zorla

Dibine tuzu çöken denizlerin içinden

Saklanmak ne de zormuş içindeki bu korla

Geceyi tütsülüyen yollardan geçiyorum

Siyah ve beyazlardan renkleri seçiyorum

İşte yine kırmızı yeşillere dolanmış

ipi kopan tesbih zaman günlerimin içinde

Yalan dünya meğer kendinden de yalanmış.

 

Geceyi tütsüleyen yollardan geçmek varya

Şafağa yürürken  bir yıldıza tutulmak

Senin de zoruna gider miydi bu kadar

Yüreğe narkoz basıp gerçekle uyutulmak ...

Gecenin karasını sürmeliyor gözlerim

Musa'nın ateşinden gelir gibi bir ses var

Çöllerime dökülen ölü tozu dirilmiş

Kızgın saca içimde nasıl da yağıyor kar

Yaşamak  ölmeyi ölçüm için değil mi

Daha neden varlığa yokluktan bu libaslar

Biraz mutluluk biraz hüzün biraz işte

Açılıyor insana mezarda son kucaklar.