KARAR VERME YETKİSİNİN GÜÇLE İLGİSİ

Ülkemizin çevresinde yaşanan gelişmeler, şunu göstermektedir. Dünyadan bağımsız olarak; bazı şeylere karar vermek, gerçekten zordur. Siz, ne kadar bağımsız karar vermeye çalışsanız da; birileri buna fırsat vermemektedir. Ülkemizin, güneyinde, sınırımızın sıfır noktasında yaşanan olaylar, bunun en güzel delilidir. Yıllardır devam eden acımasız bir savaş var. Bütün bu olanlar, Dünyanın gözü önünde olmaktadır. Ölen binlerce insanın ölümüne sessiz kalan çevreler; Aniden, bir nokta üzerinden hareket ederek; Dünyanın dikkatini o, noktaya çekmeyi başarmışlardır. O noktadaki insanları kurtarmak adına, çalışmalar yapmaya başlamışlardır. İşte, güç sizde ise; karar verme yetkisinin de, sizde olacağına en güzel örnek, bu olaydır.

Ülkemiz senelerdir bu gelişen olaylara kayıtsız kalmamıştır. Önce mülteci kardeşlerimize sahip çıkmıştır. Sonrasında sınır güvenliğini tesisi etmek için o bölgede güvenli bir hat oluşturmak için gayret göstermiştir. Nerede ise sınır ötesi alanlara konuçlanarak hem oranın güvenliğini hem kendi güvenliğimizi teminat altına almıştır.
Bunu yapmak bir güç ister. O bölgede bir takım arzu ve beklentileri olan Dünya devletlerine kafa tutmak demektir. Bunun için senelerce savunma sanayimiz, güçlendirilmiştir. Bu alanda dışa bağımlı olmaktan kurtulma girişimleri en üst düzeydedir. Silah alan değil, satan bir ülke haline dönüşmüş durumdayız.

Yurdumuz üzerinde kötü emeller besleyen insanlar için, caydırıcı bir güç haline gelmiştir. Bundan yıllarca önce orada yapacağımız her girişim birileri tarafından engellenmekte idi. Ne zaman ki, hendek olaylarının, 15 Temmuz olaylarının onlar açısından, başarısız sonuçlanması, bu bölgede farklı beklentileri olan bazı devletlere gözdağı verilmiştir.

Suriye konusunda önemli bir aktör olarak devreye girmiştir....

Gittikçe zaman içerisinde güçlenen Ülkemiz, iç barışı sağlamak adına, Terörsüz Türkiye girişimlerini hayata geçirmenin gayreti ve çabası içerisindedir. Çünkü Ülkemiz bu alanda gayret gösterecek güç ve donanıma sahip hale gelmiştir. Terör örgütü ve onu destekleyenler de bunu görmüş olacak ki; uzatılan eli geri çevirmek istememiştir.

Oralarda farklı beklentileri olan bazı devletler de, Ülkemizin gücü karşısında geri adım atmak zorunda kalmışlardır. Hatat içimizdeki bazı çevreler bile, terörün bitmesinden rahatsız olacak duruma gelmişlerdir.

Batılıların destekledikleri terör uzantısı olan güçler, bu bölgede senelerce kan akıttılar. Bu kargaşa ortamından Ülkemiz de nasibini aldı. Tam kırk yıl terör belası ile uğraştı. Maddi ve Manevi çok kayıp verdi. Bugün bizim güce erişmemizi istememektedirler. Bu nedenle bazı devletler ekonomik olarak bize dünyayı dar etmenin derdindeler... İçerideki bazı hainleri kullanmaktan geri durmuyorlar...

Sözde bazı Ülkeler, O noktadaki insanların kurtarılması adına, yapılan girişimler sadece terör örgütlerine yaradı. Bu girişimleri haklı çıkarabilecek; sayılarla ifade edilen açıklamalar yaptılar. Bütün bu açıklamalara tek cümle ile; şöyle cevap vermek gerekir. Orada öldürülen, insanların daha fazlası, senelerdir başka, başka cephelerde; sivil, asker ayrımı yapılmadan öldürülmektedir. Kimileri, Çocuk, kadın, yaşlı demeden, öldürüldüler. Diğer bölgelerde, öldürülme olayları bir gerçek iken; O bölgenin dışında öldürülen insanlara neden seyirci kaldınız? Bazı devletler açısından, Ölen insanların demek ki; bir anlamı yoktur. Sayfalarda yazılı olan; insan hakları, sivilleri koruma adlı çalışmalar sadece sayfalarda kalmaktadır. Elinde güç olan devletler; hangi canlının öldürülürken, insan yapılabileceğine karar vermektedirler. Onların insan saymadığı canlıların ölmesi, öldürülmesi; onlar için bir anlam ifade etmemektedir. Anlayışları budur.

Bugün aynı anlayış Filistin’de devam etmektedir. Sudan' da ya da Dünyanın değişik yerlerinde devam etmektedir. Sudan'daki altın kaynakları birileri için önemlidir.

Bir başka açıdan şöyle değerlendirmektedirler: İnsanların öldürülürken; hangi dine, ırka, bağlı olduğuna bakmamaktadırlar. O, Topraklara bu kargaşa ortamından sonra kimin hakim olacağı, hangi siyasi iradenin yöneteceği durumu da çok önemlidir. Ölen insanlar öldüğü zaman kendilerinin bir maddi zararı yok ise; o insanların ölmesi onlar için bir mana ifade etmez. Bunlardan daha önemlisi; öldürülen insanların barındığı topraklar, o toprakların yer altı ve yer üstü zenginlikleri; onlar için bir, değer ifade etmektedir. Siyasi açıdan o topraklarda kendi yararlarının olma ihtimalini de; göz ardı etmemek lazımdır. Siyaseten bir yararları varsa; orayı da koruma altına almayı kendileri için, bir görev kabul ederler. Bunlara ilaveten, güç de kendilerinin elinde ise; işte o zaman, kendi koydukları yasaları, uygulama alanına sokmaya çalışırlar. Bir anda çok insancıl bir görünüme, girebilirler. Bütün Dünya’ya da ellerindeki Medya gücü sayesinde; kendileri gibi düşünmesi gereken yayınlarda ve açıklamalarda bulunabilirler. Tüm Dünya kamuoyunu o tarafa doğru yönlendirilirler. Yeter ki; ellerinde o güç olsun.

Yaşanan gelişmeler şunu göstermektedir.

Kısacası, her alanda olduğu gibi; karar verme ve uygulama yetkiniz; gücünüzle alakalıdır. O nedenle Ülke olarak, her alanda güçlü olmak zorundayız. Ancak, karşımızdakiler; gücümüzü gördükleri zaman; fikirlerimizi dinlemek isterler. Yoksa; sizin attığınız çığlıklar, bağırıp çağırmalar, sesinizi yükseltmelerin; onların yanında hiçbir anlamı olmaz. Sizi duymazlar. Yaptığınız onca zahmetli yardımseverlik, fedakarlık, insanlık hanemize yazılacak, bir sayfa olarak kalır. O yardım ettiğimiz insanlar bile; yarın o güçlü karar vericilerin etkisinde, baskısında kalarak; sizlerin aleyhinize olabilecek tavır ve davranışlarda bulunabilirler. İşte hayatın gerçeği budur. Karar mercii olmak için; güçlü, kuvvetli olmamız şarttır. Güç, sizde olduğu zaman, sözünüzde er, geç dinlenecektir. Bu böyle biline...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan Arslan Arşivi

Karar verme yetkisinin güçle ilgisi

03 Kasım 2025 Pazartesi 12:27

YAŞANMIŞ GERÇEKLER

21 Ekim 2025 Salı 09:29

Topluma Ait Değerlendirmeler

12 Ekim 2025 Pazar 12:41

Yavuz Bülent Bakiler Vefat Etti

29 Eylül 2025 Pazartesi 09:07

TARİH VE GENÇLİK

17 Eylül 2025 Çarşamba 10:11

TİŞÖRT YAZILARI

12 Eylül 2025 Cuma 09:21