
Şadiye ÖZTÜRK
İnsanları kategorize ederek, genelleyerek değerlendirmek, cahillik midir
'Falan şehrin insanları şöyledir.',
'Bizim ırkımız üstün ırktır.',
'Benim dinimden olduğunu söyleyenlerden hiçbirinin yalan söylediğini duymadım.',
'Filan derneğin, partinin, sendikanın, örgütün üyeleri kötü insanlardır.',
Meslek grupları ile ilgili olarak; bütün öğretmenler, doktorlar, akademisyenler, fırıncılar, kasaplar veya diğerleri için, '…iyidirler.' veya '…kötüdürler.',
Gibi genel değerlendirmeler yapmak doğru olur mu
Benim milletim, benim soyum, benim hemşehrilerim, benim akrabalarım, benim dönem arkadaşlarım, benim çocuklarım, benim köylüm, benim ilçelim, benim ideolojim, benim hayat tarzım, gibi genellemeler yaparak methiyeler dizsek ne derece doğru olur
Bunları ve benzerlerini, başlarına 'benim' değil de, 'senin ..', 'sizin ..' veya 'onların ..' kelimelerini getirerek, genellemeler yapıp yerden yere vursak, kötülesek aceba doğru olur mu
Hepimiz, bütün insanlar, Adem ile Havva'nın torunları değil miyiz Günümüz dünyasının bütün insanları da Nuh'un Gemisinden inenlerin çocukları/torunları değil mi
Habil ile Kabil; Hz.İbrahim ile Babası; Hz.Yusuf ile kardeşleri; ibret/örnek olarak yetmez mi Kendi özel hayatımızda, çok güvendiğimiz sevdiğimiz, çeşitli fedakarlıklar yaptığımız insanların bizi üzen davranışları olmuyor mu Bazen de araya mesafe koyduğumuz kimi insanların bizi şaşırtan ve mutlu eden davranışlarıyla karşılaşmıyor muyuz
Şunu unutmayalım ki, dünyada yaşayan yaklaşık yedi milyar insan olarak, her birimizin parmak izi nasıl ki emsalsiz ise, karakterlerimiz de öyledir.
İnsanlar günlük özel yaşantılarında bile bazen, farklı saatlerde değişik haleti ruhiyeler içinde yaşarlar. Aynı insan bazen kırar döker, bazen de adeta dünyanın en sempatik insanı oluverir.
Yani kötü insan, iyi insan diye bir şey yoktur. Kötü huylu veya kötü ahlaklı; ya da iyi huylu veya güzel ahlaklı diye değerlendirme yapmak daha doğrudur. Bütün insanlar çok kıymetlidir. Her insan kainatın küçük bir numunesidir. Allah (C.C.) meleklerden daha üstün olarak yaratmıştır insanları.
Bir küçük cep telefonuyla dünyanın diğer ucundaki bir insanla görüntülü olarak konuşabiliyorsunuz, arada ne bir kablo ne de gözle görülebilen başka bir vasıta yok. İnsan oğlu bu teknolojiyi aklını kullanarak buluyor, kullanıyor. Biniyorsunuz tayyareye/uçağa, 1000 km.lik yol mesafesini yaklaşık 1,5 saatte katediyorsunuz; birkaç tıklamayla oturduğunuz yerden ödemelerinizi yapıyorsunuz ve daha niceleri. Bütün bunları insanlar, Yaratan Allah'ın (C.C.) verdiği kabiliyetlerle buluyor, yapıyor, üretiyorlar. Ben böyle inanıyorum ve düşünüyorum.
Evet her insan çok değerlidir. Yeter ki sağlığını korusun, tembellik etmesin çalışsın, üretsin, mutlu etsin, mutlu olsun.
Şimdi bu mülahazalarla şöyle bir düşünelim.
Ülkeleri/insanları, kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden havadan bombalayanlar/bombalatanlar ve öldürenler, yaralayanlar, insanlara zulüm edenler cahil değil midirler
Fitne çıkararak, insanları bir birine düşman eden, aynı ırkın, aynı dinin mensubu olan insanları birbirine öldürten insanlar cahil değil midirler
Ölümden, zulümden kaçan insanlara ülkesini/kapısını açan, onlara iş, aş veren devlet adamları, insanlar; güzel ahlaklı ve akıllı insanlar değil midirler
Hiçbir insan, Allah'a îman etmediği halde veya îman edip de ibadet etmediği halde, kendine ve ailesine, diğer insanlara zarar vererek yaşadığı halde; ait olduğu ırkın, şehrin, makamın ve benzeri özelliklerin hatırı için Cennetle müjdelenmeyecek. Hatırlayalım veda hutbesindeki o 'arabın aceme, acemin de araba üstünlüğü yoktur' lafzını.
Yaratan Allah'ın (C.C.) insanları, kendisine iman ve ilahî kitaplarında tarif ettiği güzel ahlak ve de emrettiği ibadet ölçüsüyle muhakeme edeceğini, O'na ve onun son Peygamberi Hazreti Muhammed'e (S.A.S.) inanan ve iman eden herkes bilir.
Lütfen hoşgörülü, adil, merhametli, kul hakkı yemeyen, birbirini seven sayan, kıymet veren, Allah'ın (C.C.) sevgisini kaybetmekten korkan insanlar olarak yaşamaya daha fazla gayret edelim. Unutmayalım ki nerede olursak olalım Allah (C.C.) bizi görüyor ve duyuyor. Yaptıklarımız, konuştuklarımız, gördüklerimiz, duyduklarımız, yani bütün davranışlarımız mutlaka en ince ayrıntısına kadar İlahi mizanda ölçülecek/değerlendirilecek. Hem bu dünyada, hem de ahiret hayatımızda zerre kadar dahi olsa, karşılığını göreceğiz. Böyle inanan ve iman eden bir insan, hiçbir insana, hayvana, bitkiye ve eşyaya zarar veremez.
Bu gerçekleri, özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize, daha çok küçük yaşlardan itibaren, kendimiz de yaşayaraktan öğretmeyi ihmal etmeyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.