Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

Sıkıntılardan çıkmak için sorunları paylaşmak

İnsanlar veya ülkeler varlıklarını sürdürürken zaman zaman çeşitli darboğazlara ve sıkıntılara düşebilirler. Bu durum tarihi seyir içerisinde gerek birey bazında gerekse toplumsal bazda görülebilmektedir. İnsanın her zaman en doğru olan ve hatasız eylemleri yapması ve sıkıntılara düşmemesi önerilir, bunun yolları da gösterilir. Ama bunlara rağmen yapılan bir takım hatalar veya geleceği ve mevcut durumu iyi okuyamamanın verdiği bir takım tavırlar sonucu kaçınılmaz olarak sıkıntı ve bunalımlarla karşılaşılmaktadır.
İçerisinde yaşanılan bunalımın ve çekilen sıkıntıların irdelenmesi gerekir herşeyden önce… Hangi kararlar ve uygulanan yöntemler toplumu bunalıma sürüklemiştir. Çok doğaldır ki, bir yerlerde hata yapıldığından bir şeylerin yanlış ve zamansız olarak uygulandığından bunalım ortaya çıkmıştır. İnsanlar rahat, huzur ve müreffeh içerisinden yaşarken, sıkıntıda olduklarını ifade etmeyecekleri bir gerçektir. Öyleyse bir yerlerde yapılmakta olan hata veya yanlışlıklar söz konusudur. Bu yanlış uygulamaların neler olduğu tesbit edilmeden, yanlışa giden yollar ve sebebler araştırılmadan çıkış yolu bulduğunu ve uygulamaya koyduğunu söylemek bunalımı artırmaktan ve çıkışı zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Aynı sıkıntılara ve hatalara düşmemek için yanlışlıkların kimler tarafından ve nerelerde yapıldığının iyi bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir.
Bu yanlışlıkları bulmak, yanlış yapanları suçlayarak, insanın kendini aklaması anlamında yapılırsa o da bir mana ifade etmez. Hata yapanların tesbiti varsa suçlarının karşılığı olan yaptırımların uygulanması herşeyden önce caydırıcılık açısından önemlidir.
Hataların nerelerde ve nasıl yapıldığı ortaya konulduktan sonra, bunun için öngörülen çözüm seçenekleride araştırılarak ortaya konulmalıdır. Bu seçenekler içerisinden bunalımlardan en kısa zamanda ve en az zararla çıkaracak yükü ve külfeti hakkaniyet ölçüleri içerisinde toplumu oluşturan her kesime paylaştırarak bulunacak olan çözüm uygulamaya konulmalıdır. Bunun uygulama zamanı boyutu ve sonuçta bunalımdan kurtararak düzlüğe ve rahata kavuşmak için fedakarlık yapılması gerektiği tüm açıklık ve çıplaklığı ile anlatılır, benimsenir ve uygulanırsa başarıya ulaşılır. Çünkü toplumu oluşturan fertler, toplumsal yarar ve zarardan ister istemez etkilenecek olan insanlardır. Zararı en hafifle atlatarak tekrar rahata ve huzura kavuşmak için herkesin üzerine bir yük düştüğünü, kendisine düşen yüküde taşımak zorunda olduğunu bilecek kadar arif ve zekidir bu toplumun insanları. Yeter ki karşılıklı ilişkilerde güven unsurunun temini ve birbirini aldatmamanın, doğru söylenildiğinin taraflarca kabulu olsun.
Hiç bir bunalım aşılmaz değildir. Bunalımı körükleyenler ve bu körüklemenin neticesinde kendi çıkarlarını sürekli kılan kesimler bulunabilir. Bu kesimler ekonomik olarak güçlü olduklarından, toplumu etkileyen hususları etkin bir biçimde kullanalarak devamlılıklarını sağlamak noktasında yapabilecekleri herşeyi toplumun ne denli zararına olursa olsun yapmaktan çekinmezler. Böylece dönen çarktan toplumun az bir kesimi yararlanmasını sürdürür. Dönen çarklarını engellemeye, toplumu bunalımdan ve sıkıntıdan kurtarmaya yönelik çalışma yapanları ise, toplum nezdinde haklı ya da haksız bir takım ithamlarla küçük düşürmekten çekinmezler. Böylece toplum doğru ve yanlışı, kendisinden yana olan ile kendisine karşı olanı ayırt etmekten mahrum bir konuma düşer.
Bütün bunlarla birlikte, fertler iyi bir gözlemle aynı amaç etrafında birlik olduklarında hem kendileri hem de içerisinde yaşadıkları toplum rahata ulaşır. Toplumun bütün kesimleri huzur ve mutluluk içinde mürreffeh bir hayat sürer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi